yazar-45
Yeni hükümet politikası açıklanırken
22 Kasım milletvekili seçimlerinin üzerinden iki ay gibi bir zaman geçtikten sonra büyük pazarlıklar neticesinde Balkenen’de yeniden hükümeti kurdu.
Dördüncü Balkenen’de hükümeti olarak tarihe geçecek bu hükümet sosyal demokrat parti PvdA ve Hristiyan Birlik partisi CU ile birlikte önümüzdeki dönem Hollanda’yı yönetecekler.
Çetin pazarlıklar, kapalı kapılar ardında hesaplaşmalar derken haftalar ve aylar aktı geçti.
Bakanlıklara kimlerin geleceği henüz açıklanmadı. Ancak kamuoyunda dolaşan isimler arasında birçoğumuzun yakından tanıdığı Nebahat Albayrak, Ahmed Abutalip, Camiel Eurlings, Donner Piet Hein gibi isimler dolaşmakta. Umarız bu isimlere bakanlık verilir. Ve bu ülkeye kırk yıldır bileğinin gücüyle hizmet edenlerin çocukları artık kafalarıyla hizmet etmeye başlarlar.
Önümüzdeki dönemde hükümetin takip edeceği politika ana hatlarıyla geçtiğimiz günlerde açıklandı. İşte yeni kabinenin takip edeceği politikayı oluşturan bazı temel taşları aşağıya aldık.
‘Birlikte çalışma, birlikte yaşama’ parolasıyla açıklanan hükümet politikası ilk bakışta oldukca sempatik görünmekte. Birlikte yaşamak için birlikte çalışmamız, ortak emek sarfetmemiz ve emeğin karşılığı birlikte yaşamayı adeta hak etmemizi salık veriyor.
Geçmiş hükümet politikalarına göre daha sosyal bir politika sunulması Hollanda’da yaşayanları gelecek için ümitlendirmektedir.
‘Sürdürülebilir, dayanışma ve karşılıklı saygının’ yer aldığı bir birlikte yaşam hedeflenen hükümet politikasının altını çizmemek ve desteklememek mümkün değil.
Her türlü ‘geri bırakılmışlığın, kalmışlağın bertaraf edilemesi’nin hedeflenmesi en çok bu ülkede yaşayan göçmenleri sevindirecektir.
Zira birlikte çalışmak ve birlikte yaşamak için toplumun katmanları arasındaki uçurumlar bertaraf edilmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle Emansipasyon gerekmektedir.
‘Farklılıklara saygı’ yine bu hükümetin yeni politikasında yer alan bir başka görüştür. Ancak bu maddenin yorumunda sanki sadece etnik azınlıkların bu farklılıklara tahammülü yokmuş gibi bir hava verilmeye çalışılmakta. Bunun tam tersi de düşünülmelidir. Madem ki farklılıklara tahammül edilecek o zaman bu tahammüllükte ayırım yapılmamalıdır. Tüm gruplar farklılıklara tahammül etmelidir. Tahammül etmek sadece etnik azınlıklıklardan beklenmemelidir.
IV. Balkenende Hükümeti’nin bu ve benzeri yeni dönem politikalarının pratikte nasıl uygulanacağını önümüzdeki aylarda ve yıllarda hep birlikte göreceğiz. Eğer yukarıda ifade edilen anahtar kavramlar, politikayı anlatan ifadeler sadece sözde kalmaz, günlük yaşantıda yansımaya başlarsa, yani farklılıkların kabul edildiği, saygının, dayanışmanın geliştiği bir topluma doğru gidilirse bundan hepimiz mutluluk duyarız. Buna bugün Hollanda’da her zamankinden daha çok ihtiyaç duymakta.
Aksi takdirde geçmiş dönemde olduğu gibi farklılıklara saygısızlık, hatta tahammülsüzlük devlet eliyle desteklenirse, bu yönde insanların hareket etmeleri teşvik edilirse o zaman Hollanda’da yaşayan hepimiz kaybederiz.
Her şeye rağmen geleceğe ümitle bakmak zorundayız. Yeni hükümetin açıklanan politikasının hepimize hayırlı olmasını dilerim. Yukarıda da ifade edildiği üzere yeni açıklanacak kabine üyeleri arasında Türk asıllı bir bakanın ya da en azından bir devlet bakanının yer alması dördüncü Balkenende hükümeti için şık bir davranış olur. Ülkede yaşayan Türklere bir jest olur diye düşünüyoruz.