Yerli otomobil tek değil 4 modelle gelecek
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'de üretilecek yerli otomobilde uygulanacak stratejiyi açıkladı. Yerli oto tek model değil 4 modelle gelecek
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'de üretilecek yerli otomobilde en azından 3-4 tane modelin pazara çıkacağını belirterek, ''Bu modeller değişik ekonomikseçenekleri içerecektir.
Ama bunlar orta gelir gruplarının kolayca ulaşabileceği daha geniş kitlelerin talep ettiği otomobilmodelleri olacaktır. İlk etapta işin ekonomik ve sürdürülebilir olması açısından geniş kitlelerin talebini dikkatini alan bir üretim ve tasarım anlayışıyla hareket etmek daha doğru olacaktır'' dedi.
ICTurkey 2011 Uluslararası Proje Pazarı Etkinliği'nde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Ergün, Türkiye'nin teknoloji ve üretim kapasitesinin yerli uçak ve otomobil üretmeye müsait olduğunu, bunların hepsinin kademe kademe gerçekleştirilebileceğini kaydetti.
Bakan Ergün, özellikle otomotiv sektöründe Türkiye'nin 50 yıllık bir tecrübesi ve birikimi olduğunu belirterek, tüm bunların yanında Türkiye'nin güçlenen bin otomotiv pazarının bulunduğunu ifade etti.
Türkiye otomotiv pazarında 2010 yılında 510 bin adet otomobil satışı gerçekleştirildiğini anımsatan Ergün, bu gün Türkiye'nin iç pazarının sadece otomobilde 2011 yılı için 600 bin adet rakamını geçeceğini, bir kaç yıl içinde 1 milyon adete ulaşacağını bildirdi.
Ergün, Türkiye'de üretilen otomobillerin marka ve modellerin tüketiciyi tatmin oranının düşük olduğuna dikkati çekerek, 600 bin otomobilin sadece yüzde 30'unun Türkiye'de üretilen otomobillerden oluştuğunu, yüzde 70'inin ithal marka ve modelleri kapsadığını, bunun da Türkiye'de üretilen marka ve modellerin tüketiciyi tatmin etmediğini ortaya koyduğunu anlattı.
YERLİDE ADIM ATAN KAZANACAK
Diğer markaları Türkiye'de üretim yapmaya davet ettiklerini anımsatan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Gelin Türkiye'de yatırım yapın. Türkiye hem üretim için önemli bir alan hem de Türkiye'nin iç pazarı büyüyen bir pazar. Bu bize hem diğer markaları Türkiye'de üretim yapma davetine fırsat veriyor.
Hem de Türkiye'nin 50 yıllık bu birikimden sonra Türk sanayicisinin otomobil üretimi konusunda önemli bir adım atmasına imkan veriyor. Bu adımı atan kazanacaktır.
Türkiye bunu yapabilecek imkan ve kabiliyete sahip, geniş bir iç pazar sahip. Bunu Türkiye sanayicisi bunu yapabilecek kapasite ve imkana sahiptir.
Türkiye'de üretilecek yerli otomobilde en azından 3-4 tane model pazara çıkacaktır. Bu modeller değişik ekonomik seçenekleri içerecektir.
Ama bunlar orta gelir gruplarının kolayca ulaşabileceği daha geniş kitlelerin talep ettiği otomobil modelleri olacaktır. Yaşayabilir ve güçlenebilir bir adım atmak istiyorsak bu geniş alanı dikkate alan adımın öncelikle atılması daha sonra diğer adımlar da atılabilir.
Çok yüksek gelir gruplarına hitap eden çok lüks araçların üretimini gerçekleştiren mekanizmalar da daha sonra devreye girebilir. Ancak ilk etapta işin ekonomik ve sürdürülebilir olması açısından geniş kitlelerin talebini dikkatini alan bir üretim ve tasarım anlayışıyla hareket etmek daha doğru olacaktır.''
YERLİ UÇAK ÜRETİMİ...
Bakan Ergün, yerli uçak üretimiyle ilgili de Türkiye'nin 2023 vizyonu çerçevesinde yolcu uçaklarında da önemli bir adım atmış olacağını bildirerek, Türkiye'nin yolcu uçakları konusunda da üretim yapabilecek imkanı olduğunu kaydetti.
Ergün, Türkiye'nin yerli uçak yapılmasını dünyadaki diğer yatırımcılarla firmalarla görüşerek bir konsorsiyum halinde yapmayı planladığını belirterek, ''İnşallah 2023 vizyonu çerçevesinde Türkiye uçakta yapma imkanına sahip olacaktır.
Türkiye atak helikopterlerinin üretimini yapıyor ve dünya pazarlarına Türkiye'den ulaştırılacaktır. Savaş uçağı konusunda Türkiye'nin önemli bir hamlesi vardır. Artık Türkiye uzaya kendi uydusunu yapan ve gönderen bir ülkedir. yakında yine bir başka haberleşme uydumuz gönderilecektir.
Belki fırlatma sistemleri ile de sistemleri 2023 vizyonu içerisinde tamamlayan ve yaptığı uyduları kendisi fırlatan teknolojileri de geliştirmiş olacak. dolayısıyla Türkiye bugün geldiği noktadan sonra hızlı bir şekilde mesafe alması çok daha kolay bir hale gelmiştir'' diye konuştu.
Her şey maliyet ve pazar meselesi olduğuna işaret eden Ergün, Türkiye'de her şeyin üretilebileceğini, ancak üretilenlerin kime ve nasıl satılacağının önemli olduğunu kaydetti.
YÜZDE 7 BÜYÜME RAKAMI
Bakan Ergün, cari açık meselesinin önemli ve dikkatlerini verdiklerini bir konu olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin büyüme strateji ile cari açığın önlenmesi meselesini konsolide edebileceğini ve birlikte ele alabileceğini anlattı.
Zaten teşvik sistemini revize ederken konunun merkezine cari açığın önlenmesi ve azaltılması meselesini koyarak revize ettiklerini belirten Ergün, şunları kaydetti:
''Daha önce teşvik sisteminde belki yatırımlar ve istihdam ön plandaydı. Yine istihdam elbette işin içinde olacak ama cari açığın önlenmesi konusu merkezde olacaktır. Bizim istikrarlı bir şekilde büyümekten kaygı duymamız doğru değil. Yüzde 7'lerin üzerinde istikrarlı bir şekilde büyümek Türkiye'nin her zaman menfaatinedir. Yeter ki ürettiğiniz ürünleri hizmetleri satın.
Bunları boşuna üretmiyorsanız, stok yapmıyorsanız bunların size bir zararı olmayacaktır. o nedenle büyüme rakamı elbette kontrollü bir büyüme rakamından söz ediyoruz. Kontrolsüz bir büyümeden söz etmiyoruz. bu büyüme rakamı yüzde 7'ler düzeyinde bir büyüme rakamı Türkiye'nin ihtiyacı olan bir rakamdır.''
OLUMSUZ GELİŞMELERİN ETKİSİ SINIRLI OLACAK
Bakan Ergün, Avrupa pazarlarındaki gelişmelerin Türkiye'nin ihracatı üzerinde zaman zaman bazı olumsuz etkileri olabileceğini ifade ederek, kendilerinin bütün bunları dikkate alarak ürün ve pazar çeşitlendirmesiyle ilgili çalışmalarının devam ettiğini anlattı.
Özel sektörün de artık kendisini Türkiye'nin bu ekonomik yapıyı değerlendirmesi dış politikasını çeşitlendirmesine uyarlayarak üretimini planladığını belirterek, ''Avrupa pazarlarındaki olumsuz gelişmelerin bizim pazarlarımız üzerindeki olumsuz etkisi daha sınırlı bir etki olacaktır. Hem üretimde hem kapasite kullanım oranlarında bu sınırlı etki söz konusu olabilir.
Bizi çok ciddi manada olumsuz etkileyebilecek bir sıkıntılara yol açacak bir etkiden söz etmiyoruz. Zaten gereken tedbirleri de bu çerçevede alıyoruz'' dedi.