15 Temmuz'da İBB'nin işgali davası
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İBB'nin işgali ve burada çıkan olaylarda Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin şehit edilmesiyle ilgili 52 sanığın yargılandığı dava, sanıkların savunmalarıyla devam etti
İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) işgali ve burada çıkan olaylarda Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin şehit edilmesiyle ilgili 52 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu karşısında yer alan binadaki salonda yapılan duruşmada, tutuklu sanık Fatih Polat savunmasında, 15 Temmuz’da vatani görevini er olarak yaptığını, terhisine 3 ay kaldığını, olay günü kendisine mühimmat dağıtıldığını belirtti.
Sanık Polat, daha önce hiç görmediği Albay Zeki Demir’in tatbikat yapılacağını, boş bir binanın güvenliğinin alınacağını söylediğini anlatarak, "Albayla birlikte 3 yüzbaşı da vardı, araçlara bindik. Saat 23.00 gibi kışladan ayrıldık, İBB'nin önüne geldik. Albay beni caminin önüne gönderdi, 'araçları geçirme' emri verdi. Araçları yönlendirdik, daha sonra yer değiştirdim. Silah sesleri duymaya başladık. Albay Zeki Demir’in ateş ettiğini gördüm. Araçların arkasında kaldım. Kalabalık çoğalmaya başladı. Albay sürekli 'herkes ateş etsin' diyordu, kalabalık çoğalmaya başladığında albay ve yüzbaşılar ateş ediyordu. Otoparkın içinde sakladım çünkü çok korktum. Silah sesleri çoğalmıştı, 20-25 asker olmuştuk. Albay geldi, 'siz ne yapıyorsunuz burada korkaklar' dedi. Ben ambulansın arkasında saklandım. Ambulans gidince binaya doğru saklanmak için gittik. Güvenlik görevlileri 'silahlarınızı verin öyle girin' dedi. Daha sonra polise teslim oldum, ateş etmedim, silahın emniyetini bile açmadım." diye konuştu.
Tutuklu sanık Ferhat Yıldız da 15 Temmuz’da er olarak görev yaptığını, albayın boş binanın emniyetini alınacağının söylediğini, Yüzbaşı Ramazan Ertürk’ün kendisini kapalı otoparka yerleştirdiğini, 7-8 aracı "bomba var mı" diye kontrol ettiklerini, bariyerleri dizdiklerini, kendisinin Ramazan Ertürk’ün emrine verildiğini ve olayların başladığını aktardı.
- "Yüzbaşının silahı hiç susmadı"
Sanık Yıldız, albayın bir kişiye ateş ettiğini, bu kişinin yere düştüğünü gördüğünü, yüzbaşı Ertürk’ün ise bir ağaç göstererek "bu ağacı geçen olursa ateş edin:" diye emir verdiğini anlatarak, "Yüzbaşı Ramazan Ertürk’ün silahı hiç susmadım. 3-4 kişiyi vurduğunu gördüm. Baskıdan korktuğumuz için havaya ateş ettik. Silahımı bırakma kararı verdim ancak Ramazan Ertürk’ün korkusundan teslim olamadım. Albay Zeki Demir geldi, 'siz nasıl askersiniz, hadi çatışın.' dedi. Ambulansa bindim, Albay Demir beni ambulanstan aldı, dışarı attı. Güvenlik güçleri, Ramazan Ertürk’ü etkisiz hale getirdi, biz de teslim ettik. 3 el, havaya sıktım ben." ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık Fırat Dalbudak ise kışladan çıktıklarında nereye gittiklerini bilmediğini, İBB’ye gittikten sonra Ömer Teğmen ile binanın içerisine girdiğini, binayı aradıklarını, kendisine bir caminin önünde beklemesi için görev verildiğini, Albay Zeki Demir’in olduğu tarafın kalabalık olduğunu, albayın bir kişiyi vurduğunu, yüzbaşı Ramazan Ertürk’ün 2 kişiyi vurduğunu gördüğünü, daha sonra güvenlikçilere silahını verdiğini, polislere teslim olduğunu ve silahı bozuk olduğu için kimseye ateş etmediğini savundu.
Savunmasını yapan tutuklu sanık Ahmet Bolat da er olarak görev yaptığını, İstanbul’u kendisinin seçmediğini, komutanların hain olduğunu bilemeyeceğini, olay yerinde silah kullanmadığını ve suçsuz olduğunu iddia etti.
Sanık Gökhan Perktaş da savunmasında, olay günü araçlara bindirildiklerini, şoförlüğü olduğu için kendisine aracı kullandırdıklarını, İBB’nin önüne aracını çektiğini, yüzbaşılardan birinin 'ateş etmezseniz ben sıkacağım size.' dediği için panikle havaya bir el ateş ettiğini söyledi.
Perktaş, albayın bir kişiyi vurduğunu gördüğünü dile getirerek, "Albay Zeki Demir, 'asker, ateş edin, etmezseniz sizi vururum.' diyordu, seri bir şekilde ateş ediyordu." dedi.
- "Albaydan 'ayaklarına ateş edin' emri"
Sanık Ferhat Karataş ise savunmasında, "tatbikat" diye İBB’ye götürüldüğünü, orada Albay Zeki Demir’in 'gelen olursa ayaklarına ateş edin, bir mermi bir insan." diye emir verdiğini, geri çekilmeye çalıştığını, kendisinin de havaya ateş ettiğini, albayın olmadığı bir zamanda ambulansın oraya gittiğini, Yüzbaşı Ramazan Ertürk’ün askere 'çatışın' diye bağırdığını, daha sonra ise belediye binasına gittiğini ve teslim olduğunu dile getirdi.
Tutuklu sanık Hakan Atçı da savunmasında, er olarak vatani görevini yaptığını, kendilerine şarjör dağıtıldığını ve araçlara bindirildiklerini aktararak, "İBB binasına geldik, ismini daha sonra öğrendim. Bize caminin oradaki yola gitmemiz ve araçları yönlendirmemiz görevi verildi. Landların olduğu yerde albayın halkın içine gittiğini ve havaya sıkarak geri geri geldiğini gördüm, 'atış serbest' diye bağırdı. Ben ön tarafta bulunmadım, tanımadığım iki yüzbaşı olan, isimlerini daha sonra öğrendiğim Ramazan Ertürk ve Yakup Karaçelik halka ateş etti. Ne yapacağımı bilemedim, ağacın arkasına geçtim, daha sonra arkadaşlarımın yanına gittik. Ne olduğunu anlamadık. Özgür ve Yasin arkadaşlarımızın vurulduğunu duyduk. Albay Zeki Demir, ambulansa 'bir yere gidemezsin.' dedi, ambulans gaza basarak gitti. Ben arkadaşlarımla beraber İBB binasına teslim oldum. Hiç silah kullanmadım. Başımızdaki komutanların hain olduğunu anlayamazdım." ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanı Kemal Yalçın Selçuk’un "Sende 5 tane 1 dolar yakalanmış." demesi üzerine sanık Atçı, "Birini annem verdi, diğerleri düğünlerden kaldı. Düğünlerde atılır, cüzdanımda kalmış. Hatıra bir anı olarak saklayacaktım. Şifre olduğunu bilmiyordum." dedi.
Tutuklu sanık Onur Aslanoğlu da savunmasında, İBB binasının önüne götürüldüğünü, araçtan indirildiğinde binanın önüne yerleştirildiğini, TOMA’nın birden gaz bombası attığını, ne olduğunu anlamadığını, binaya girdiğini ve sivil polise silahını teslim ederek, teslim olduğunu söyledi.
Bazı sanıkların savunmasının tamamlanmasından sonra, duruşma yarına ertelendi.
AA
Kaynak: