"Türkiye'nin Yeni Zelanda'daki terör saldırısına tepkisi insani ve İslamiydi"
Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi:- "Türkiye'nin Yeni Zelanda'daki terör saldırısına tepkisi doğrudan, şefkatli, insani ve İslamiydi"- "İİT'nin toplantısı tam zamanında oldu. Toplantı, İslam dünyasında birlik ortamı oluşturmaya ve bu tarz terör
ANKARA (AA) - NİLAY KAR ONUM / MUHAMMET İKBAL ARSLAN - Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi, Yeni Zelanda'da cuma namazı sırasında 51 Müslüman'ın öldürüldüğü terör saldırısının ardından Türkiye'nin tutumunu "şefkatli, insani ve İslami" olarak nitelendirdi.
Yeni Zelanda'daki iki camiye yönelik terörist saldırı ve Müslümanlara karşı nefret ve tahammülsüzlükle mücadele konusuna ilişkin İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Düzeyinde Açık Katılımlı Acil İcra Komitesi Toplantısı'na katılmak üzere İstanbul'da bulunan Kureyşi, AA muhabirine konuştu.
Türkiye'nin Yeni Zelanda'daki terör saldırısı sonrası İİT'de pozitif rol oynadığına dikkati çeken Kureyşi, "Türkiye'nin Yeni Zelanda'daki terör saldırısına tepkisi doğrudan, şefkatli, insani ve İslamiydi. İslami ve insani tepkiler birbirine çok yakındır." dedi.
Kureyşi, dün İİT'nin Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters'ın da katıldığı acil toplantının "zamanlıca" olduğu değerlendirmesinde bulunarak, Yeni Zelanda'daki terör saldırısının ardından yapılan toplantının Müslüman dünyasında ve ötesinde birlik ortamı oluşturacağını söyledi.
- "Christchurch'ta olanlar karşısında şok olduk"
"Yeni Zelanda'daki terör saldırısı karşısında şok olduk ve dehşete kapıldık çünkü camide, kimseye zarar vermeyen ve sadece ibadet eden masum insanlar vardı." ifadelerini kullanan Kureyşi, bu trajik saldırıda insanların acımasızca öldürüldüğünü ve teröristin sansasyon yaratmak amacıyla saldırıyı canlı olarak kayda aldığını belirtti.
Bakan Kureyşi, yükselen İslamofobinin daha yüksek sesle konuşulması gerektiği yerde gündeme getirilmemesinin kendilerini şok ettiğini vurgulayarak, bu tür İslam karşıtı olayların tekrar tekrar yaşandığının altını çizdi.
Yeni Zelanda gibi huzurlu, barışçıl ve dostane bir ülkede bile böyle bir terör saldırısı oluyorsa hiçbir yerin güvenli olmayacağını ifade eden Kureyşi, "Bana göre İİT'nin bu toplantısı tam zamanında oldu. Toplantı önce İslam dünyasında birlik ortamı oluşturmaya ve bunun ötesinde bu tarz terör eylemlerine karşı farkındalık oluşturmaya yardımcı olacaktır." diye konuştu.
Kureyşi, "Pakistan'ın saldırıya tepkisi de anında oldu. Açıkçası saldırıda 9 vatandaşımızı kaybettik ve birisinin durumu hala kritik." ifadesini kullandı.
Terör saldırısı esnasında masum insanların hayatını kurtarmaya çalışan cesur bir Pakistanlının öldürüldüğünü hatırlatan Kureyşi, "O, kendi oğlunun hayatını kurtaramadı ama diğer savunmasız insanları korumayı başardı. O, Pakistan hükümeti tarafından en üst düzey sivil ödülünü alacak." dedi.
- "Türkiye ve Erdoğan teröristin hedefinde"
Sosyal medyada canlı yayınlanan katliamın, hem Türkiye'yi hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan, ırkçı ve İslamofobik bir manifestonun yayımlanması eşliğinde gerçekleştiğine işaret eden Kureyşi, "Türkiye ve Erdoğan teröristin hedefinde. Erdoğan sözünü esirgemeyen ve zor zamanlarda çok net pozisyon alan bir kişi." diye konuştu.
