18. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi
Türk Uyku Tıbbı Derneği Başkanı Prof. Dr. Özgen:- "Uyku sağlığı sabahleyin vakitlice kalkmak, uykumuz gelince de yatmaktan geçiyor"
MUĞLA (AA) - Türk Uyku Tıbbı Derneği (TUTD) Başkanı Prof. Dr. Fuat Özgen, "Uyku sağlığı sabahleyin vakitlice kalkmak, uykumuz gelince de yatmaktan geçiyor." dedi.
Özgen, TUTD tarafından Bodrum'da bir otelde gerçekleştirilen 18. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi kapsamındaki basın toplantısında, uyku tıbbına 90'ın üzerinde hastalığın girdiğini söyledi.
Uyku tıbbının bu hastalıkların tanısından tedavisine kadar bütün süreçlerle ilgilendiğini anlatan Özgen, "Nöroloji, göğüs, psikiyatri, kulak-burun-boğaz ve birçok dalda konsültan hizmeti aldığımız bir alan. Uyku sırasında ortaya çıkan hastalıklar veya uykuya ilişkin hastalıklar diğer branşları ilgilendiren birçok probleme de yol açabiliyor. Mesela uykuda solunum bozukluklarının sonuçlarından biri hipertansiyon. Bunun gibi birçok hastalığın alt yapısında, alevlenmesinde veya daha dingin hale gelmesinde uyku ve uykuya ilişkin bozuklukların olup olmaması rol oynuyor. Bir hipertansiyon hastasının eğer uykusu bozuksa tansiyondaki problemler daha yoğun oluyor. Dolayısıyla uyku tıbbı önemli bir alan." dedi.
Uyku ihtiyacının kişiden kişiye değiştiğini, bazı insanlar için 4 saat uykunun bile yeterli olduğunu ifade eden Özgen, "İnsanların yüzde 93-94'ü 6-8 saat uyuyor. Bir grup insan 3-4 saat uyuyup ertesi güne hazır hale geliyor. Onlara 'kısa uykucu' diyoruz. Bir grup da 10-12 saat uyuyor. Onlara da 'uzun uykucu' diyoruz. Bunlar normal haller. Uykusuzluk dediğimiz şeyin toplumdaki kronik, insan hayatını ileri derecede etkileyen görülme oranı yüzde 10. Hayatının bir dönemde uykusuzlukla başı derde girenlerin oranı ise neredeyse iki insandan biri. Psikiyatrik anlamdaki hemen hemen her hastalıkta uyku bir şekilde etkileniyor. Bu çoğunlukla uykusuzluk şeklinde oluyor. Daha küçük bir grupta ise fazla uyku şeklinde ortaya çıkıyor." diye konuştu.
- "Asıl olan gece uykusudur"
Uyku düzenini sağlamanın aynı saatte yatmak olmadığını dile getiren Özgen, şöyle devam etti:
"Yani vakitlice kalkacağız. Bu sabah erken saatlerde olacak. Eğer atalarımızın sözünü dinleyecek olursak güneşi üzerimize doğdurmayacağız. Aynı saatte yatmak çok becerebileceğimiz bir şey değil ama sabah kalkış saati elimizdedir. Yani uyku sağlığı sabahleyin vakitlice kalmak, uykumuz gelince de yatmaktan geçiyor. Tabi bunun bir sürü bireysel farklılıkları var. Asıl olan gece uykusudur."
- "İyi uyku kansere yakalanma riskini azaltıyor"
TUTD Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Hikmet Yılmaz da uyku sırasında vücudu koruyan bağışıklık sisteminin çalıştığına işaret ederek, birkaç gün uykusuz kalındığında daha kolay grip ve nezle olunduğunun ya da var olan rahatsızlığın daha uzun sürdüğünün kişisel tecrübelerle bilindiğini söyledi.
2011 yılında göğüs, kalp damar cerrahisi ile "yara iyileşmesi ve hasta taburculuğuna uykunun etkisi" konulu bir çalışma yaptıklarını anlatan Yılmaz, elde ettikleri bulguların, iyi bir uykunun hastada yara iyileşmesini, daha çabuk taburculuğu, daha erken düzelmeyi sağladığını, kalp rahatsızlıklarında daha erken ve az ilaçla klinik tablonun düzeldiğini gösterdiğini bildirdi.
Aynı zamanda bir anti kanser hormonu olan melatonin hormonunun gece salgılandığına dikkati çeken Yılmaz, "İyi bir uykuda düzenli salgılanması, geceleyin karanlıkta salgılanması bağışıklık sistemini de geliştiriyor. İyi bir uyku kansere yakalanma riskini de belirgin azaltıyor." dedi.
Yılmaz, şunları kaydetti:
"Şimdiye kadar yapılan tüm çalışmalarda gözlediğimiz, rahatsızlığı ne olursa olsun, romatizmal yakınmalar, kalp rahatsızlıkları, psikiyatrik rahatsızlıklar, dahili nörolojik rahatsızlıklar, eşlik eden bir uyku bozukluğu varsa o olguların tedavisini düzenlemek hem daha zor oluyor hem de daha çok ilaca daha uzun sürelere ihtiyacımız oluyor. Görüyoruz ki 6 saatin altında uymak da 10 saatin üzerinde uyumak da programlanmış hücre ölümünü tetikliyor. Erken yaşlanıyorsunuz, cildiniz erken kırışıyor, diğer hastalıklara erken yakalanıyorsunuz. 6-8 saat uyuyabilirsek ideali bu."
AA
Kaynak: