TÜSİAD Başkanı Bilecik, AA Finans Masası'na konuk oldu: (2)

TÜSİAD Başkanı Bilecik, AA Finans Masası'na konuk oldu: (2)

"Yılın ilk yarısında KGF'nin devre girmesi önemli bir cansuyu olmakla beraber ekonomiye önemli bir ivme verildi. Şu an yüksek büyüme rakamlarını konuştuğumuz bir süreç yaşıyoruz. Yani önemli bir zaman kazanımı oldu. Şimdi yapılması gereken nokta, reformla

İSTANBUL (AA) - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, bu yılın ilk yarısında Kredi Garanti Fonu'nun (KGF) devre girmesinin önemli bir cansuyu olmakla beraber ekonomiye önemli bir ivme verildiğini belirterek, "Şu an yüksek büyüme rakamlarını konuştuğumuz bir süreç yaşıyoruz. Yani önemli bir zaman kazanımı oldu. Şimdi yapılması gereken nokta, reformları iyi yapmak. Reformist bakıp, reform ajandasını daha ön plana alıp, sürdürülebilir büyümenin önemli göstergesi olarak yatırıma dönmemiz gerekir." dedi.

Bilecik, AA'nın 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği ve finans piyasası profesyonelleri ile buluştuğu platformu AA Finans Haberleri Terminali'nden (aafinans.com) canlı yayınlanan Finans Masasına konuk oldu.

Büyümenin kompozisyonu ve Kredi Garanti Fonuna (KGF) ilişkin soru üzerine Bilecik, büyüme rakamlarının iş dünyasının hoşuna gittiğini, moral artırdığını, ileriye doğru güvenle bakılmasını sağladığını belirterek, büyümenin kalitesinin, kompozisyonunun ne olduğunun büyüme rakamından çok daha fazla önemli olduğunu, iş dünyasının kompozisyonun dengeli olmasını tercih ettiğini kaydetti.

Bilecik, bu yılın önemli gelişmelerden birinin, ihracat rakamlarının, özellikle Avrupa Birliği (AB) üyelerine yapılan ihracatın yukarıya çıkması olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Bu büyümeyi en çok destekleyen ve kompozisyonda da iyi bir şekilde yerini bulan rakamlardan birisiydi. Diliyorum ki aynı ivme devam eder, ben devam edeceğini düşünüyorum. Ama içeriğe baktığımız zaman özellikle tüketim ve kamu harcamalarının bu noktada önemli katkıları oldu. Yılın ilk yarısında KGF'nin devre girmesi önemli bir can suyu olmakla beraber ekonomiye önemli bir ivme verildi. Şu an yüksek büyüme rakamlarını konuştuğumuz bir süreç yaşıyoruz. Yani önemli bir zaman kazanımı oldu. Şimdi yapılması gereken nokta, reformları iyi yapmak. Reformist bakıp, reform ajandasını daha ön plana alıp, sürdürülebilir büyümenin önemli göstergesi olarak yatırıma dönmemiz gerekir. İnşaatta büyüme kötü bir şey değil ama inşaat yatırımlarının yüzde 10'lar civarında büyüdüğü bir ekonomide makine teçhizatı yatırımları 4 çeyrektir eksi. Yatırımcının daha fazla güvene ihtiyacı olduğu bir atmosfer var. Yatırımcının önününü biraz daha fazla görebilmelerini sağlayabilecek bir nokta var."


- "Ekonomide güven esas ve güven de en büyük sosyal sermaye"


Ekonomide bir esas olan güvenin ayrıca en büyük sosyal sermaye olduğunu anlatan Bilecik, yatırım ortamının iyileştirilmesinin, eleştirel kısımlarının ortadan kalkmasını sağlayacak önemli bir nokta olduğunu dile getirdi.

Yatırım ortamının nasıl iyileştirileceğine ilişkin soru üzerine Bilecik, "2002-2007'de AK Parti'nin göreve geldiği 5 yıllık dönemi hep beraber düşündüğümüz zaman, öyle bir reform ajandasına, yatırım ortamının iyileştirilmesine dönük olarak çalışma ivmesine, atmosfere ihtiyaç var. Bu atmosfere yakın çalışmalar yapıldığını görmekten mutluluk duyuyoruz." dedi.

Bilecik, yatırım ortamının iyileştirilmesinde, iş yapma kolaylığı ve bürokrasinin azaltılmasının konuşulduğunu aktararak, burada bir eksenin eksik olduğunu, yatırımcının yatırım alma kararından yatırımın uygulamaya konulduğu o bütün sürecin iyileştirilmesinin gerektiğini kaydetti.

Dünya Bankası tarafından hazırlanan İş Yapma Kolaylığı Raporu'nda Türkiye'nin 60'lı sıralarda bulunduğuna ve artık ilk 10'da yer alması gerektiğine işaret eden Bilecik, Başbakan Yardımcısı ve Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu'nun (YOİKK) Başkanlığını yapan Recep Akdağ'ın bu çalışmalara müthiş bir ivme vermesinden dolayı da memnuniyet duyduklarını söyledi.

Bilecik, birçok STK'dan görüş alındığını, şu anda üzerinde çalışılan, sadeleştirilen veya uygulamaya sokulacak olan 128 önerinin bulunduğunu, bunların 70'ini TÜSİAD'ın önerdiğini aktararak, "Özellikle vergi diliminde, gümrük uygulamalarında, enerjide, denetim piyasalarında, istihdam ve Ar-Ge'de bizim olmazsa olmaz diye saydığımız bu bölümler." dedi.


- "Belirsizliği yönetenler oyunun kazananı olacak"


Hükümetin aldığı tedbirler ve teşviklere ilişkin soru üzerine Bilecik, bazı sektörlerde verilen teşviklerin önemli katkılarının bulunduğunu, ancak bunların hepsinin geçici olduğunu bildirdi.

Bilecik, teşviklerle beraber yatırımcının iştahını daha fazla yukarı çekmek amacıyla kurun dalgalanması veya bu tip politikalarda biraz daha net olunmamasının getirdiği sıkıntıların ortaya çıktığını aktararak, "Bütün dünya için yeni bir normal var. Bu normalin adı belki biraz garip olacak ama bunun adı belirsizlik. Çok gelişmiş ülkelerde dahi aynı şey geçerli. Belirsizliği yönetenler oyunun kazananı olacak. 2018'de bu teşvikler devam ederek artsın noktasında olmamamız gerekir." diye konuştu.

Doğru sektöre, daha fazla Ar-Ge'ye, inovasyona, katma değeri yüksek üretimlere destek olabilecek teşviklerin paha biçilemez olduğunu belirten Bilecik, "Bizim daha çok 3 ana faktörü irdelememiz gerektiğine inanıyorum. Ekonomiyi sürdürülebilir ve kaliteli bir şekilde yönetmek adına iç politikadaki belirsizlerin azaltılması, gerilimlerden kurtulmak, kutuplaşmadan çıkmak ve dış politikadaki tutumumuz. Bu 3 parametreyi daha iyi irdeler ve yönetmeyi başarırsak teşviklerin neticelerini daha fazla alabiliriz." dedi.


- "(AB ilişkileri) İleriye doğru bakan bir zihniyetle bu görüşmelere devam edeceğiz"


Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine yönelik soru üzerine Bilecik, TÜSİAD'ın faaliyetleri ve politikaları hakkında bilgi vererek, "TÜSİAD'ın neredeyse değişmeyen demokrasi, hukuk, özgürlükler, ülke ekonomisi, reformlar, küresel ilişkiler, AB ilişkileri, Gümrük Birliği, eğitim STEAM, sürdürülebilirlik, gençlik, girişimcilik, dijital ekonomi, toplumsal cinsiyet eşitliği ve bölgesel kalkınma gibi ana başlıklarımız var." diye konuştu.

Erol Bilecik, TÜSİAD'ın, 46 yıllık öyküsü olan sivil toplum örgütü olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:

"İş dünyasında son derece güçlü figürleri var. Kurumlar vergisinin yüzde 85 ve üzeri üyelerimiz tarafından ödenir. Özellikle küresel ilişkilerde muazzam derecede iyi networkler oluşturmuş, bu iyi networkleri de her geçen süreçte yukarıya çeken, iyi yönetmeye çalışan bir TÜSİAD var. AB konusu bizim için son derece hassas. Bu, Türkiye için 60 küsür, bizim için de 46 yıllık bir öykü. TÜSİAD'ın bu yıl içerisinde neredeyse en çok konuştuğu konu; 'AB yolculuğunun aman gerisinde kalmayalım, aman vazgeçen, kaybeden olmayalım.' Tabii iç açıcı bir durum söz konusu değil. Burada iki tarafın da karşılıklı olarak verdiği sözleri yerine getirememesinden, konjonktürel gelişmelerden ve yapılması gereken reformların bir miktar geride kalmasından kaynaklı birçok sebep oldu.

