Seyit Küçükbezirci
Yasemin, Bana Küba'yı anlat-2
NE YİYOR, NE İÇİYORLAR DİYE SORARSANIZ
S4-) Ne yiyorlar, ne içiyorlar, nasıl yaşıyorlar?
C4-) Küba halkı genellikle deniz ürünleri ve domuz eti tüketiyor. Neredeyse her sokakta domuz eti satan kasap vari yerler bulunmakta. Onun dışında siyah fasulye ve tatlı patates her daim menülerinin arasında. Tropikal meyveler bulmanız için aramanıza gerek bile yok. Her yerde bulabileceğiniz tropikal meyvelerin başında ananas ve Hindistan cevizi gelmekte. Hindistan cevizi ve ananasla hazırladıkları “PİNE DE COLA” ismini verdikleri yerel içecekleri var. Her ne kadar Küba halkı PİNE DE COLA’ yı rom içkisini katmadan içmeseler de rom istemediğinizi söylediğiniz zaman tepki almıyorsunuz. Küba halkı için sudan daha önemli bir içecek var. Küba halkı için bira o kadar önemli bir içecek ki sudan daha ucuza satılmakta. Üç adet bira fabrikaları olup eğer bu fabrikalara halka bira yetiştiremezse derhal yurtdışından bira ithal ediliyor. Yine de kimseyi taşkınlık yaparken görmüyorsunuz. Eğer vejeteryansanız bu onları biraz şaşırtabiliyor. Yine de bolca besin değeri yüksek olan siyah fasulye ve tatlı patatesten tüketebilir; ismini dahi daha önce duymadığınız tropikal meyvelere doyabilirsiniz. Küba deyince ilk akla gelen Küba purosu; Küba’da da sanıldığı kadar ucuz değil. Küba purosu içmek istediğiniz de size önerileri dışarda açıkta satılan yerlerden almamanız; puro çiftliklerinden veya puro satan mağazalardan almanız yönünde. Bunun sebebi ise puro yapılırken tütünün yaprağının ortasında bulunan damara almaları, aksi halde puroda nikotinin olacağı ve sizi zehirleyebileceği yönünde. Bu kadar çok tütün olan yerde sigara çok ucuz ve çok fazla tüketilmekte. Buna rağmen kanser hastalığı oldukça düşük sayıda görülmektedir. Eğer bir karides severseniz hiç tartışmasız Küba’da aç kalmazsınız. Ayrıca tam bir kahve cenneti olan Küba’da koca bir torba kahveyi sadece 5 PESO’ya satın alabilir ve taze keyfinin doyumsuz tadının keyfini çıkarabilirsiniz.
TELEFON ÇEKMEZ-İNTERNET ÇÖLDE SU BULMAKTAN ZOR – TİTİZSENİZ SİZE BİRAZ PİS GELEBİLİR – ÖLMEDEN ÖNCE GÖRÜLECEK ÜLKELERDEN BİRİ
S5-) Genellikle sizdeki izlenimler
C5-) Türkiye’de kışı yaşarken Küba’ya gittiğinizde 30 derece sıcaklık kendinizi göçmen kuşlar gibi hissettiriyor. Amerika devleti herşeye ambargo koyduğu için kendi ilaçlarını geliştirmek zorunda kalmış bu ülkede kök hücre tedavisi yapılıyor olması akıllara durgunluk veriyor. YORUBA dini inancına sahip olan halk bu konuda çok bilgi vermese de YORUBA inancının içeriği genel olarak bakıldığında kara büyücülüğe dayanıyor. Çatılarda kahve kurutulan bu sıcak ülkede teknolojik iletişim araçları bulmak çokta kolay değil. Bilgisayar evi olarak kurulmuş yerler var. Telefonun çok iyi çekmediği internet bulmanın çölde su bulmak kadar zor olduğu bu ülkede insanlar bire bir iletişim kuruyor ve halk oldukça mutlu. Gerginlik ve stresten uzak yaşayan bu insanlara baktığınızda kendi iç hesaplaşmanızı yapma mecburiyeti hissediyorsunuz. Pek çok doğal mağara bulunan bu ülkede doğal mağaraların içine girip gezmeniz mümkün. Mağaraların içine girdiğinizde korkmuyor aksine kendinizi bir macera filminin başrolünde gibi hissediyorsunuz. Titizliğe önem veren bir yapınız varsa Küba size biraz pis gelebilir. Gidecek olanlara tavsiyem yanlarında bol bol ıslak mendil götürmeleri. Fakat ölmeden önce mutlaka gidip görülmesi gereken ülkelerin arasında yer aldığı kanaatindeyim.
S6-) Küba komünizmini Küba’da somut olarak hissettiriyorlar mı? Hissettiniz mi? Nasıl hissettirdiler?
Siz nasıl hissetiniz?
C6-) Küba komünizmi; insanların psikolojilerini, sosyolojiyi, yaşayış tarzını açıkça sergiliyor. Orada yaşayan insanların hayata bakış açısı bile (eğer iyi bir gözlemciyseniz) baktığınız her yerde komünizmi göreceğinize emin olabilirsiniz. Oturdukları evlerden, giydikleri kıyafetlere ve hatta gittikleri yerlere baktığınızda herkesin aynı standartta yaşadığı gerçeği komünizmin açıkça dışa vurulmuş hali. Küba’da geçirdiğiniz saatler git gide sizi komünizmin ne olduğunu yaşatarak anlatıyor. Kim olduğunuz, mevkiiniz, mesleğiniz, yaşınız, cinsiyetiniz asla önemli değil. İnsansanız bu size değer verilmesi için yeterli bir sebep.
KÜBA HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER.
- Küba’nın dili İspanyolca’dır.
- Küba’da kullanılan para birimi Peso’dur ve bir Peso bir Amerikan Doları kuruna eşittir.
- 90’lı yıllardan sonra Küba’da 500.000 kişi özel sektörde çalışmaktadır.
- Küba’da Fidel heykeli bulunmamaktadır.
- Küba’da Neo Klasik mimari yapısı hakimdir.
- Küba’da Cumhurbaşkanı’nın evinin civarı dışında sivil polis yok.
- Küba’da devletin aldığı vergi oranları çok düşük.
- Küba’da kadın memurlar etek altına çorap giyiyor ve bu desenli çoraplar devlet tarafından dağıtılıyor.
- Yaklaşık 120.000 Kübalı Ekvador’a gidip bavul ticareti yapıyor. İthal t-shirt vb. getiriyor.
- Küba’da kışları ortalama hava sıcaklığı gündüz 20, geceleri 13 derece civarında.
- Küba’da geceleri şehirler arası seyahat yapmak ışık olmamasından dolayı neredeyse imkansız.
- Küba’da bir adet anti-doping merkezi bulunmakta.
- Fidel’in hukuk, dış ilişkiler ve gazetecilik olmak üzere üç fakülteyi hemen hemen aynı zamanda bitirdiği söyleniyor.
- Küba’da bir adet çimento fabrikası da bulunmakta.
- Fidel’in efsane söylemleri arasında “Siz mahkum edin, tarih beni beraat ettirecektir. “ sözü yer almakta.
- Küba’da çocuğunuz hastalandığından doktorlar çocuğun hastanede yatması gerektiğini söylerse, çocuğu hiçbir şekilde hastaneden götüremezsiniz. Aksi halde polis müdahalesine maruz kalmanız mümkün.
- Küba’da bir yılda üç kere trafik cezası yemeniz halinde ehliyetinize el konulmakta.
Pinar Del Rio Eyaleti’nde bulunan, Guarapera olarak bilinen yerde eski yıllarda Kızılderelilerin yaşandığı söyleniyor. Buraya gelen turistlere eski çağları yaşatmak namına fotoğrafta gördüğünüz Kızıldereli çadırları kurulmuş. Hatta iki Kızıldereli kostümlü oyuncu bu çadırın önünde kucaklarına aldıkları bir ağaç faresiyle gelen turistleri selamlıyor. Hatta eğer ağaç faresinden korkmuyorsanız, ağaç faresinin kucağınıza alıp sizde fotoğraf çektirebilirsiniz. Ne yazık ki ben buna cesaret edemediğimi için Kızıldereli kostümlü oyuncularla fotoğraf çektiremedim. Lakin otlarla beslenen ağaç faresinin insanlar tarafından yenilebildiğini öğrendim. Kaldı ki nesli tükenmekte olan bu hayvan türünün yenmesinin çok doğru bulmuyorum.
Kristof Kolomb Osmanlı sultanı 2. Bayezid’ in kapısın çalıp ondan bir gemi talep etti, bu talebi Osmanlı padişahı tarafından reddedildi. Kristof’ un keşif için ihtiyaç duyduğu gemi ve mürettebat desteğini dönemi İspanya İmparatoriçesinden almıştır. İspanyol İmparatoriçesi Kristof’a 3 gemi ve mürettebat vermiş böylelikle Kristof Kolomb Küba’yı keşfetmiştir. Kristof Kolomb Küba için “ İnsan gözünün gördüğü en güzel yer” tanımını kullanmıştır. O tarihlerde Küba’da 1260 KM boyunca güneş görmeden yürümek mümkünmüş. Küba ağaçlarla kaplı bir cennetmiş adeta. Küba’nın şu an ki hali ise fotoğrafta görüldüğü gibidir. Yeşillik bakımından oldukça zengin bir yer olmayı hala başarıyor olsa da bakirliğinin korumayı tam anlamıyla başardığının söylemek ne yazık ki tam anlamıyla mümkün değildir.
Bir kütüphanenin önünde bulunan bu sanat eseri “ Zorla dejenere oluyoruz.” Fikrini belirtmek için yapılmış. İnsanlık olarak kendimizden uzaklaşmamızı vurgulamak için yapılan bu sanat eseri büyük ilgil çekmekte. Aynştayn’ın da dediği gibi “ Üçüncü dünya savaşını bilmem ama; dördüncü dünya savaşı taşla sapanla olacak.”