YSK'nin İstanbul seçiminin iptal kararı açıklandı (4)

YSK'nin İstanbul seçiminin iptal kararı açıklandı (4)

Gerekçeli karardan:- "2333 sandıkta sandık kurulu üyeliklerinin belirlenmesinde Kanunun asıl hükmü olan kamu görevlileri arasından belirlenmesi ilkesi gözardı edilerek, 298 sayılı Kanunun 23. maddesinin son fıkrasındaki istisna hükmünün uygulanmasına bir

ANKARA (AA) Yüksek Seçim Kurulunun (YSK), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline ilişkin kararın gerekçesinde, "2333 sandıkta sandık kurulu üyeliklerinin belirlenmesinde Kanunun asıl hükmü olan kamu görevlileri arasından belirlenmesi ilkesi göz ardı edilerek, 298 sayılı Kanunun 23. maddesinin son fıkrasındaki istisna hükmünün uygulanmasına bir gerekçe bulunmamakla birlikte, kanunda böyle bir istisnanın mevcut olması dikkate alındığında bu eksiklik, tek başına seçim sonucuna müessir olay ve hal kapsamında değerlendirilmemiştir." ifadesi kullanıldı.

Gerekçede, kanuna aykırı şekilde oluşturulan sandık kurullarının oluşumuna karşı 2 Mart 2019'a kadar itiraz edilmediği ve bu listelerin kesinleştiğinin ileri sürüldüğünün aktarıldığı kararda, sandık kurullarının kamu görevlisi olması gereken başkan ve üyelerinin listesinin talepte bulunmalarına karşın, siyasi partilere verilmediği dikkate alındığında, siyasi partilerin bu konudaki itiraz haklarını etkili bir şekilde kullanamadıkları belirtildi.

YSK'nin, sandık kurullarının oluşturulması ve diğer seçim işlemleri konularında genel düzenlemeler yaptığı anlatılan kararda, Kanun hükmünün kaymakamlıklar ve ilçe seçim kurulları tarafından yerine getirilecek olması nedeniyle sandık kurullarının oluşumu sırasında, bu konudaki usul ve esasların belirlenmesi dışında oluşum süreci ile ilgili bir görevi bulunmadığı bildirildi.

Kararda, şu tespitlere yer verildi:

"Yüksek Seçim Kurulunun 139 sayılı Genelgesinin 'Sandık kurulu başkanının belirlenmesi' başlıklı 9. maddesinde, 'İlçede görev yapan tüm kamu görevlilerinin (298 sayılı Kanunun 26. maddesinde sayılanlar hariç) listesi, mülki idare amiri tarafından yerleşim yeri adresleri esas alınmak suretiyle ilgili ilçe seçim kurulu başkanlıklarına gönderilir. (İlçe seçim kurulu başkanı mülki idare amiri tarafından gönderilen listede yer almayan diğer kamu kurumlarındaki kamu görevlilerini resen istemeli ve listeye eklemelidir.) İlçe seçim kurulu başkanı, bu kamu görevlileri arasından ihtiyaç duyulan sandık kurulu başkanı sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişiler arasından mani hali bulunmayanları sandık kurulu başkanı olarak belirler. Sandık kurulu başkanının göreve gelmemesi halinde, kamu görevlileri arasından belirlenen üye, bu üyenin de bulunmaması durumunda en yaşlı üye kurula başkanlık eder. (298/22)' düzenlemesiyle sandık kurulu başkanının belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar tespit edilmiştir. Bu çerçevede sandık kurullarının oluşum sürecindeki görev, kanun gereği ilçe seçim kurullarına ait bulunmaktadır. İlçe seçim kurullarının bu görevlerini kanuna ve genelgelere uygun olarak yerine getirmedikleri, olağanüstü itiraz üzerine yapılan incelemeler sonucu ortaya çıkmıştır."

