Ahmet Ünver
Yaşamakta olduğumuz; Psikolojik bir Harptir!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu tarihten itibaren, tüm yönetim kadrolarına söylenen ve sufle olarak verilen şey, dünyada bir daha tekrardan ve yeniden bir güç ve hâkim konumda olmaması gerektiği inandırılmaya çalışılmıştır. Neden? Bir milletin asalet ve hakkaniyet kodları nasıl değiştirilebilir veya yok edilebilir ki? Dünya üzerinde sayılarını unuttuğumuz oranda devlet kurmuş ve dünyadaki tüm mazlum milletlerine de adaletin timsali olarak hamisi olmuş bir milletin evlatlarına, küresel güçler ve işbirlikçiler, artık siz yoksunuz ve sizlerin bu kodlarınızı da sildik, demeye çalışmışlardır. Nasıl olabilirdi? Mümkün müdür böyle bir şey? Yüz yıllardır bu hesap ve planlar çerçevesinde bu asil milletin moral değerleri ve psikolojisi üzerinde laboratuarlarda hesap yapanlar, 15 Temmuz karanlık gece bu deneylerinin de sonucuna erişmek istemişler ve bunu taçlandırmayı da planlamışlardı! Tabii hesap edemedikleri şey! Bu asil milletin iki bin yıllık devlet ve bağımsızlıklarına olan ölümüne aşk derecesindeki kodlarını hesap edemediler! Laboratuarda, bu asil millet üzerindeki deney tüpleri ellerinde patlamış ve ne yapacaklarını da şaşırmışlardır! Cumhuriyetin kurulması ve akabinde ki tüm bu deneyler çerçevesindeki yaşadıklarımıza bir iletişimci zaviyesinden bakmaya çalışalım!
Propaganda nedir? Bir topluluk veya milletin düşüncelerini, duygularını, davranışlarını, tavır ve hareketlerini etki altında tutmak ve onları değiştirmek amacıyla yayınlanan bilgi, belge, her türlü yayın ve görüşlerdir. Propagandanın amacı, propagandayı yapana doğrudan veya dolaylı fayda sağlamasıdır. Propagandanın cephanesi söz ve kelimelerdir! Propagandanın farklı türleri vardır; Beyaz propaganda, Gri propaganda, Siyah propaganda, Silahlı propaganda, Karşı propaganda, şeklindedir. Beyaz propaganda; Açık biçimde yapılan bir propagandadır; kaynağı bellidir ve kendisini tanıtmak ister, Açık ve şeffaftır. Beyaz propaganda da doğruluğa önem verilir. Yalan kullanılırsa geri teper, güveni sarsar. Kazanımı, en güçlü tarafı, karşı tarafın fikirlerini çürütür, taraftarlarını azaltır. Doğru, açık ve şeffaf propaganda kitlelerde güven uyandırır. Gri propaganda; Psikolojik savaşın önemli propaganda unsurlarından birisi ve bulanık olanıdır. Burada kaynak belli değildir, doğruluğu kanıtlanamaz. Yalan veya iftira olduğu da kesin değildir. Gri propagandanın ana malzemesi rivayetlerdir. Çalışma tarzı açık propaganda gibi sınırlı değildir. Gri propagandanın amacı, kusurlu, noksan ve belirsiz bir şeyi, tam ve yeterli göstermek olabilir veya tam, yeterli ve açık olan bir şeyi şüpheli göstererek gölgelendirmek, değerden düşürmek amaçlanır. Her türlü çelişki bu yöntemde ustaca kullanılır. Çelişki yoksa bile, varmış gibi davranılır. Böylece karşı taraftaki zihinlerde istenen soru işareti uyandırılır.
