TUZCUOĞLU, “YARINDA ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
AK Parti’den Milletvekili aday adayı olan Meram Eski Belediye Başkanı Refik Tuzcuoğlu özel açıklamalarda bulundu. Tuzcuoğlu, “ Partimiz için dün çalıştık, bugün çalışıyoruz ve yarında çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Refik Tuzcuoğlu'nu tanıyabilir miyiz?
Refik Tuzcuoğlu: 1967 yılı Konya doğumluyum. Konya Merkez İmam Hatip Lisesi'nden sonra İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okudum. İstanbul'da gazeteci ve yazar olarak uzun yıllar iç politika konusunda çalışmalar yürüttüm. Konya'ya döndükten sonra ticaret, eğitim, Sanayi Odası danışmanlığı gibi alanlarda faaliyetlerim oldu. AK Parti'nin kuruluş sürecinde önemli gayretler gösterdim. 2004 yılında Meram Belediye Başkanı olarak seçildim. 2009'dan sonra görevi halefime devrederek Kayseri Büyükşehir Belediyesi'ne davet edildim. Basın ve siyaset alanlarında danışmanlık, KASKİ Yönetim Kurulu Üyeliği ve Büyükşehir Genel Koordinatörlüğü görevlerini birlikte yürüttüm. Kısaca bilgi verilmesi gerekirse bunları ifade edebilirim.
Kaç yıldır siyasetin içinde bulunuyorsunuz?
Refik Tuzcuoğlu: Benim hayatımda siyasetle ilişkim AK Parti'yle başlamıştır. Dolayısıyla benim için siyaset demek AK Parti demektir. Siyasetle ilk temasım Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın başlattığı "Erdemliler Hareketi" ile oldu. Sonra AK Parti'nin kuruluş süreci başladı. Konya'dan ilk temas eden isimlerden birisi oldum. Konya'dan birçok ismin hareketle buluşmasına aracılık ettim. Kurulacak partinin akibetinin meçhul olduğu, liderinin muhtar bile olamaz denildiği günlerdi. O günden bu güne partimizin faaliyetlerine hizmetlerim devam etti. Duruşum, çizgim, ilkelerim hep aynı kaldı. Rüzgârın yönüne göre eğilip bükülmedim, savrulmadım.
Meram'a başka bir aday gösterildiğinde partiye kırgınlık yaşayacağınız düşünülüyordu; ama siz kırılmadınız? Neden?
Refik Tuzcuoğlu: AK Parti ruhunu taşımayanların düşebileceği bir durumdur bu. Bizde de bunun örnekleri
görülmüştür maalesef. Eğer hizmet etme dışında farklı hedefleriniz varsa elinizden gittiği an
sadece siyasi partinize değil, hayatın kendisine dahi kırılabilirsiniz. Ama eğer önceliğiniz millete, memlekete hizmetse ve hizmet etmeyi dünya görüşü olarak benimsemişseniz hizmetin şekli değişebilir, yeri değişebilir; ama işin ruhu asla değişmez, hizmet aşkınız değişmez. Ve Allah sizin önünüze daha yeni hizmet alanları açar. Benim hizmetlerim hiç bir zaman küçülmedi. Mahiyet değiştirdi; ama hep büyüyerek geldi bugüne kadar. Mahalle temsilciliğinden cumhurbaşkanlığına çeşitli badireler, siyasi suikastlar atlatarak yükselmiş bir liderin ekolüyle beslenen bir partinin mensubuyuz. AK Parti dünya menfaatleri ile örülü bir parti değildir. Biz, her koşulda millete hadim olmayı en büyük şeref bilen bir siyasi anlayışa sahibiz. Bir de her şeyin üstünde bir kader var. Kadere teslim olmak lazım. Dahası kadere razı olmak lazım.
AK Parti hükümeti politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Şu an anayasa değişikliği
konuları gündemde. Muhalefet, hükümetin anayasa paketine şiddetle karşı çıkıyor? Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Refik Tuzcuoğlu: Mevcut anayasa, darbe anayasasıdır. Dolayısıyla bu anayasanın demokratik teamüller açısından menşei bozuktur. Tank ve top namlularının gölgesinde millete dayatılarak kabul ettirilmiş bir anayasadır. Bir Karadeniz fıkrası vardır: Temel ve Cemal, tuttukları balığın cinsiyeti üzerinde anlaşamamışlar. Erkek mi dişi mi tartışması uzayınca Temel demiş ki: “Yüzbaşı’na soralım.”
Cemal: “O ne anlar ki” demiş. Temel: “Anlamaz; ama dediği dediktir." Şimdiki mevcut anayasa darbe paşalarının 'dedikleri' bir anayasadır. 30 yıldır bitmek tükenmek bilmeyen tartışmaların odağında yer almıştır. Muhalefetin anayasa değişikliğine karşı çıkması ise ciddi bir garabettir. Zira bu anayasayı hazırlayan zihniyet CHP ve MHP'yi yasaklayan zihniyettir. Siyaset yaptıkları partinin kapısına kilit vuran zihniyeti savunuyor durumuna düşmeleri ne yaman bir çelişkidir. Türkiye'nin, bölgenin ve dünyanın koşulları o günden bugüne çok değişmiştir. Her maddesinde millet iradesinin hissedildiği yeni bir anayasa, gelişen ve büyüyen Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacaktır. Ancak, AK Parti hangi projeyi ortaya getirse onun zıddını körü körüne savunan bir muhalefet anlayışı hâkim Türk siyasetine. Hatta, dünden bugüne savunageldikleri politikalarla dahi çelişki içine düşüyorlar. Kendileriyle bile sürekli tezata düşen bir muhalefet anlayışı ile hangi ciddi bir mesele çözülebilir bilemiyorum.
