TYB Konya'da 'Edebiyat ve İtibar' konuşuldu!
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından düzenlenen programda 'Edebiyat ve İtibar' konusunu ele alan Doç. Dr. Canan Olpak Koç, “Gerçek edebiyat mahkûm edilebilir, merhum edilebilir fakat mağlup edilemez" dedi
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi 2021 yılı etkinlikleri devam ediyor. Konya Büyükşehir, Karatay, Selçuklu ve Meram Belediyelerinin katkılarıyla bu hafta 27.'si Tantavi Kültür Merkezinde dinleyicilerin katılımı ve çevrim içi düzenlenen programda “Edebiyat ve İtibar” konusu konuşuldu.
Hüzeyme Yeşim Koçak’ın yönetiminde gerçekleşen programda konuşmacı Doç. Dr. Canan Olpak Koç, “Edebiyat ve İtibar” kitabında geçen kavramları da açıklayarak itibar konusunu anlattı.
“Gerçek edebiyat mahkûm edilebilir, merhum edilebilir fakat mağlup edilemez.” diyen Doç. Dr. Koç, edebiyatın ne kadar güçlü ve kalıcı olduğuna vurgu yaparak “Doğruluğuna şüphem yok, hâlen inanıyorum edebiyatın mağlup edilemeyeceğine. Makam, şöhret, hepsi gelip geçiyor, elimizde avcumuzda metinler kalıyor… Şiirin şairi ölüp gidiyor, onlar dahi hatırlanmıyor fakat edebiyat kalıyor metin kalıyor. Ne yaparsanız yapın, en kötü ithamlarla kişileri suçlayın, yine hiç fark etmiyor, kişi eğer edebiyatıyla tarihte yerini alacaksa mutlaka kalıyor. Bu da metnin, hayatın gerçeklerini sunması ile ilgili bir şey...” dedi.
“Şehrin İtibarı nereden gelir?” sorusuna Canan Olpak Koç; “Şehrin itibarı kitapta bir bölüm olmayı hak etmeyip ayrı bir kitap olmayı hak eden bir başlıktır. Biz şimdilik gidip gördüğümüz şehirleri yazdık, ama bunun böyle çok daha derinlikli incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü şehirler bizim mekânımız artık… Şehirlerin katiliyiz biz. Şehirlere hakkını vermiyoruz, aksine şehri yeniden yapılandırırken şehrin asıl sahiplerinden biraz daha uzaklaştırıyoruz. Şehirlerin ruhunu hiçe sayıyoruz. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir’ini okuyup da o şehirleri ona göre dizayn eden kim var? Bunu yapmamışsak şehirlerin sahibiymiş gibi konuşmamıza gerek yok…” dedi.
Koçak: “Türk Edebiyatında yazar kadınların itibarı var mıdır?”
“Keşke biz sadece yazmaktan bahsediyor olsaydık. Yazar kadınların böyle bir derrdi var, bizi cinsiyet olarak algılamayıp yazdıklarımızı anlamaya çalışın, gibi bir kaygıları var, haklı bir kaygı. Cinsiyet noktasında bu ayrım çok hoşumuza giden bir şey değil...” diyen Doç. Dr. Koç, yazılanların içeriğinin önemini, yazan kişinin cinsiyetine bağlamamak gerektiğini, önemli olanın cinsiyetlere göre yargılamak yerine içeriğin dikkate alınması gerektiğini anlattı.
Programı yöneten Yazar Hüzeyme Yeşim Koçak’ın “Aşkın itibarı var mıdır?” sorusuna; “Aşk ölmedi, ölmeyecektir. Aşksız hiçbir şey yapılamıyor çünkü. Bizim aşkla işimiz var, herkesin aşkla işi olmalıdır da. Çünkü biz de yaptığımız işi aşkla yapıyoruz. O yüzden aşk öldü diyemem. Biz şehirlerin itibarını zedelemişsek, caddeleri sokakları binaları bozmuşsak, ağaçları kesmişsek, yani âşık olunacak ortamı yok etmişsek, gençlere kabahat bulmamamız gerekiyor. Sonra da Z kuşağı bizi anlayamıyor gibi şeyler söylememeliyiz. Çünkü şehrin katiliyiz, okumanın katiliyiz, yazmanın katiliyiz…” diye cevap veren Doç. Dr. Canan Koç, “İnsanlığın itibarı deyince ne anlıyoruz?” sorusuna ise “Biz hep güçlü güçsüz ayrımını düşünüyoruz ve söz bir şekilde Habil ve Kabil’e geliyor. Sık sık altını çizerek Kabil’in acımasızlığını vurgulayıp olumsuzluyoruz. Ben, insanlığın itibarı için Habil’in vefasını, fedakârlığını ön plana çıkaralım ve böylelikle insanlığın itibarını iade etmek gerektiğini düşünüyorum…” dedi ve sözlerini “Bir coğrafyaya sahip çıkmayan herkes, aslında o coğrafyanın işgalcisidir. Bu bildiğimiz bir şeydir. Ben de işgalci olmamak adına şehre, taşa, toprağa, yazana, çizene, hakkını vermenin, itibarını teslim etmenin çok önemli olduğuna inanıyorum. Gücüm yettiğince de bunu yapacağım. İşgalci olmamak adına, coğrafyamın insanı olmak adına bu coğrafyayı besleyen bütün damarları yeniden canlandırmaya çalışacağım ve bunu da tabii bütün izleyenlerden temenni edeceğim…” diyerek tamamladı.
Program sonunda konuşmacı Doç. Dr. Canan Olpak Koç’a TYB Konya Şube başkanı Ahmet Köseoğlu ve programı yöneten Hüzeyme Yeşim Koçak tarafından günün hatırasına kitap ve plaket takdim edildi.