"298 sayılı Kanunun 130. maddesi hükmü uyarınca, seçimin neticesine müessir bir halin varlığı saptandığında alt kademelerce verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması veya kurullara derece derece ve müddeti içinde müracaat edilmemiş olması, bu itirazın incelenmesine ve reddine sebep teşkil etmeyecektir." ifadesi kullanılan kararda, sandık kurulu başkan ve üyelerinin belirlenmesini sıkı kurallara bağlayan 7102 sayılı Kanun değişikliğinin 13 Mart 2018'de yapıldığı dikkate alındığında, Yüksek Seçim Kurulunun önceki kararlarına aykırı karar verildiğinden söz edilmesine de hukuken imkan bulunmadığı kaydedildi.

Söz konusu kanun değişikliğinden sonra iki seçim yapıldığı anımsatılan kararda, bunlardan ilkinin 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimi olduğu, bu seçim sonucunda sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı belirlendiği yolunda bir itiraz intikal etmediğinden, YSK'nin bu konuda bir değerlendirme yapmadığı bildirildi.

- YSK'nin Mustafakemalpaşa kararı

Kanun değişikliğinden sonra Türkiye'deki ikinci seçim ise 31 Mart 2019 tarihinde yapılan Mahalli İdareler seçimi olduğuna işaret edilen kararda, "Sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı belirlenmesine ilişkin itirazlar da ilk kez bu seçimde Kurulumuzun önüne gelmiştir.
Dolayısıyla Yüksek Seçim Kurulunun daha önceden bu konuda vermiş olduğu emsal oluşturacak bir içtihadı bulunmamaktadır." denildi.

Kurulun İYİ Parti Bursa İl Başkanı tarafından yapılan itiraz üzerine Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesine ilişkin olarak verdiği kararın aktarıldığı kararda, dosyanın incelenmesinde, İYİ Parti tarafından yapılan başvurunun belirlenen sandık kurulu başkanlarının belediyede çalışan kamu görevlilerinden olduğu, bu hususun belediye seçiminde tarafsızlık ilkesine aykırı olacağından tam kanunsuzluk nedeniyle seçimin iptalini gerektirdiği iddiasına dayandırıldığı, yapılan incelemede belirtilen şahısların belediyede görev yapan kamu görevlileri oldukları anlaşıldığından tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine karar verildiği hatırlatıldı.

Dosyada sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi olduklarının açık olduğuna dikkat çekilen kararda, sandık kurulu görevlendirmelerinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı vurgulandı.

- "Emsal teşkil etmiyor"

"Her ne kadar ilgili kararın gerekçesinde sandık kurullarının 2 Mart 2019 tarihinde kesinleştiği belirtilmiş ise de, iddialar doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda, sandık kurulu başkanlarının belirlenmesinde tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir." değerlendirilmesinde bulunulan kararda, dosyadaki itirazın şekli ve görevlendirilenlerin niteliği dikkate alındığında emsal teşkil etmediği kaydedildi.

Kararda, Kurulun, H. D. isimli şahsın itirazı üzerine verdiği Erzurum'un Pasinler ilçesi Karavelet Mahallesi muhtarlığına ilişkin karara ait dosyanın incelenmesinde ise muhtarlık seçiminde ihtiyar heyeti üyeliği adaylarının aynı zamanda sandık kurulu görevlisi olduklarından bahisle ve 298 sayılı Kanunun 26. maddesindeki adayların sandık kurulu üyesi olamayacakları hükmünden hareketle itiraz edildiği aktarıldı.

Ancak muhtarlık ve ihtiyar heyeti üyeliği seçiminde adaylık usulü olmadığına işaret edilen kararda, 26. madde kapsamına girmeyen bu kişinin sandık kurulu başkanı olmayıp, Saadet Partisi sandık kurulu üyesi olduğu, seçim sonuçlarına nasıl etki ettiğine dair somut bir tespit olmadığı gerekçesiyle karar verildiği anlatıldı.

Mardin'in Yeşilli ilçesi Belediye Başkanlığı seçimiyle ilgili Mardin Saadet Partisi İl Başkanı tarafından verilen olağanüstü itiraz dilekçesinde, yedi sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olmadığı, bir başkan ve iki sandık kurulu üyesinin de başkan adayının akrabaları olmasının tarafsızlığı zedelediği, bu konuda ilçe ve il seçim kurullarına zamanında itiraz ettiklerinin belirtildiği kararda, bir kez de olağanüstü itiraz olarak incelenerek seçimin iptalinin talep edildiği belirtildi.

