"1960'da halk sokağa çıksaydı, darbeciler başbakanı asamazdı"

"1960'da halk sokağa çıksaydı, darbeciler başbakanı asamazdı"

MŞÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Kıran:- "1960 darbesinin Türkiye siyasetine bıraktığı en kötü miras, 27 Mayıs darbesinden sonra siyaseti dizayn edenler ve yön verenler, hemen bütün temel meselelerde ordunun fikrinin önem

MUŞ (AA) - İBRAHİM YALDIZ - Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Kıran, "15 Temmuz'da olduğu gibi 1960 darbesinde de halk sokaklara çıksaydı darbeyi gerçekleştirenler en azından başbakanı ve bakanları idam etme cesaretini asla kendilerinde bulamazlardı." dedi.

Prof. Dr. Kıran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana üzerinde en çok konuşulan konulardan birinin darbeler olduğunu söyledi.

Başbakan ve bakanların asılması anlamında 27 Mayıs 1960 darbesinin Türkiye tarihinin en sistematik ve trajik darbelerinden biri olduğunu ifade eden Kıran, "1960 darbesinin Türkiye siyasetine bıraktığı en kötü miras, 27 Mayıs darbesinden sonra siyaseti dizayn edenler ve yön verenler, hemen bütün temel meselelerde ordunun fikrinin önemli olduğunu söyler. Bu inanılmaz, siyasi anlamda vahim bir hatadır. Asıl yapılması gereken ordunun tamamen bu işlerin dışında tutulmasıdır." diye konuştu.

- 15 Temmuz'u 1960 darbesinden ayıran en önemli özellik

Kıran, 1960 darbesinden sonra siyasilerin iyi bir sınav vermediğini gördüklerini ifade etti.

1960 darbesi ile 15 Temmuz darbe girişimi arasında farklılıklar olduğunu belirten Kıran, şöyle devam etti:

"15 Temmuz darbesinden hemen sonra siyasiler askerleri ödüllendirme yoluna değil, bu darbeye kalkışanların o gece en ağır cezalarla karşılaşacakları yönünde cesur siyasi beyanatlarda bulunmuşlardır. 15 Temmuz sürecinde Türkiye'deki hiçbir siyasi hareket ve parti, darbecilerle hareket etme yanlışı içerisine girmemiştir. Tabii siyasiler kararlı şekilde darbenin karşısında durunca, halk da siyasilerden aldığı cesaret ve destekle darbecilerin üzerine yürümüştür. 15 Temmuz'u 1960 darbesinden ayıran en önemli özellik bence budur."

Kıran, 1960 darbesinde halkın yanı sıra bazı siyasilerin darbeyi desteklediğini ancak 15 Temmuz'da tam tersi bir durumla karşılaşıldığının altını çizdi.

- "Darbe aslında bir hak gasbıdır"

"Dünyanın hiçbir yerinde askeri darbeler, ülkelerin ekonomik ve siyasi istikrarını ileriye götürmemiş, aksine daha berbat ve daha çok içinden çıkılmaz hale getirmiştir." diyen Kıran, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu anlamıyla darbeler yoksulluk getirir. Asker bir siyasi meseleyi çözemez. Siyasilerin çözmesi gerektiği konular askerlere havale edilemez. Bir kere bunu sormak gerekir, ordu ekonomiden ne anlar. Temel görevi vatan savunması olan bir kurum ekonomi, istikrar, kalkınma, modernleşme ve demokrasi gibi konularda memlekete verebileceği hiçbir bir şey yok. Darbe aslında bir hak gasbıdır. Darbe dünyanın neresinde olursa olsun gasp eylemidir. Darbelere umut bağlayan, darbenin meşru görmenin mazereti asla olamaz. Türkiye'de darbeleri yapanlar, gerçekten halkın meselelerine çözüm üretmek amacıyla darbeleri gerçekleştirmedi, bunlar yine kişisel veya belirli bir grubun çıkarlarını korumak ve kollamak ve Türkiye siyasetinde egemen olmak adına bu eylemlere giriştiler, memlekete de ciddi anlamda çok büyük zararlar verdiler."

- "Halkın tepkisi kesinlikle belirleyicidir"

Kıran, halkın 15 Temmuz'da sokağa dökülerek darbeciler karşısında direniş göstermesinin şüphesiz çok erdemli bir hareket olduğunu dile getirdi.

Prof. Dr. Abdullah Kıran, sözlerini şöyle tamamladı:

"15 Temmuz'da olduğu gibi 1960 darbesinde de halk sokaklara çıksaydı darbeyi gerçekleştirenler en azından başbakanı ve bakanları idam etme cesaretini asla kendilerinde bulamazlardı. Bu da şudur, asker aslında sivilleri çok ciddi anlamda hesaba katar, halk desteğinin olmadığı bir durumda asker iktidarı ele geçirmek ve iktidarda kalmak gibi bir hesabın içerisine girmez. Bu anlamıyla halkın tepkisi kesinlikle belirleyicidir. 1960 darbesinde gerçekten siyasi liderlerine ve demokrasiye sahip çıkma cesaretini ve bilincini göstermiş olsaydı, sanırım darbeciler bu kadar cesur olmazdı. Türkiye ondan sonra her 10 yılda bir yaşanan darbeler girdabına girmiş olmaktan kurtulurdu."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı