A.Cenap Kendi
15 Temmuz'u hatırlatan TARİHSEL ALINTILAR
Osmanlı Tarihi tükenmeyen bir övünç haritasıdır. Tarihin biraz derinliklerine inerek bir yiğidin kahramanlık hikayesi ile sizlerle beraber olacağım.
Peygamber duaları ile yüklü bu yüce Türk milletinin damarlarındaki asil kanan da iktizası gereği sırtı yere gelmemiş, namerde boyun eğmemişti ve eğmeyecektir.
Kadiri mutlak yüce Allahın sevdiği kullarının ve ulusal hizmetlerde görevli Devlet büyüklerinin yanında olduğu müddetce EVRENSEL SIRLARI tesadüflere bağlamak gafleti ile malul değiliz çok şükür.
Çanakkale muharebelerinde siperde diğer arkadaşları şehit olduğu icin tek başına kalmış olan Seyit onbaşının - 240 – kilo ağırlığındaki mermiyi ya Allah deyip tek topun ağzına yerleştiren boğazdan geçmekte olan içi cephane yüklü gemiye fırlatan havada ters dönen mermiyi geminin bacasından içeriye sokan ,ve patlatıp gemiyi bir anda hurdahaş eden ,savaşın kaderini değiştiren ,karşı sırttaki İngiliz komutan Hamilton’ u sükutu hayale uğratan ve memleketine çektiği telgrafta - Türklerde bu iyman kuvveti oldukca bu savaş kazanılamaz dedirten - o müthiş olayı tesadüflere bağlamak mümkün değildir.
Onbeş temmuz harekatındaki İstiklal ve bağımsızlık adına sokaklara dökülen galeyanın, verilen selaların, yapılan duaların, Tarihe ışık tutacak ışık değil midirdiyor bu günkü yazımız ile bağlantılı yazımıza geçiyorum.
Bağdat seferine hazırlanan dördüncü Murad’ ın Sadrazamına verdiği emir aynen şöyle. Lala bak Bağdat seferine çıkacağız. Hazırlığını noksansız tam yap.Orduyu humayına Yiğitlerden seç.Tıfıl olan - yani gelişmiş delikanlılardan- seç.Bıyık ve sakalında tarak tutanları seç. Bunları amel eyle..Yolda çok Türk evladı gönüllü olarak guruplar halinde Orduya katılabilir.
Sadrazam ve yardımcıları bizzat eratın arasına girip teftiş ederler. Matluba uygun olanlar ayrılırve Orduyu Humayuna kayıtları yapılır. Bu gönüllüler arasında bir delikanlı varki henüz – 17 – yaşında. Bıyıkları daha terlememiş.Sadrazam bu çocuk yaşdaki delikanlıyı Hünkardan korktuğu için götürmek istemiyor. Fakat delikanlı devamlı yalvarıp peşlerinden hiç ayrılmıyor.
Bunu gören Sadrazamın merhameti galebe çaldığından kendisine yollarda hizmet üzere maiyete dahil eder.Bağdat yakınlarına gelindiği zaman Padişah Orduyu teftiş ederken çocuk yaşdaki bu delikanlıyı, görünce öfkelenir çocuğu azarlar ,Sadrazamı çağırır Bire ferman dinlemez asi, bıyıklarında tarak durmalı diyerek buyurmuştumneden emrimi dinlemedin diyerek bağırırken, karşısındaki delikanlı tiril tiril titrerken Padişaha şu şekilde yalvarır.
Sevgili Hünkarım Elbette benim de bıyıklarım TARAK TUTAR. Der. Ben sizinle savşlarda beraberolmak istiyorum der. Delikanlının bu sözü Hünkarın hoşuna gider.Delikanlı bu yumuşamadan cesaret alır ve Kuşağında taşıdığı – tarağı bir hamlede üst dudağına saplar. Tarak bıyık da saplanmış gibi oturur kalır.
Delikanlı iyice cesaretlenmişdir.Hünkarım bak benim bıyıklarım da tarak tutuyorder.Hünkar delikanlıya yaklaşır,bakarki tarak oturmuş. Zavallının tiril tiril de titrediğini de görünce olan sinirleri yumuşar takdir bile eder.
Adnı sorar Osman olduğunu öğrenir ve ilave eder.Allah dan dileğim Bağdada ilk giren sen olasın der.Bağdat kuşatılmıştır.Kılıçlar çekilmiş savaş başlamıştır.
Osman kahramanlar gibi döğüşmektedir. Yiğitlerin önlerine geçerek Surlara ilk tırmanan o olur. Kılıç belinde üç hilalli Türk Bayrağı ‘nı GÖNDERE O DİKER.
İŞTE TIFIL Osman'ın öyküsü de böyledir. Genç yiğidin hikayesi ve kahramanlıkları dilden dile dolaşır.