Yeşilli İlçe Seçim Kurulunun kararında bu kişilerin Yeşilli ilçesindeki kamu kurumlarında çalışan kişiler olduğuna karar verilerek siyasi partinin itirazının reddedildiği ifade edilen kararda, İl Seçim Kuruluna yapılan itirazın da reddedildiği bildirildi. Kararda, olağanüstü itirazla aynı konunun YSK gündemine getirildiği, sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi oldukları anlaşıldığından 298 sayılı Kanunun 130. maddesine göre seçimin iptaline yönelik talebin reddine karar verildiği kaydedildi.

Kararda, şu tespitlerde bulunuldu:

"Sandık kurullarının oluşumuna ilişkin bu süreçte Yüksek Seçim Kurulunun itirazen incelediği bir diğer dosya da Kurulumuzun kararına konu Bursa Yıldırım dosyasıdır. Bu dosyada, Bursa İli, Yıldırım İlçesi, 3100 numaralı sandıkta sandık kurulunun 3 kişiden oluşmasına yönelik bir itiraz yapılmış, Yıldırım İlçe Seçim Kurulunca verilen kararla, sandık kurulu başkanı hakkında suç duyurusunda bulunulması, sonuç tutanaklarının iptaline yönelik itirazın reddine karar verilmiş, Bursa İl Seçim Kurulunun kararı ile de, sandık kurulunun sabah 08.00'de sandık bölgesinde kimse bulunmadığından 3 kişiden oluşturulduğu belirtilerek itiraz esasa müessir olmadığından itirazın reddine karar verilmiş, bu karara karşı yapılan itiraz da, Bursa İl Seçim Kurulu kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle ve (İki parti arasındaki oy farkı 67.484 olup, itiraz tek sandığa ilişkin olduğundan) sonuca müessir olmadığı görülerek Kurulumuzun kararı ile reddedilmiştir. Konya İli, Karatay İlçesi, Ağsaklı Mahallesine ilişkin muhtarlık seçiminde 1002 nolu sandıkta Konya İl Seçim Kurulunca yapılan incelemede, sandık sonuç tutanağında sadece iki imza bulunduğundan bahisle sandık kurulu görevinin yapılması ve sonuçların doğru alınması hakkında şüphe uyandığı, alınan sonuçların geçerlilik açısından zaafiyet oluşturduğu, seçimlerin bu şekilde yapılmasının doğru olmayacağı gerekçesiyle seçimin iptali ile yenilenmesine karar verildiği, bu karara karşı yapılan itirazın ise, bu hususun sonuca müessir olduğu görülerek, il seçim kurulu kararı kesin olduğundan Kurulumuzca reddedildiği görülmektedir. Bu olayda sandık kurulunun 298 sayılı Kanunun 21. ve 73. maddesindeki bir başkan ve üç üye olan toplanma nisabının altında toplanması sandık sonuçlarının geçersizliğini doğurmuş, sandık seçmen sayısının seçime etkili olması
nedeniyle seçimin yenilenmesini gerektirmiştir."

"Kararlardan da anlaşılacağı üzere sandık kurullarının oluşturulması yanında sandık kurullarının toplanma yeter sayısında da kanunun getirdiği hükümlere aykırılık hali, bu sandıklardaki seçmen sayısının seçim sonucunu değiştirecek sayıda olması halinde seçimin iptaline yol açmaktadır." denilen kararda, 298 Sayılı Kanunda sandık kurullarının oluşumu ve karar alma sayılarının birtakım kurallara bağlandığı, bu kuralların ihlal edilmesi de yapılan işlemlerin geçersizliği sonucunu doğurmadığı bildirildi. Kararda, "Eğer bu geçersizlik seçimin sonucunu etkileyecek sayıda ise seçimin iptali söz konusu olmaktadır." ifadesi kullanıldı.

- "Kamu görevlileri arasından belirlenmesi ilkesi göz ardı edildi"

Kararda, şunlar kaydedildi:

"Yine 298 sayılı Kanunun 'Sandık kurulu üyelikleri' başlıklı 23. Maddesinin, 6 fıkrasının 13 Mart 2018 tarihindeki değişiklikten önceki metninde yer alan, 'Bundan başka, sandığın bulunduğu köy ve mahalle ihtiyar heyeti ve ihtiyar meclisi asıl ve yedek üyelerinden keza ad çekme ile iki kişi seçilir. Bu ad çekme sırasına göre ilki asıl, diğeri yedek üyedir. Şu kadar ki; bu fıkra gereğince görevlendirilecek sandık kurulu asıl ve yedek üyeliklerine yetecek kadar ihtiyar heyeti ve ihtiyar meclisi asıl ve yedek üyesi bulunmayan köy ve mahallelerde noksan üyelikler, yukarıdaki fıkralarda yazılan hükümlerin sandık kurullarına üye vermemiş partiler hakkında uygulanmasıyla tamamlanır' şeklindeki düzenleme 13 Mart 2018 tarihli, 7102 sayılı Kanunun 4. Maddesi ile 'İlçe seçim kurulu başkanı, sandık kurulunun kalan bir asıl ve bir yedek üyesini belirlemek için önce, 22'nci maddenin birinci fıkrası uyarınca bildirilen listeden sandık kurulu başkanı olarak belirlenmeyenler arasından, ihtiyaç duyulan sandık kurulu üye sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişilerden mani hali bulunmayanları sandık kurulu asıl ve yedek üyesi olarak belirler.' şeklinde değiştirilmiştir.

Aynı kanunun 23. maddesinin 7. fıkra ve devamında da, 'Yukarıdaki fıkralar gereğince belirlenen sandık kurulu asıl üyelerinden göreve gelmeyenin yerine, öncelikle, gelmeyen üyenin yedeği alınır. Sandık kurulu başkan ve üyelikleri için ad çekme işlemleri, ilçe seçim kurulu huzurunda, bu kurulun başkanı tarafından yapılır. Üyeliklerin bu şekilde doldurulması mümkün olmazsa, eksikler, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından, o çevrede bulunan ve sandık kurulunda görev verilmesinde sakınca olmayan kimselerden doldurulur' hükümleri yer almaktadır. Kanunun bu maddesinin incelenmesinde, sandık kurulunun bir asıl, bir yedek üyesinin yine 22. maddede belirtilen mülki idare amiri tarafından yerleşim yeri adresleri esas alınmak suretiyle ilçede görev yapan tüm kamu görevlileri listesinden başkan olarak belirlenmeyenler arasından tespit edilmesi ilkesi benimsenmiş ve sandık kurulunun kamu görevlisi üyeleri yönünden maddenin son fıkrasında istisnai bir hükme yer verilmiştir. Bu istisnanın uygulanabilmesinin ön şartı ise, kamu görevlisi üyelerin yukarıda belirtildiği şekilde doldurulmasının mümkün olmaması halidir. İstanbul İli genelinde büyükşehir belediye başkanlığı seçimi için toplamda 93 bin 558 kamu görevlisine ihtiyaç duyulmaktadır. İstanbul ilinde, sadece 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre aylık ödenen ve sandık kurullarında görev alabilecek durumda olan yaklaşık 220 bin kamu görevlisi bulunmaktadır. Bu itibarla 2333 sandıkta sandık kurulu üyeliklerinin belirlenmesinde Kanunun asıl hükmü olan kamu görevlileri arasından belirlenmesi ilkesi gözardı edilerek, 298 sayılı Kanunun 23. maddesinin son fıkrasındaki istisna hükmünün uygulanmasına bir gerekçe bulunmamakla birlikte, kanunda böyle bir istisnanın mevcut olması dikkate alındığında bu eksiklik, tek başına seçim sonucuna müessir olay ve hal kapsamında değerlendirilmemiştir."

(Bitti)






Kaynak:Haber Kaynağı