yazar-8
Yarası olan gocunsun!
Pazartesi günü köşeme taşıdığım “Ereğli’de bunlar çok konuşuluyor” yazıma tepkiler gelmeye devam ediyor. Bu konuda duyarlı olan Ereğlililer’e teşekkür ediyorum. Ama daha Ereğli Emniyet Müdürlüğü’nden ve Ereğli Kaymakamlığı’ndan iddialara ilişkin ‘doğru’ veya ‘doğru değil’ şeklinde bir cevap gelmedi. Biz de sükut ikrardan gelir diyerek konunun takipçisi olduğumuzu belirtiyoruz. Bu konuyla ilgili bir açıklama gelirse ona da sayfamızda yer vereceğiz.
Yazdığımız diğer konuların ikisine ise aşırı bir tepki geldi. Tepki gösterenler ise bu olayları neden yazdığımı soruyor, yani yarası olan gocunuyor. Arkadaşlar siz iç muhasebenizi yaptığınızda kendinizi rahat ve huzurlu hissediyorsanız yazdıklarıma aldırmayın; ama sıkıntı ve huzursuzluk duyuyorsanız, sizin yaptıklarınız yanlış demektir. Yanlışı yapıp haklı olmaya çalışmak ise, zeytinyağı gibi su yüzüne çıkmaktır. Yaptığının doğruluğuna inanıyorsan da sıkıntı etmene gerek yok.
Yazımın altına yorum ekleyen ve telefonla arayan onlarca okuruma karşı sorumluluğum var. Bakın mesaj bırakan bir okurum ne diyor: “Bütün gerçekleri yazmalısın. Hiç kimsenin hatırı yetim hakkından daha önce gelmemeli. Haksız kazanılan her kuruşun mutlaka hesabı sorulacaktır, ama bu dünyada da rüsva olmalılar. Onun için her şeyi açık açık yaz!!!” Bbir diğer okurum mesajında, “Eğer bu yazılanlar doğruysa Ereğli elden gitmiş demektir ki yuhlar ki yuhlar olsun. Burası Türkiye kardeşim sloganını değiştirip ‘Burası Ereğli Kardeşim’ mi diyelim yani...”
Daha bunun gibi kaç mesaj bırakılmış. Elbette kimsenin hatırı yetim hakkından önce gelmez, gelmemeli de. Yapılanları görüp yazmamak, dilsiz şeytan durumuna düşmek bize ağır gelir. Beni üzen ise bu yazdıklarımın AK Parti’nin yeni yönetimi tarafından toplantıda okunup kendilerine pay çıkarmaya çalışmaları. Bize mi söylüyor diye düşünmeleri bile tuhaf. Yeni yönetimle alakası dahi olmayan şeyler benim yazdığım, illa üzerinize alınmak istiyorsanız bu da sizin sorununuz. Çünkü yönetimin içinde birçok arkadaşım, dostum, ticaret yaptığımız ve büyüğüm olan insan var. Kaldı ki, Ersin Yalama mahallemin çocuğu, siyasetini bilmem, ama dürüstlüğüne de kimse laf edemez. Bu insanlar da yanlış olan şeyleri kabul edecek ve yapacak insanlar değil. Onun için tekrar söylüyorum: Yarası olan gocunsun. Dürüst ve adaletli çalıştığına inanan hiç kimse de iddialara alınmasın. Biz bunları yazarken birilerini zan altında bırakalım derdinde değiliz, ortada bir yanlış varsa düzeltilsin diye yazıyoruz.
Bu anlamda herkes Ereğli’yi bir yerlere getirmek için çalışmalı, Ereğli için yapılacak kazanımlara ortak olma gayretinde olsunlar istiyoruz. Bir okurum bıraktığı şu mesajında soruyor: Ereğli 100 bin nüfusu ile bu şartlarda Anadolu’nun bağrında yıldız gibi parlaması gerekirken sahipsizlik yüzünden acıyla kıvranıyor. Bunun hesabını sorarlar ya da değer taşıdığını iddia edip temsil makamında bulunanlar değerlerini gözden geçirsinler. Rüzgâr koşmayı gerektirirken yıkıma mı dönüştü EREĞLİ de?
Fazla söze gerek yok, yazımızı bir hikâye ile bitirelim:Adamın biri bir çocuğa bir elma vermiş. Çocuk çok sevinmiş. Bir elma daha vermiş. Çocuk daha çok sevinmiş. Bir elma daha verince çocuk sevinçten deliye dönmüş. Ve bir elma daha verince, çocuk dört elmayı elinde zapt edememiş, sonuncusunu düşürmüş yere...
Bu sefer ağlamaya başlamış çocuk. Hayat böyledir işte... Hayal etmediğimiz bir saadete eriştikten sonra, onun bir lokmasını dahi kaybetmek bizi perişan eder. “Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan...”
Herkese keyifli bir yıl dilerim…