M. Ali Köseoğlu
Vaatlerin altını mı, üstünü mü çizelim?
Dünkü TOBB Sektörel Ekonomi Şurası'nda Başbakan Ahmet Davutoğlu Hocamızı çok rahat gördüm...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim vaatlerini de değerlendirdi.
Hatta “Kılıçdaroğlu’nda ergen psikolojisi hissettim” diyerek de durumun ciddiyetini ifade etti.
Diyor ki Davutoğlu Hocamız: Ergenlikte bir babaya ve anneye öykünme olur, "Aile bütçesi bende olsa istediğimi yaparım" der ergenler. Bizim hayata geçirdiğimiz projeleri sunuyorlar vaat olarak. Kaynağı olmayan vaatlerle ülke ekonomisini çökertme çabaları var.
***
Kılıçdaroğlu’nun seçim vaatleri o dereceye varmış olmalı ki Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bile ilginç bir teklifte bulunuyor...
Diyor ki:
CHP'liler çıksınlar kaynağını ortaya koysunlar. Hangi vergiyi artıracaklarını, hangi harcamayı kısacaklarını, bırak 149 milyar lirayı bana üçte birini açıklasınlar ben onlara oy vereceğim. İktidar olmaları halinde, davet ettikleri çok değerli ekonomist var. ona sordular mı acaba? Merak ediyorum sormuşlar mı? (Kemal Derviş) Çünkü bu programın, üç dört yıl uygulamasından vazgeçiyorum, ilk yılınızın sonunda merkez bankasıyla para basmazsanız, süper enflasyona çıkmayı göze almazsanız IMF’nin kapısını çalmak zorundasınız...
***
Kimse çıkıp olmayan ‘kaynağını’ açıklayacak değil...
Öyleyse, seçim önlerinde Kılıçdaroğlu gibi liderleri dinleyerek ‘nelerin yapılamayacağını’ idrak edebiliriz. Hem, Kılıçdaroğlu uçuk vaatlerde bulunan ilk lider de değil...
Çok öncelere gidemesek de siyahbeyaz ekranlardan fötr şapkalı Demirel’i de bilemeyecek değiliz...
Süleyman Demirel’in ‘İki anahtar’, Tansu Çiller’in ‘Her mahalleye bir milyoner’ ve Cem Uzan’ın ‘Mazot 1 lira olacak’ palavraları da hafızamızda...
***
Süleyman Demirel demişken birden geçmek olmaz...
Her ne kadar ‘iki anahtar’ vaadiyle önce iktidara sonra da cumhurbaşkanlığına geçmişse de seçim öncesi vaatlerinden uygulamaya çalıştığı bir kısmı bile ülkeyi keşmekeşe sokmaya yetmişti...
“Ege bir Yunan gölü değildir, Ege bir Türk gölü de değildir. Binaenaleyh Ege bir göl değildir” gibi gaflarına gülüştüğümüz Demirel’in sadece ‘erken emeklilik’ uygulamasının yarattığı kriz bile henüz tam anlamıyla atlatılabilmiş değil...
***
Siyaseti, ‘millete hizmet’ olarak yapmaya çalışan ve bunda muvaffak olup olmadığı yarın Hak divanında belli olacaklar için sözümüz olamaz...
Fakat eski siyasetten bugün bazılarına miras kalan şu:
-Yalan söyle, nasıl olsa unutulur...
***
Bana inanmayabilirsiniz...
Kemal Kılıçdaroğlu’na inanıp inanmamakta da serbestsiniz...
Dün Demirel’e nasıl inananlar çıkmışsa bugün de Kılıçdaroğlu’na çıkacaktır...
Kılıçdaroğlu’na inananlar için yazıyı Demirel’den bir hikâyeyle bitirelim:
Seçimlerden önce Süleyman Demirel bir şehre gidiyor.
Halka hitap ederken pek çok vaatte bulunuyor...
Vaat ederken de “Falan şehirliler, altını çizin şunları şunları yapacağız” diyor...
Seçimlerden bir müddet sonra şehrin gazetecileri seçim vaatlerini Süleyman Demirel’ e hatırlatıyorlar.
Demirel’in cevabı halen siyaset dersi:
-Şimdi de vaatlerin üstünü çizin.
-
@malikoseoglu