ZONGULDAK (AA) - Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, "Türkiye Cumhuriyeti'nin verdiği destek, gösterdiği çaba, sergilediği tavır, ileri sürdüğü fikir ve girişimler Filistinlilerin gurur kaynağıdır. Bu, Filistin ile Türkiye arasında, iki hükümet ve iki kardeş halk arasında olan derin tarihsel ilişkilerin yansımasıdır." dedi.

Faed Mustafa, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) ile Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (Bem-Bir-Sen) tarafından Hüseyin Tatoğlu Kültür Merkezinde düzenlenen, "Filistin Özgür Olmadıkça Tüm Şehirler Tutsaktır" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Filistin halkının iyi niyetli mesajlarını iletmek için geldiğini söyledi.

Güçlenen, karşılıklı saygı ve ahlaklı iş birliğine dayalı bir barış istediklerini anlatan Mustafa, şöyle devam etti:

"Bölge halkı için güvenlik, istikrar ve gelişmeye açık; Filistin halkı için özgürlük ve bağımsızlığı garanti eden bir barış, tüm acıları, işkenceleri ve kahırla dolu geçmiş sayfasını kapatan bir barış temenni ediyoruz. Peki buna yakın mıyız, maalesef, 'hayır' diyoruz, hatta 'çok uzaklaştık' diyoruz çünkü İsrail'in planlı ve programlı yaptıkları, barış ve istikrara değil, savaş ve çatışmaya sürüklüyor. Gazze'ye saldırılıyor, abluka altına alınıyor, aç bırakılıyor ve hiçbir insan hakkı düşünmeden dünyadaki en büyük hapishane haline getiriliyor."

- "Amerika'nın tek başına barış sürecinde ara bulucu olmasını kabul etmeyeceğiz"

Mustafa, yaklaşık 2 milyon Filistin halkının yaşadığı Gazze ile Batı Şeria'nın ruh ikizi olduğunu vurgulayarak, "Yerleşme zihniyetinden parça parça koparılıyor. Askeri barikatlar organları kesiyor, faşist ayrım duvarı karnında bir yılan gibi kıvranıyor. Gece askerler vatandaşların evlerine baskınlar yaparak gençleri ve büyükleri sıcak aile ortamından kopararak soğuk hapis ortamlarına götürüyor. Kudüs ise doğal ortamından koparılarak, yabancılaştırma ve Yahudileştirilme amacıyla geçirdiği operasyonlardan acı çekiyor ve bağırıyor." ifadelerini kullandı.

İsrail'in bu davranışlarını Amerika Birleşik Devletleri'nin teşvik ederek desteklediğini ve kolladığını, mevcut ABD yönetiminin de işgal hükümetinin yanında olduğunu anlatan Mustafa, şunları kaydetti:

"(Donald Trump) Bu yönetim, barış sürecindeki görev ve yükümlülükleri ile çelişkili olarak, halkımızın ulusal haklarına karşı düşmanca davranmaya, uluslararası yasaları çiğnemeye ve uluslararası çoğunluğu ve özgür ülkelerin duruşunu yok saymaya devam ediyor. Bu yönetim, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdı, büyükelçiliğini Tel Aviv'den oraya taşıdı. Bu yönetim İsrail'in düşmanca tavırlarını eleştiren uluslararası örgüt ve kurumları tehdit etmeye devam etti. Ehliyetini kaybeden Amerika'nın, bundan sonra barış sürecinde tek başına arabulucu olmasını kabul etmeyeceğimizi söyledik ve yineliyoruz. Bu yönetim, tüm yaptıklarıyla geçmişte verilmiş sözlerini inkar etti."

- "Türkiye'nin verdiği destek Filistinlilerin gurur kaynağıdır"

Mustafa, Filistin'de umutsuzluğa yer olmadığını, devletin ve halkın geleceği için çalışmaya ve sivil direnişe devam edeceklerine dikkati çekerek, "Halkımız, uluslararası hukuk ve insani bildirgelere uygun direnişinde çeşitli dünya ülkelerinden barışseverlerin desteğini kazanıyor. Böylelikle savunmasız bir halkın, kurşun, gaz bombaları ve dozerlere karşı direnişinde gücünü, cesaretinden ve umutlarından alması takdire şayan bir örnek olarak kendini sunuyor." diye konuştu.

"İsrail hükümeti bu bölgenin halkını 50 yıldan beri yaşadıkları topraklardan kopararak göç ettirmeye karar verdi." diyen Mustafa, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halkımız canlı bir hafızaya sahiptir. Yanında duran ve duracak olan ülkeleri unutmayacaktır. Bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti halkına duruşundan dolayı sonsuz teşekkürlerimizi ve memnuniyetimizi belirtmek istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin verdiği destek, gösterdiği çaba, sergilediği tavır, ileri sürdüğü fikir ve girişimler Filistinlilerin gurur kaynağıdır. Bu, Filistin ile Türkiye arasında, iki hükümet ve iki kardeş halk arasında olan derin tarihsel ilişkilerin yansımasıdır. Türkiye'deki dostlar ve kardeş Türk halkı, Türkiye Dışişleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi, çeşitli siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a sonsuz teşekkürler."