5. Türkiye İnovasyon Haftası
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)- "Şundan emin olunuz. Türkiye şayet, Gezi olaylarını, FETÖ'nün 17- 25 Aralık emniyet-yargı ve 15 Temmuz silahlı darbe girişimlerini, PKK ve DEAŞ örgütlerinin kanlı eylemlerini yaşamamış olsaydı, bugün çok başka bir noktada bulun
İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, Gezi olaylarını, FETÖ'nün 17-25 Aralık emniyet-yargı ve 15 Temmuz silahlı darbe girişimlerini, PKK ve DEAŞ örgütlerinin kanlı eylemlerini yaşamasaydı bugün çok başka bir noktada bulunacağını vurguladı.
Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 5. Türkiye İnovasyon Haftası etkinliğinde yaptığı konuşmada, açıklanan ekonomik destek paketine göre, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile iki bankanın iş birliği yaparak KOBİ'lere düşük faizli kredi vereceğini hatırlatarak, "İşte finansmanda inovasyon budur. Yani reel sektörün desteklenmesidir." dedi.
Bu sene Türkiye İnovasyon Haftası'nda gündeme gelen tüm konuların kısa sürede ticarileşecek seviyelere ulaşmasını dileyen Erdoğan, lazerin keşfedilmesinin önemli bir buluş olduğunu ancak hangi alanlarda insanlığın hayatını nasıl değiştireceğinin fark edilmesinin epeyce zaman aldığını anlattı. Lazerin şimdi kanser ve göz bozukluklarının tedavisinden marketlerde barkod okuyan cihazlara kadar geniş bir alanda kullanıldığını aktaran Erdoğan, lazerin kullanım alanının daha da gelişeceğini dile getirdi.
Bugün kıymeti anlaşılamıyor olsa da hangi fikrin gelecekte insanlığın günlük hayatının ayrılmaz bir parçası haline gelebileceğinin bilinemeyeceğini ifade eden Erdoğan, küresel dünyanın geleceğinde söz sahibi olabilmek için çevreye görerek bakmanın alışkanlık haline getirilmesinin önemine işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerden denemekten, yanılmaktan yine deneyip yanılmaktan muvaffak olana dek vazgeçmemelerini isteyerek, "Üstadın dediği gibi, 'Tohum saç, bitmezse toprak utansın, hedefe varmayan mızrak utansın.' Sizden beklentim bize ait ve dünya ile entegre hizmetler ve ürünler üretmeniz, dış ticaretimizi artırarak diğer ülkelerle güçlü ekonomik ilişkiler kurmanız, istihdamı genişletmenizdir." diye konuştu.
- "Bize diz çöktürmeye çalıştılar"
Türkiye'nin 14 yılda elde ettiği başarılarla yenilikçiliğin faydalarını gördüğünü, bu lezzeti tattığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Buna karşılık son 3 yılımız yenilikçilik yolunda harcamamız gereken zamanı ve enerjiyi farklı konulara yöneltmeye zorlandığımız bir dönem oldu. Faizlerden vadelere, dış ticaretten yatırımlara, milli gelirden ticarete kadar her alanda cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığımız 2013-2014 yılları aynı zamanda istikrar ve güven ortamımıza yönelik en büyük saldırıların da başladığı dönemdir. Şundan emin olunuz, Türkiye şayet, Gezi olaylarını, FETÖ'nün 17-25 Aralık emniyet-yargı ve 15 Temmuz silahlı darbe girişimlerini, PKK ve DEAŞ örgütlerinin kanlı eylemlerini yaşamamış olsaydı, bugün çok başka bir noktada bulunacaktı. 800 milyar doları aşan milli gelirimiz, trilyon dolara dayanmış olacaktı. 410 milyar doları bulan dış ticaretimiz 600 milyar dolarlara yaklaşacaktı. Düşen petrol fiyatlarının etkisiyle dış ticaret açığımız azalacak, yatırım imkanlarımız artacaktı. Büyüme oranlarımız yüzde 6-7'lerden aşağı düşmeyecekti. Faiz oranları biliyorsunuz 4,6'ya kadar düşmüştü, yüzde 3'lere gerileyecekti. Enflasyon bu rakamın da altına inecekti. Bu verilerin sağladığı güç ve imkanla Suriye ve Irak'ta çok daha etkin bir politika izleme imkanına sahip olacaktık. Fakat çok açık, çok kirli, çok sinsi bir dizi oyunla elimizi, kolumuzu bağlamaya, bize diz çöktürmeye çalıştılar."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, IMF'ye olan borcu 2013'te sıfırladıklarını hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu kurumla olan ilişkilerimizde yeni bir döneme girdik. Şimdi onlar bizden borç istiyor. '5 milyar dolar verir misiniz?' diye. 'Verebiliriz.' dedik. Bakın nereden nereye geldik. Göreve geldiğimizde IMF'ye borcumuz 22,5 milyar dolardı. Merkez Bankasının döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. IMF sıfırlandı, hamdolsun Merkez Bankamız da artık çok daha güçlü bir şekilde ayakları üzerinde rahat rahat duruyor. Aradan 3,5 yıldan fazla zaman geçmiş, birileri hala 'IMF ile anlaşma yapın, borç alın, ekonomik ve siyasi bakımdan yeniden bu kurumun kontrolüne girin.' diye bas bas bağırabiliyor. Bunlar vatana ihanet ediyorlar. Niye IMF'den borç alacağız, bizim böyle bir derdimiz yok. Türkiye artık ayakları üzerinde duran bir ülkedir. Biz şu anda dünyanın en az gelişmiş ülkelerine, birinci sırada ABD'nin yardım ettiği, ikinci sırada bizim yer aldığımız, üçüncü sırada İngiltere'nin yer aldığı bir dönem durumundayız. Eğer bunu milli gelire göre hesap ederseniz biz birinci sıradayız, bu noktadayız. Çünkü biz 'Veren el alan elden hayırlıdır.' diye buna inanmışız. Onun için de en az gelişmiş ülkelere yardımlarımızı sürekli devam ettiriyoruz."
- "Ben buna siyasi inovasyon diyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz sürecinde NATO ve Avrupa Birliği'nin yaklaşımına da değinerek, şunları kaydetti:
"NATO'nun bir komutanı, Türkiye'de darbe yapmaya kalkıştıkları için görevden alınan, tutuklanan subayların yasını tuttuğunu açıkça söyleyebiliyor. Avrupa Birliği'nin siyasetçileri ve bürokratları kendi değerlerine, kendi ilkelerine sırtlarını dönme pahasına Türkiye'ye ayar vermeye çalışıyor. Pek çok yerde başka ülkeler söz konusu olduğunda asla öne sürülmeyen kriterler, ölçüler, çıtalar sıra bize geldiğinde bir anda ortaya konulabiliyor. Daha açık bir ifadeyle Türkiye'nin geldiği noktadan ve ulaşmak istediği yerden rahatsız olanlar, bu duygularını ve niyetlerini saklayamıyor, bir şekilde bunu ifade ediyorlar. Biz ne olup bittiğini gayet iyi biliyoruz. Bu meselelerle uğraşırken, daha önceki başarılarımızı nasıl elde ettiğimizi unutmuş değiliz. Hem krizlerle mücadele edecek hem kalkınmamızı, büyümemizi sürdürecek hedeflerimize doğru yürüyüşümüzü kesintiye uğratmayacak bir yaklaşımla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Peki ben buna ne diyorum? Gençler ben buna 'siyasi inovasyon' diyorum, bunun farkı bu."
Milletle birlikte üstesinden gelinemeyecek hiçbir meselenin olmadığını 14 yılda defalarca ortaya koyduklarını anlatan Erdoğan, "Komşumuz Avrupa Kalkınma Bankası ve çevresinden 400 milyar avro destek aldı. Düşünebiliyor musunuz? Ama biz hamdolsun böyle bir kapı çalmadık, böyle bir duruma da düşmedik. İnşallah bugünkü sorunlarımızı da aynı şekilde çözecek. İşte milletim ne yapıyor? Yastığının altında ne var ne yok, gidiyor TL'ye dönüştürmek suretiyle 'Ben nasıl ki 15 Temmuz'da meydanlara çıktım, silahlara karşı, uçaklara karşı, silahsız olarak bayrağımla yürüdüysem, bugün de kendi param için her şeyimi seferber ediyorum.' diyor. Gençler bu millet büyük bir millet. 'Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkadan.' diyor ya şair. İşte yürüdüğün zaman millet arkandan yürür." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 hedeflerine doğru taviz vermeden devam edeceklerini ifade ederek, bütün engellemelere rağmen Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü hizmete açtıklarını, 20 Aralık'ta açılışı yapılacak Avrasya tüneliyle İstanbul'un trafiğinin ciddi anlamda rahatlayacağını söyledi.
Çanakkale Köprüsü'nün temelini 18 Mart'ta atacaklarını, Karadeniz'i Marmara Denizi'ne bağlayacak Kanal İstanbul'un ihalesini 2017 içinde yapacaklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bununla da kalmayacağız, 2018'in ilk çeyreğinde de dünyanın bir numaralı havalimanının açılışını yapacağız. Nerelerden nerelere geldik. Şu anda bulunduğumuz yer... İstanbul'da böyle bir salonumuz yoktu bizim. Şimdi yerin altında bu muhteşem salonu bütün engellemelere rağmen yaptık. Aynısını Ankara'da yaptık, aynısını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin içinde yaptık. Bunlar bizim ayrıca bu tür etkinliklerde, kültürel etkinliklerde Türkiye kendi şanına yakışanı bir an önce gerçekleştirsin diye attığımız adımlar. Daha güzelleri de olacak. Türkiye, şu anda sadece geleceğe bakıyor, ama geçmişten ders alarak bunu yapıyor."
(Bitti)
AA
Kaynak: