Bu yıl da yaz aylarını şükürler olsun solluyoruz. Kuzey yarım kürede baharı görmeden yaza kavuştuk. Ne var ki o da geldi gidiyor. Kış şartlarında bulanık, kar tipi geçmişte kaldı.

Ve lakin gelin de bir görün. İnsanoğlu bu sefer de sıcaklardan şikâyetçi. Vay efendim yanıyoruz, diyorlar. Üşümenin de yanmanın da ayrı bir zevki var. Ağır olun biraz

Çok değil yaz mevsimi ben on güne kadar bütün nimetlerini cömertçe dökecek piyasalara. İlk göz ağrısı kirazı yedik. Kayısı, erik de bitti.

Canım, acele etmeyin Allah aşkına. Biliyorum; manavlarda bunları çoktan yetik, diyeceksiniz. Ama, bizim sözümüz yerli ürün üzerinedir. Konya’nın yetiştirdiğinden bahsediyorum. Meram’ın, Yaka’nın, Hatıp’ın, köylerimizin kentlerimizin şu tazecik hormonsuz, tadı damağımızda kalan yerli ürünlerden bahsediyoruz. Konya’ya mahsus şu tatlı kıl biber var ya, inanım ki Antalya Alanya pazarlarında da aranır oldu. Kıtır kıtır yemesi cidden hoş bir besin. Allah’ın nesi hoş değil ki…

Hele yanında bir genç ırısı sulu cinsinden salatalık olursa, eh…

Sofralarımızın vazgeçilmezidir.

Bu gün bir sürprizle karşı karşıyayım. Bu yazımı hazırlıyorum. Kapım çalındı. Vay ne göreyim Emekli hakimlerimizden, kadim dostum Hasan Çağıl Beyefendi’nin bir hediyesi ulaştı elime. Neşeye gark etti beni. Muhterem Hasan Çağıl Bey kardeşimizin Öğretmenevlerindeki malikanelerinin bahçesinde çok nadide ve enfes bir kara dut ağacı var. Her sene unutmaz bizi. Zamanı gelince gönderir. Bugün de koca bir kayık tabak dolusu kara dut göndermiş.

Hay senden Allah razı olsun Hasan Bey kardeşim. Mahkemelerde kılı kırk yararak verdiğin kararlarda gösterdiği itina gibi dut tanelerini de tek tek itina ile toplamışsın.

Dut gibi; dutun damaklardaki tadı gibi aziz ol. Teşekkür ederim Sözü gelmişken Hasan Çağıl Beyefendi’nin bazı özelliklerinden bahsetmek istiyorum. Zatıalileri, benim gözümde çok zeki, alim, bilgili, dürüst, hayırhah bir insandır. Çok yüklü bir bilgi potansiyeline sahiptir. İyi bir aile reisi, müstesna karakterlere sahip, uyumlu, vefalı bir komşu.

Bir gün öncesinden bir gün sonrasının neler getirebileceğini sezebilme hassasiyetine sahip dört başı mamur bir insan.

Tabir caizse, eski terimle ummanı bahri.

Saygılar