AB tarafında da Türkiye'yi meselenin içine almaktan çok, sanki ötelemeye çalışan muazzam derecede yanlış bir anlayış var. Bizim tarafa da bakmamız gerekir diye düşünüyorum. Bizde de verilen sözlerin tutulmaması, yapılması gereken reformlarının yapılmaması, karşılıklı olarak negatif beslenen bir algı oluştu ve bugüne geldik. Bugün yol haritasının temel 2 noktası var. Müzakere başlıklarının devam etmesi ve ondan daha önemli olan Gümrük Birliği modernizasyonu... Onlar bize mahkum, bir o kadar da biz onlara mahkumuz. Karşılıklı bir menfaat birliğimiz var nihayetinde. Bu ilişkilerde daha iyi olmamız gerekiyor. Sadece iyi olmanız yetmiyor, vazgeçmemeniz gerekir. AB öyle bir konu. 11 aylık dönem dahilinde Brüksel ofisimiz başta olmak üzere, Londra'da, Berlin'de, Paris'te yapmış olduğumuz birçok toplantı ve görüşme var. Buraya asla geriye doğru bir yürüyüşümüz olmadan, ileriye doğru bakan bir zihniyetle bu görüşmelere devam edeceğiz ama gerilimin tamamen ortadan kalkması gerek."


- "KGF son derece başarılı bir uygulama oldu"


TÜSİAD'ın "Bu Gençlikte İŞ Var!" projesine değinen Bilecik, 2011 yılından bu yana devam eden projenin üniversite gençlerine girişimciliğin iyi bir alternatif olduğunu gösterdiğini söyledi.

Bilecik, Mayıs 2018'de sonuçlanacak projeye başvuruların 30 Kasım'a kadar süreceğini kaydederek, "Biz onların hayallerine ortak olduğumuz gibi, kendi tecrübelerimizi de onlarla paylaşıyoruz. Öne çıkan çok proje var. Muazzam start-up'lar çıkıyor. Geçen seneki birincimizin ABD'den önemli yatırımlar aldığını görüyoruz." diye konuştu.

KGF'nin son derece başarılı bir uygulama olduğuna işaret eden Bilecik, KGF'nin, yılbaşında çok sıkışık olan piyasaya önemli bir hareketlilik getirdiğini ifade etti.

Bilecik, KGF'nin iyi yorumlanması gerektiğine de dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Uygulamanın önemli bir maliyeti ortaya çıktı. Bütçede ve öngörülmeyen bir noktada negatif etkisi olduğu gibi başka maliyetleri de olmuştur. 2 ayda 200 milyar TL kredi dağıtımı yapıldı. Bu yapıldığı zaman, bunu sağlayan bankacılık sistemindeki yapıda önemli bir rasyonun bozulduğunu gördük. Dünyada kredi mevduat oranlarına baktığınız zaman iyi, makul ve hedef oranlar yüzde 60-80'dir. Bize baktığınız zaman yüzde 150 olmuş vaziyette. Nihayetinde burada duymamız gereken bir alarm sesi var. Mevduat faizlerinin otomatik olarak biraz daha yukarıya çıkmasını sağladı. Tabii bunların hepsi mevduatlardan sağlanan noktalar olmadığı için yurt dışından finansman borçlanmasının yukarıya çıkmasına neden oldu. İyi haber; büyümeyi artırdı. Bir yandan da bunun hemen bitişik kardeşi olan enflasyonun çift haneye çıkmasını sağladı diye düşünüyoruz. KGF normal şartlarda çok önemli bir mekanizma. Bunun daha ciddi kriz anlarında, ki böyle bir durumumuz yok, daha pozitif olacağını düşünüyoruz."

Avrupa'nın yüzde 2,5 ile son derece makul, yukarıya doğru ve iştahlı bir büyüme sağladığını anımsatan Bilecik, Türkiye'nin mali disiplini bozmadan, sadece reform ajandasına odaklanması gerektiğinin altını çizdi.

Bilecik, yatırım ortamının iyileştirilmesiyle beraber vergide, iş gücünde, teknolojide, dijital dönüşümde ve sanayide yapılması gereken birçok reform bulunduğunu vurgulayarak, "Reform kelimesini sık sık tekrarlayarak içini boşalttık. Reform ajandasının önümüzdeki dönemlerde ortaya konulduktan sonra, liderliğinin sayın Cumhurbaşkanı tarafından yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü iş dünyasında bir miktar inandırıcılık ve güven kat sayısı azaldı." şeklinde konuştu.

Ortaya çıkacak reform ajandasının Türkiye'ye zaman kazandıracağını kaydeden Bilecik, "Keşke bunu 3-4 yıl önce daha güçlü bir şekilde yapsaydık. Dünya iyiyken, biz ödevini iyi yapmış, maça daha iyi asılan bir noktada dururduk. Türkiye olarak her zaman oyunu kısa vadeli değil, orta ve uzun vadeli oynamak zorundayız. Orta veya uzun vadede hem tehditlere hem de fırsatlara odaklanmamız gerekiyor. Bunlarla beraber mali disiplini yüksek ama reform ajandalarının bütün dönüşümünü yapmış, yeni dünyaya daha fazla hazırlık yapan, dijital dönüşümü masanın başına koyan bir yapıyla maça girmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Girersek de alırız zaten." diyerek sözlerini tamamladı.

(Son)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı