Üniversite öğrencisinin ölümünde ihmali bulunduğu iddia edilen doktor hakim karşısında
Kocaeli'de ishal ve kusma şikayetiyle gittiği hastanede hayatını kaybeden üniversite öğrencisine gerekli müdahalede bulunmayıp görevini ihmal ettiği gerekçesiyle hakkında "taksirle ölüme neden olma" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle da
KOCAELİ (AA) - Kocaeli'de üniversite öğrencisinin, ishal ve kusma şikayetiyle gittiği hastaneden taburcu edildikten sonra tekrar rahatsızlanarak hayatını kaybetmesine ilişkin ihmali olduğu iddiasıyla hakkında dava açılan tutuksuz sanık doktor hakim karşısında çıktı.
Kocaeli 9. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, 6 Mayıs 2018'de hastalanarak Kocaeli Devlet Hastanesi acil servis polikliniğe giden Kocaeli Üniversitesi öğrencisi Hayrettin Ömeroğlu'nun tedavisinde ihmali bulunduğu ve ölümüne sebep olduğu iddiasıyla "taksirle ölüme neden olma" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan tutuksuz sanık doktor C.K. ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmayı, Hayrettin Ömeroğlu'nun babası Cabbar ve annesi Hülya Ömeroğlu da izledi.
Duruşmada söz verilen sanık C.K, 5 yıllık doktor olduğunu ve günde 200-250 hastayı muayene ettiğini söyledi.
Olay günü, Hayrettin Ömeroğlu'nun ishal ve kusma şikayetiyle hastaneye geldiğini anlatan C.K, şöyle konuştu:
"Hasta 2 saat önce yediği tavuk ve pilav nedeniyle rahatsızlandığını beyan etti. Muayene sonucunda hastaya gastroenterit tanısı koydum. Hastaya müşahede odasında serum verildi. Serum bitince hastaya şikayetinde gerileme olup olmadığını sordum. Bulantısının ve ishalin devam ettiğini ancak hafiflediğini ve bir miktar rahatladığını söyledi. Daha sonra dikkat etmesi gereken hususları kendisine ve yanındakine söyledim. Sıvı gıda tüketmesini, et ve türevi gıda maddelerini tüketmemesini anlattım. Ardından reçetesini yazıp, hastayı taburcu ettim.
Hasta yaklaşık 6-7 saat sonra kalp ve solunum durması tanısıyla ambulansla yeniden hastaneye getirildi. Muayene ettiğimde hastanın kalp atımı ve solunumu yoktu. Hava yolunun açılımını sağladım, kalp masajına devam ettik. Bir süre sonra kalp atımı geri geldi. Kalp grafisinde hasta damarlarının tıkanmasına bağlı olarak gelişen kalp krizi yaşıyordu. Kardiyologlarla görüştüm, bu tür vakalarda anjio yapılması gerekiyordu. Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki kardiyolog hekim hastanın stabil edildikten sonra gönderilmesini istedi. Ben de durumunun acil olduğunu söyledim ama hastanın naklinin ancak stabil olmasında ısrar ettiler. Hastanın vitral değerleri bozulmaya başladı. Kalp atımı kayboldu. Yeniden kalp masajı yaptık ancak bir süre sonra kalp atımı yeniden durdu."
Sanık C.K, İl Sağlık Müdürlüğünce olayla ilgili hakkında yürütülen soruşturma neticesinde düzenlenen raporda herhangi bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini ve soruşturma izni verilmemesine karar verildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bu olayda hekim sorumluluğumun gerektiği her işlemi hastaya uyguladık. Bu nedenle olayla ilgili herhangi bir kusurum söz konusu değildir. Aynı yerde yemek yiyen 2 hasta da aynı hastaneye müracaat etti. Bu kişilere de aynı tanı ve tedavi uygulandı. Hekim olarak kişinin yediği tavuk ve pilav sonucu vücudunda meydana gelebilecek olası hastalıkları tam anlamıyla kestirmek mümkün değildir, olası hastalıkları tespit etmek mümkündür. Kişinin yediği tavuk ve pilav neticesinde kalp krizi ise beklenilecek bir durum değildir. Suçsuzum, beraatimi istiyorum."
Baba müşteki Cabbar Ömeroğlu, sanıktan şikayetçi olduğunu dile getirerek cezalandırılmasını talep etti.
Anne Hülya Ömeroğlu ise sanığın doğru söylemediğini ifade ederek, "Oğlumun hastaneye gidiş saati 16.00 civarında olamaz çünkü ben yaklaşık saat 19.00'da kadar oğlumla mesajlaştım. Bana sesli mesaj ve fotoğraflarını attı. Bunları avukatım aracılığıyla mahkemeye sunacağım. Oğlum yaklaşık saat 21.00 sıralarında hastalanmış ve hastaneye gitmiştir. Sağlıklı bir tetkik ve muayene yapılmamıştır. 'Bol bol sıvı tüketin, burada bu tür vakalar çok sık olur.' diyerek oğlumu eve göndermişler. Sanık kusurludur. Olay nedeniyle sanıktan şikayetçiyim, cezalandırılmasını talep ediyorum. Ayrıca davaya katılma talebim vardır." diye konuştu.
Müşteki Cabbar Ömeroğlu'nun avukatı Erdal Karaman da sanığın asli kusurlu olduğunu düşündüklerini belirterek, "Sanık savunmasını teknik olarak verdiği için karşı beyanda bulunmak için süre istiyoruz. Ayrıca, Ankara'da bilirkişi kurulu oluşturularak, sanığın kusur durumunun tespit edilmesini talep diyoruz." dedi.
Sanık avukatları, bazı hastane personelinin gelecek celse tanık olarak dinlenilmesini talep etti.
Mahkeme, dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kuruluna gönderilerek, sanığın meydana gelen olayda kusurunun bulunup bulunmadığı konusunda rapor istenmesine, Hülya Ömeroğlu'nun müşteki talebinin kabulüne, katılan vekilinin Ankara'dan rapor alınması talebinin, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması hususunda ara karar kurulduğundan reddine karar vererek duruşmayı 22 Nisan 2020'ye erteledi.
Kaynak: