Bismillah ile ilk adımı atarız. İşte bu bir başlangıç, bir niyettir. Bir eyleme geçiş, bir hareket, bir hedef, bir rüyadır. Önemli olan ilk adımı atarken nasıl yere basacağımızı bilmek ve sonraki adımlarımızı emin, kararlı ve cesaretle atıp ilerleyişimizi sürdürmemizdir. İlk adım, oluşturduğumuz plan program çizgisinde geleceğe yolculuktur.

Akıp giden zaman içinde ilk adımın sonrası hep vardır. Bazen düşünmek, ölçmek için, bazen kontrol etmek için geriye bakarız. Doğrulara, güzelliklere veya yanlışlara bakarız. Hedef kazanımlarımızı değerlendirir, tekrar yola revan oluruz. Bu duraksama vazgeçmek için değil, daha sağlam adımlar için küçük bir nefeslenmedir, moladır.

Canlılar âleminin en belirgin özelliğidir hareket ve hedefe doğru ilerleyiş.

İlk adım demiştik. Ülkelerin de tarihlerinde ilk adım ve sonrasında ilerlemek ülküsü süregelmiştir. Yüz yılda değişim gösteren milletin tarihini yazan, millete kılavuz olmuş liderler mevcuttur.

Günümüz Türkiye’si de imanından ve ecdadından aldığı feyizle;

‘’Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.’’  ideali ile güçlü bir ülke, ülküsüne doğru emin adımlarla yola devam ediyor.

Bazen yokuşu tırmanırken zorlanmak var elbet. İnanç, vatan aşkı, insanlık sevdası, ümmete hizmet ihlası zor engelleri aşmada bir güce dönüşmüş durumda.

Bu yolculuk kervanının ilerleyişini kenardan izleyen kem gözler var elbet.  Bu kutlu kervanı dağıtmak, esir almak, servetlerine el koymak isteyen küresel yol eşkıyaları pusu kurmuşlar. Sarı kovboy ve rakibi Biden kement ellerinde bekliyorlar. İngiliz ve AB’nin haçlı ruhu ise her zaman hazır kıta, onlar da pusudalar. Tasmaları Siyonistlerin elinde Ortadoğu’nun şımarık prensleri, sahiplerinin talimatını nöbette bekleyişteler.

İşte şer güçlerin kervandaki saptıracakları kimliksizler;

Derin niyetlerine bakıldığında bencillik, çıkar ve nüfuz elde etme heveslilerini sabırla izlemeye alıyorlar. Zaman ilerleyince bu bahtsız yolcular belirti göstermeye başlıyor.

Bu kutlu davanın aşkına, temposuna, ritmine, düzenine ayak uyduramayanlar.  Yürüyüşte kalbi boş, beyni çürümeye yüz tutmuşlar. Boyunlarını ABD’nin kovboylarının kemendine kaptırmış zavallılar. Makam, mevki cazibesine kapılmışlar. AB’nin taşlı, tozlu patika yoluna sapanlar. Sağa, sola bakışla, yalpalayarak yürürken şarampole yuvarlananlar. Çer çöp toplama hevesiyle yol arkadaşlarını ve kervan yolculuğunu sonlandıranlar, geriye düşmüş durumdalar. Yolda dökülenler yorgundur, bitkindir artık. Esir köleler olmuşlardır efendilerine. Adanmış adamlarla hedefe ulaşmak,  onlar için bitmiştir.  Artık bataklık çukurunda pişmanlık duyguları ile debelenerek iyice batmakta olan son.

Lider yoluna inanmış, bu yola kefeni ile çıkmış yolcularla devam ediyor.

Pes etmek yok. Elbette bu yolda dökülen, tökezleyen bu işin sonunu getiremeyecek zayıfların olduğunu bilmektedir. Ulaşılacak hedefe ilk günkü inanç, aşk ve azimle ,heyecanla devam eder. Rabbim bu kutlu ilerleyişte yeni yol arkadaşları mutlaka nasip edecek inanç ve ümidi ile yürüyüşe devam.

İlerleyiş sürerken tepelerin arkasından aynı inançla, vatanın ve ümmetin bekası için başbuğ ve nizam-ı âlem yolcuları ile yolu kesişir. Yeni yol arkadaşlarının kervana katılma coşkusu ve birlikteliğiyle güçlü yürüyüşe devam.

Atalarımız ne güzel demişler;

‘’İt ürür kervan yürür.’’

Küresel çetelerin fink attığı dünya siyasi yolculuğunda güçlü ülke, öncü medeniyet ideali yolu, alçaklıklarla, tehlikelerle, tuzaklarla doludur.

Hainlerin, satılmışların uşakların içimizden çıkması, bizi yarı yolda dünyalık arzularına satması zorumuza gitse de, bu şarkı burada bitmez, bitmeyecek.

‘’Aşk ile yürüyenler yorulmazlar’’.  İşte bu söz olsa gerek.

‘’Yürüyüşte yorulmamak.’’…