Kureyşi, Erdoğan'ın açıkça ve özgürce konuşan biri olması sebebiyle birçok kişi tarafından tehdit olarak görüldüğünün altını çizdi.
Yükselen İslamofobi eğilimiyle başa çıkmak için bazı küresel önlemlerin alınabileceğinden umutlu olduğunu vurgulayan Kureyşi, "Medyanın daha iyi bir ortam yaratma ve İslamofobi ile başa çıkmada önemli rol oynaması gerektiğini düşünüyorum. Sosyal medya daha sorumluluk sahibi bir rol üstlenmeli ve Batı başkentlerindeki düşünen ve vicdanlı insanlar İslamofobiye karşı daha güçlü ses çıkartmalı." dedi.
Kureyşi, Yeni Zelanda'daki terör saldırısının ardından Batı'dan gelen tepkilere de değinerek, "Ayrıca, Batı toplumu ve insanlar Yeni Zelanda'daki saldırıya karşı şefkatli ve ilgili." şeklinde konuştu.
Konuşmasında, Batı'da yükselen aşırı sağ eğilime de dikkati çeken Kureyşi, bu aşırılıkçı grupların İslamofobik ve ırkçı pozisyon aldıklarını vurguladı.
- "Pakistan asla gerginlik istemedi"
Kureyşi, 14 Şubat'ta Cammu Keşmir'de düzenlenen ve 40 Hindistanlı askerin ölümüyle sonuçlanan intihar saldırılarından sonra Pakistan ile Hindistan arasındaki ilişkinin gerildiğini hatırlattı.
İki komşu ülke Pakistan ve Hindistan arasında son dönemde artan tansiyonu "talihsiz" olarak yorumlayan Kureyşi, ülkesinin asla gerginlik istemediğini ve İslamabad yönetiminin sorunun çözümünden yana tutum sergilediğini dile getirdi.
Büyükelçi Kureyşi, sözlerine şöyle devam etti:
"Pakistan saldırıya uğradı. Pakistan'a karşı bir saldırganlık eylemi vardı. Hava sahamız ihlal edildi, egemenliğimiz ve toprak bütünlüğümüz saldırıya uğradı. Bu yüzden, Pakistan'ın başka seçeneği yoktu. Sadece kendini savunma konusunda misilleme yaptı. Biz Hintlere, sorunlarımız olduğunu ve sorunlarımızı tutarlı ve kesintisiz bir diyalog yoluyla çözmeye çalışmamız gerektiğini söylüyoruz."
Hindistan'ın çözüm için henüz hazır olmadığını ifade eden Kureyşi, Hindistan'da nisan ve mayıs aylarında yapılacak seçimlerden sonra iki ülkenin masaya oturabileceği ve sorunları çözeceği yönündeki umudunu dile getirdi.
Kureyşi, Hindistan'la gerilimi düşürme noktasında Pakistan'ın yapıcı ve olumlu rol üstlendiğini ifade ederek, saldırıya rağmen Hint pilotu hızlıca iyi niyet ve barış göstergesi olarak iade ettiklerini anımsattı.
- "Türkler, Pakistanlılarla tanıştığında gülümsüyor"
Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilere de değinen Kureyşi, "İki ülke arasındaki ilişki her zaman iyi olmuştur. İnşallah hep iyi kalacaktır. Pakistan insanı bu ilişkiye önem veriyor." değerlendirmesinde bulundu.
İki ülke arasındaki ilişkilerin sadece hükümetler ve liderler arasında olmadığına vurgu yapan Kureyşi, "Türkler, Pakistanlılarla tanıştığında gülümsüyor. Pakistanlılar Türklere karşı çok sıcak hissediyor. Bizim ortak tarihimiz ve geleceğimiz var." dedi.
Kaynak: