25. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi

25. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi

TOTBİD Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Gönen:- "699 sürücü üzerinde yapılan araştırmada, cep telefonuyla görüşme bittikten sonraki 5 dakika içinde kaza olasılığının 4,8 kat, 15 dakika içinde ise 1,3 kat daha fazla olduğu bulunmuştur"- "Sürücülerin basit bir

ANTALYA (AA) - Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği  (TOTBİD) Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Emel Gönen, sürücülerin direksiyon başında cep telefonu kullanmasının kaza riskini artırdığını belirterek, "699 sürücü üzerinde yapılan araştırmada, görüşme bittikten sonraki 5 dakika içinde kaza olasılığının 4,8 kat, 15 dakika içinde 1,3 kat daha fazla olduğu bulunmuştur" dedi.

Belek turizm merkezindeki bir otelde gerçekleştirilen "25. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi" kapsamında, basın toplantısı düzenlendi.

Gönen, burada yaptığı konuşmada, ortopedi ve travmatoloji bölümlerine başvuran hastaların bir kısmının, trafik kazaları sonucu geldiğini söyledi.

Trafik kazalarında cep telefonu kullanımının etkisine işaret eden Gönen, sürüş sırasında telefonla meşgul olmanın kaza riskini 4 kat artırdığına dikkati çekti.

Direksiyon başında cep telefonu kullanımına karşı "Hayata değil cep telefonuna ara ver" sloganıyla kamu spotu hazırladıklarını anlatan Gönen, "Trafikte ölümler ve yaralanmalar bir halk sağlığı problemi haline geldi" diye konuştu.

Dünyada yaralanmaya yol açan olaylar arasında yüzde 28 ile trafik kazalarının ilk sırada geldiğini belirten Gönen, "Trafik kazaları, en önemli çoklu travma nedenidir. Çarpışma sonrası ölümlerin yüzde 30'u hastanede yaşanmaktadır. Bu ölümlerin yüzde 53,8'ü hastaneye ulaştıktan sonraki ilk gündedir. Ülkemizde hastaneye başvuran yaralıların yüzde 12'si ortopedi ve travmatoloji tarafından konsulto edilmekte ve bunların yüzde 7 ila 8'i yatarak tedaviye alınmaktadır" dedi.

Gönen, trafikteki ortopedik yaralanmalarda tek bir kırık için en az 5-6 bin lira hastane masrafı çıktığına işaret etti.

Trafik kazalarında tedavi sonrasında ortalama yüzde 30 kalıcı sakatlık ve yüzde 50 hareket kaybı yaşandığına değinen Gönen, şunları kaydetti:

"Cep telefonuna yanıt vermede yaklaşık 0,5 ila 0,9 saniyelik gecikme, 60 kilometre hızla giden bir sürücünün durma mesafesini 15 metre uzatmaktadır. Cep telefonuyla konuşan bir sürücünün çevresindeki tehlikeli durumların bazılarını hiç fark edemediği saptanmıştır. Buna göre sürücülerin basit bir arama yaparken yüzde 20, zihni çok fazla meşgul eden bir görüşme yaparken ise yüzde 29 olasılıkla tehlikeli bir durumu gözden kaçırabileceği tespit edilmiştir. Yalnızca numara çevirirken ya da konuşurken değil, telefon beklerken ve görüşme bittikten sonraki sürede bile kaza riskini artırıcı etki yapmaktadır. 699 sürücü üzerinde yapılan bir başka araştırmada, görüşme bittikten sonraki 5 dakika içinde kaza olasılığının 4,8 kat, 15 dakika içindeyse 1,3 kat daha fazla olduğu bulunmuştur."

- "Çocuklarınızı kundaklamayın"

TOTBİD Başkanı Prof. Dr. Sait Ada, çocuklarda kalça çıkığının hala ciddi bir problem olduğunu, bunun da kundaklamadan kaynaklandığını söyledi. 

Ada, "Kundaklama tavsiye edilen bir yöntem değildir. Çocukların bacakları birbirine yapışarak, kalçanın ileride gelişmesini engeller. Bu yüzden bütün anne babalara, çocuklarını kundaklamamaları gerektiğini bir kez daha söylüyoruz" diye konuştu.

- "Düz tabanlığı tedavi etmek gereksiz"

TOTBİD Genel Sekreteri Doç. Dr. Önder Kalenderer, ayağın gelişiminin 10-12 yaşına kadar devam ettiğini bildirdi.

Bu yaşa kadar normalde bulunan yağ dokusunun, ayağa düz taban görüntüsü verebildiğini dile getiren Kalenderer, hekimlerin bu nedenle 6 yaşından önce çocuklara düz taban tanısı koymaktan çekindiğini anlattı.

Toplumun yaklaşık dörtte birinde görülebilen düz tabanlığın, esnek ve sert olmak üzere iki çeşidi bulunduğunu ifade eden Kalenderer, düz tabanlığın tedavisinin gerekmediğini belirtti. Kalenderer, "Ancak çocuk ayak parmaklarının üzerinde kalktığında ayağın iç tarafında kavis oluşmuyorsa veya çocuk yürüdüğünde ayaklarında ağrı oluyorsa ortopedi hekimi görüşü alınması uygundur" dedi.

- "Kireçlenme çamaşır makinelerindeki gibi değil"

Dernek Üyesi Prof. Dr. Önder Kılıçoğlu ise hastaların doktora en sık kireçlenme rahatsızlığıyla başvurduğuna işaret etti.

Hastaların bunu daha çok "çamaşır makinesindeki kireçlenme" gibi algıladığını söyleyen Kılıçoğlu, "Ortopedi ve travmatoloji doktorlarının öncelikli görevleri, eklemlerdeki kireçlenmenin reklamlardaki makinelerde oluşan kireçlenme gibi olmadığını anlatmak" ifadesini kullandı.

Kireçlenmenin tedavisinde implant kullanıldığını kaydeden Kılıçoğlu, şöyle devam etti:

"Eklem kıkırdaklarımızın üzerine bir şey yapışmıyor, aksine teflon tavanın aşınması gibi bir tabaka gidiyor. Sonuçta bunu ilaçlar veya benzeri şeylerle yerine koymamız mümkün değil. Temel tedavi, gitmiş olan bir tabakanın kalanıyla idare etmekten ibaretti. 'Bir ilaç alacağım, koşacağım veya kilo vereceğim, eklemleri eskisi gibi çalışır hale getireceğim' inancı yerine, kalan kıkırdak kısmıyla idare etmeye çalışmalıyız."

Yaklaşık 2 bin 500 uzmanın katıldığı kongre, yarın sona erecek.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı