Bugün Başbakan Ahmet Davutoğlu Hocamız, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya gelecek.

Görünürde ‘koalisyona en istekli’ kişi Kılıçdaroğlu...

Fakat özellikle ‘cumhurbaşkanına yönelik’ şartları,  Tayyip Erdoğan’a karşı oluşan cephenin bugüne kadar ‘yapmak istedikleriyle’ birebir örtüşüyor.

AK Parti ile koalisyon yapmaya hazırlanan bir partinin, cumhurbaşkanı gibi konuları klasöründe bulundurması tuhaf değil mi?

***

Başbakan Ahmet Davutoğlu Hocamızı dinliyoruz:

“Süreç nasıl işlerse işlesin milletimizin verdiği ülkeyi yönetme sorumluluğunun gereğini yapacağımızdan kimse şüphe etmesin” diyor...

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinliyoruz:

“AK Parti ile koalisyon kurmamız zayıf ihtimal. AK Parti-MHP koalisyonu da kolay görünmüyor. Erken seçim olasılığı güçlü” diyor...

MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi dinliyoruz:

“TBMM'yi 1 Eylül'de olağanüstü toplantıya çağıralım, 3 Eylül'de erken seçim kararı alalım, 60 günlük seçim takvimi içerisinde seçim tarihini 3 Kasım olarak belirleyelim” diyor.

***

AK Parti Konya İl Başkanı Musa Arat’ı dinliyoruz:

“Hem koalisyona hem de yeni bir seçime hazırız” diyor...

AK Parti Konya Milletvekili Hacı Amet Özdemir’i dinliyoruz:

“Öyle görünüyor ki ülkemizi gelecek günlerde yeni seçimler bekliyor” diyor...

AK Parti Konya Milletvekili Mehmet Babaoğlu Hoca’yı dinliyoruz:

“Başbakanımızın vereceği her kararın arkasındayız. Özlük haklarını elde etmesek bile, Sayın Başbakanımız erken seçimi işaret ederse, bir an bile tereddüt etmeden ilk oylamada elimi kaldırmaya hazırım” diyor...

***

Bugün Davutoğlu Hocamızla Kılıçdaroğlu arasında geçecek buluşmadanne tür bir sürpriz çıkar göreceğiz.

Ama yakın zamandaki bir seçim, artık kimse için sürpriz olmasa gerek...

Onun için gerçekten de ‘seçime hazır’ olmakta büyük fayda var...

***

Peki, ama yeni seçime nasıl hazırlanmalı?

Aklımızın erdiğini sıralayalım:

-Tıpkı 2002’deki ruh yakalanmalı...

-AK Parti’ye bu ruhu katan temel değerler yeniden bünyeye kazandırmalı...

-Şehirlerde tanınan, sevilen, sayılan isimlerle istişareler sıklaştırılmalı.

-Genel manada (genel merkez ve tüm iller için) ‘Teşkilat’ sorumluluğu, bu temel değerlere ve onlara yakın isimlere emanet edilmeli.

-Teşkilat mahremiyetini koruyamayan yönetici, danışman ve çalışanların bir an önce fişi çekilmeli...

-Seçime birkaç ay kala ‘uyum içindeki başarılı teşkilatlar’ bir takım heva ve heveslerle dağıtılmamalı...

-Milletvekili adaylarının ‘doğru’ isimlerden oluşması için her türlü fedakârlık ortaya konulmalı...

-Halkın genelinin olmasa bile en azından şehrin stklarının ve önde gelenlerinin tanıdığı ve referans olabileceği isimler aday olarak belirlenmeli. (Meşhurluğunu ‘aday’ olarak yakalayan isimlerin partiye bir getirisi olmamıştır, olmayacaktır.)

-Teşkilatlarda görev almış isimler daha fazla incitilmemeli, çalışmalara katılmaları sağlanmalı.

-Tüm şehirlerde mevcut il başkanlarının yanı sıra önceki il başkanlarından da raporlar alınmalı. Raporlar sumen altı yapılmamalı...

-Dağıtmaya değil, toparlamaya yönelik adımlar atılmalı.

-Belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri kampa alınarak, seçim dönemi çalışmalarına katkıları artırılmalı, -bazen tam da seçim dönemine rastlayan- yanlış icraatların ve işlemlerin hesabı sorulmalı.

-Özellikle belediyelerde ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki idareci-personel ilişkileri masaya yatırılmalı. Personeli fazlasıyla rencide ederek ötekileştiren idari anlayıştan vazgeçilmesini sağlayacak stratejiler geliştirilmeli.

-12-13 yıllık süreç içerisinde, göreve gelen belediye başkanlarının ya da idarecilerin bir önceki dönemde görevde olan yine AK Partili belediye başkanlarının çalışma arkadaşlarına uyguladıkları mobbinglere son verilmeli.

-AK Parti’ye zarar verecek tutum ve davranış içindeki özellikle siyasi idarecileri denetleyecek ve uyaracak mekanizmalar icat edilmeli.

-Daha önce AK Parti’ye zarar veren çalışmalara imza atmış olan isimlerin hangi görevlerle ödüllendirildikleri incelenerek, bunun izahı yapılmalı.

***

Bugünlük bu kadar yazalım...

Görelim bakalım neler olacak...

Koalisyon kurulabilecek mi, yoksa yeni bir seçimin yolu mu gözükecek?

Bu konuya daha sonra yine değinmek gerekebilir.

Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler...