Yazılan yalan dinlenen yalan!

Yazılan yalan dinlenen yalan!

Vatan.. Habertürk.. Milliyet... Üç ayrı gazete aynı yalanı yazdı... İşte gerçeği...

Ergenekon’a bakan mahkeme heyetinin başkanı Köksal Şengün’ün bir yıldır dinlendiği ortaya çıktı. Hakim isyan etti” VATAN

“Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Hakimi’nin de dinlendiği ortaya çıktı. Hakim isyan etti” HABERTÜRK

Yukarıdaki iki cümle Vatan ve Habertürk’ün manşetlerinin spotları… Cümlelerin aynılığı dikkat çekici.

Milliyet Gazetesi de konuyu hemen aynı bakış açısıyla haberi sürmanşetine taşımış.

Ancak haberlerde bilinçli ya da bilinçsiz büyük bir yanlış var. Çünkü manşet olan haberlerdeki “Köksal Şengün’ün 1 yıldır dinlendiği” bilgisi doğru değil.

Dinlenen Ergenekon sanıkları Tülay Bekar ve Mehmet Seyfi Oktay gibi isimler. Bu dinlemelere Köksal Şengün takılıyor. Şengün’ün gazetelere yansıyan konuşmalarının hepsi de bu isimlerle yapılmış görüşmelerden alınma.

Yani haberler doğru değil. Ergenekon sanıklarından Mehmet Seyfi Oktay operasyonu sonrası ortaya çıkan ilişkiler ağının bir bölümü Köksal Şengün’e de dokunmuş.

İllegal bir durumdan hareketle birileri yasal teknik takibe uğradıysa, bunların hakim Şengün’le irtibatlarının göz ardı edilmesi aslında daha sıkıntılı bir durum olurdu. Çünkü bu durumda savcıların Şengün’ü kayırması gibi bir şaibe ortaya çıkar ve bu mahkemenin vereceği kararı da ithamların hedefi yapardı.

SON DÖNEMİN YALANI

Aslında son dönemde denize düşen herkes “dinleme” yalanına sarılıyor.

Uyuşturucudan tutuklu bulunan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan da geçtiğimiz günlerde “Milliyet dinleniyor” diye mahkemede ortaya bir iddia atmıştı. Bu iddia daha önce Sabri Uzun’un iddiaları gibi anında tuttu.

Bütün Doğan Grubu haberi “Milliyet’in dinlendiği ortaya çıktı” şeklinde kesin cümlelerle günler boyu çevirdiler. Özellikle Yakup Yılmaz defalarca yazdı. Ama “dinlendiği ortaya çıktı” gibi kesin bir ifade kullanabilmek için tek bir delil bile yoktu ortada. Buna kanıt sayılabilecek ne bir dinleme tapesi, ne bir dinleme kararı, ne bir kayıt, ne santralde bir iz yoktu ortada. Sadece Emin Arslan’ın iddiasından ibaret.

Arslan’ın paçasını kurtarmaya çalışan bir uyuşturucu sanığı olduğu düşünüldüğünde söylediklerinin ortamı bulandırma çabasından ibaret olduğu rahatça ortaya çıkıyor.

Yargıdaki kadrolaşma, hediye çekleri i-phone’a varana kadar rüşvetlerle dönen atamalar, kritik yerlere atanacak hemen her ismin Seyfi Oktay’a sorulması, ‘bizim dönemin ürünleri’ gibi ifadelerle yapılan kadrolaşma, bayan avukatlarla hakimlerin kilitlenmeye çalışılması gibi ağır durumların görmezden gelinip, “Köksal Şengün dinlendi” şeklinde gerçek dışı bilgiler üretilmesi akıllara başka sorular getiriyor.

Yoksa medyada da Seyfi Oktay’ın ürünleri mi var?

KAYNAK:POSTMEDYA