AK Parti'nin iktidar olduğu dönemlerde, en önemli başarısı sizce nedir?
Refik Tuzcuoğlu: Bence devlet-millet meşruiyetinin kurulmasıdır. Devletle milletin barıştırılmasıdır. Milletten güç alan bir devlet anlayışının hâkim siyaset anlayışı olmasıdır. Devletin millete biçim verme
cüretkârlığından vazgeçmesi ve millete hizmet etmeyi asıl gaye olarak benimsemesidir. AK
Parti'nin bana göre en önemli başarısı budur. Ekonomide, dış politikada, iç politikada alınan
mesafeler tabiî ki bahse değer.
Çözüm süreci ile ilgili gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Refik Tuzcuoğlu: Her şeyden önce AK Parti'nin çözüm süreciyle ilgili olarak sorunların giderilmesinde, meseleye yaklaşımında samimi olduğu her kesim tarafından görülmüştür. Özellikle Kürt vatandaşlarımız, bölgede faaliyet yürüten STK'lar hükümet politikalarına inanıyor ve güveniyorlar. Bu bence en önemli hususların başında gelir. Devlete güven yoksa devlet samimiyetten uzak görülüyorsa alınacak bir mesafe olmaz zaten. Doğu sorununun bu kadar büyümesinin temelinde AK Parti öncesi hükümetlerin güven vermeyen politikaları önemli etkenlerin başında gelmiştir. Samimiyetin, iyi niyetin, kararlılığın, ilkeli duruşun ortaya çıkması son derece önemlidir ve şimdi bu başarılmıştır. Ancak, AK Parti bu konuda ne kadar samimi olsa da HDP bir o kadar samimiyetten uzak görülüyor. Kandil, Ada ve HDP'nin sürekli çelişkili tutumlarını anlamlandırmak mümkün değil. Sanki çözüm değil de çözüm edebiyatı adı altında çözümsüzlüğü daha çok tercih ediyorlar gibi görünüyor. Kavga ve çatışma ortamından nemalanmak istedikleri çok açık görülüyor. Sürekli ipe un sermeleri, kendi iradeleri dışında başka üst iradelerin devrede olduğu kanaatini uyandırıyor. Ancak sade vatandaş bu bu oyunun farkında. AK Partiye doğudan verilen yüksek oranda desteğin sebebi budur. Suriye, Irak ve bölgedeki gelişmelere baktığımızda da PKK kartını elinde tutmak isteyen kirli merkezler olduğu gözlerden kaçmıyor. Peki, Türkiye ne yapmalı? Sorunu çözme iradesi göstererek kirli merkezlerin elinden bu mekanizmayı çıkarmalı. Bu, çok zor bir iş. Uzun, ince bir yol. Bu sorunu çözecek iradeyi ve stratejiyi AK Parti'den başka bir siyasi hareketin üretmesi şu an için zaten mümkün görülmüyor.
Milletvekili adaylığına başvurma kararınızda neler etkili oldu? Meram'dan sonra Kayseri'de de önemli bir birimin başında bulunuyordunuz? Milletvekili olursanız belki bu kadar geniş icraat yapma imkânlarınız olmayabilir?
Refik Tuzcuoğlu: Yıllardır yatırım ve icraat adamı olarak yaşadım. Yüzlerce insanın çalıştığı müesseseleri yönettim. 10 yıldır belediye yöneticiliği yapıyorum. İki şehrin yerel yönetim tecrübesine sahip oldum. Çok farklı alanlarda iş ve hizmet deneyimlerim oldu. Diğer taraftan da fikir ve kültür hayatının içinde olmayı üniversite çağlarından itibaren sürdürdüm. Bu misyona en başından itibaren hizmet ettim, hizmet etmeye devam ediyorum. Siyasetimizin AK Parti misyonu ve değerleriyle yetişmiş, davasına sadakatle bağlı tecrübeli isimlere ihtiyacı olacak. Bu noktada bir hizmetimiz olabilir düşüncesiyle partimize müracaat etmeyi vazife bildik. Tabiî ki birçok değerlendirme yaptıktan sonra buna karar verdik. Ailemizle, dostlarımızla, mesai arkadaşlarımızla, dava arkadaşlarımızla, samimiyetine ve görüşlerinize itibar ettiğimiz siyasi deneyime sahip dost ve büyüklerimizle istişarelerimiz oldu. Geleceğin neler getireceğini bilmiyoruz. Ben, milletimizin gönlünde kendisine yer açılan bir insan olarak siyaset yapmayı tercih ederim. Sevgi ve merhamet esaslı, dürüst ve ilkeli bir siyasi kimlikle, geride hoş sada bırakacak hizmet ve eserlerle anılmayı bir insan olarak arzu ederim. Her şeyin akibeti hayr olsun diye dua ediyoruz…