Peki, Psikolojik Harekât nedir ve günümüzde ne ilgisi vardır? Psikolojik Harekâtın tanımını yapmadan önce, psikolojinin tanımını yapmamız gerekir. Psikoloji, Bir grubu ve bir bireyi belirleyen, hareket etme, düşünme ve duygulanma biçimlerinin bütünüdür. İnsan zihninin, algılar konusundaki tutumu da göz önüne alındığında ortaya söyle bir sonuç; Algıyı kontrol etmek, zihni, bireyleri, toplumu ve bir milleti de kontrol etmenin ilk adımıdır. Savaşlar sadece cephede gerçekleşmez; Nükleer savaş, biyolojik savaş, teknolojik savaş ve hava savaşı olduğu gibi bir de psikolojik savaş türü bulunmaktadır. Psikolojik savaş: Düşmanların düşünceleri, harekât tarzları, hisleri, gelenekleri ve inançları üzerinde genel olarak tesir yapılarak, psikolojik gücünün kırılmasıyla amacına ulaşan bir savaş türüdür. Böylelikle karşı tarafından psikolojik ve manevi gücü zayıflatılmış ve kendilerinin psikolojik durumu kuvvetlenmiş olur. Tüm bu amaca hizmet eden faaliyetlerin tümüne psikolojik savaş adı verilir. İkinci Dünya Savaşı sırasında; Afganistan, Küba, Vietnam, Lübnan, İsrail ve Mısır savaşlarında psikolojik savaşın çok çeşitli olarak kullanıldığı bilinmektedir. Psikolojik savaşın kullanıldığı ve en büyük etkisinin olduğu bilinen diğer en yakın tarihli olanı ise Körfez Savaşı ve ABD tarafından işgal edilen Afganistan ve Irak savaşlarıdır.
Bugün yaşamakta olduklarımız aslında psikolojik bir savaş mıdır? Bölgemizde en az yüz yıllık hesabı olan küresel güçler ve bölgemizdeki işbirlikçileri, Suriye’de ne gibi bir psikolojik harp tekniklerini uygulamaktadır? Türk askeri; Devletimizin bekası, sınırlarımızın güvenliği ve bölgemizde kurulmaya çalışılan kukla – koridor devletçiklere karşı, Afrin’den girmeye başlayınca tüm Dünya neden bağırmaktadır? Fırat Kalkanı harekâtında bu kadar sesleri çıkmayan tüm güçler ve işbirlikçiler bugün neyin peşindedir? Türkiye tarihsel kodlarını ve gönül bağı olan hinterlandı hatırlamaya ve buralarla da her türlü ticari ve yatırım ilişkileri geliştirmeye başladıkça, saldırıların türü ve yöntemi de değişmektedir. Neden? Bu soruların elbette ki bir cevabı vardır? Afrin harekâtında geçtiğimiz günlerde son modern silahlarla ve kalabalık bir şekilde terör örgütlerini askerimizin üzerinde salanlara ne demelidir? Bu milletin her bir askeri, bu vatan uğrunda Ölmek ve Şehit olmak adına ne demiş; Çatışma mesafemiz beş metreye düşmüş, uçaklarımız buraları bombalasın, bizler ŞEHİT olalım fakat terör örgütleri de HELAK olsunlar! Allah bu Vatan uğrundaki tüm Şehitlerimize Rahmet eylesin! Bu asil milletin her bir ferdi, cephedeki tüm askeri ve seksen milyon tek bir vücut halinde bu durumda ve bu inançta iken mi yenebileceksiniz, buralarda kukla, koridor ve kontrolünüz altındaki devletçikleri de kurabileceksiniz? Başaramayacaksınız! Bu devleti ve milleti de parçalayamayacaksınız! Kukla ve koridor devletçiklerinizi sınırlarımızda de kuramayacaksınız! Vefalı, Adaletli, Hakkaniyetli ve mazlum milletlerin de Hamisi olan TÜRK geliyor! Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihsel KODLARINA dönmektedir! Bu KODLARI hiçbir şekilde değiştiremeyeceksiniz! İstemeseniz de tüm bu gelişmelere; Engel olamayacaksınız!