6. Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi
Türk Akciğer Kanseri Derneği Başkanı Doç. Dr. Yılmaz:
ANTALYA (AA) - Türk Akciğer Kanseri Derneği Başkanı Doç. Dr. Ufuk Yılmaz, Kübalı bilim adamları tarafından geliştirilen akciğer kanseri aşısıyla ilgili, ''Biz aşının şu an için standart bir tedavi olarak uygulanabilmesi için tatmin olmadık'' dedi.
Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) ve Türk Göğüs Cerrahisi Derneği (TGCD) tarafından Belek Cornelia Otel'de ''6. Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi'' düzenlendi.
Kongreye ilişkin basın toplantısında konuşan Yılmaz, akciğer kanserinin dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri olduğunu belirtirken, Türkiye’de erkeklerde birinci sırada görüldüğünü söyledi.
Dünya ve AB ülkelerinde sıklık sıralamasına bakıldığında akciğer kanserinin, prostat kanserinden sonra ikinci sıraya düştüğüne dikkati çeken Yılmaz, "Ancak biz de akciğer kanseri hala erkeklerde birinci sırada, prostat kanseri ikinci sırada. Bizim de bu değişimi yaşamamız gerekiyor'' ifadesini kullandı.
Akciğer kanserinin en önemli nedenin sigara olduğunu kaydeden Yılmaz, Türkiye’de sigara ile mücadele çalışmaları sonucunda sigara içenlerin oranın 2012'ye kadar yüzde 4 oranında azaldığını ifade etti.
"Fakat tehlike devam ediyor. 18 yaşından önce sigara ile tanışma oranı yüzde 50'nin üzerinde. Bu değişmesi gereken bir durum" diyen Yılmaz, sigara içmeyenlerde görülen akciğer kanseri nedenleri arasında da pasif içicilik, çevresel duman maruziyeti, asbest, radon gazlarına maruziyetlerin olduğunu söyledi.
Akciğer kanserine ileri evrede teşhis konduğunu anlatan Yılmaz, burada erken tanının çok önemli olduğunu vurguladı. Yılmaz şunları kaydetti:
"Yaklaşık 3-4 yıldır düşük doz bilgisayarlı tomografi ile akciğer kanserine erken tanı koyalım ve ölümleri azaltalım diye tartışıyorduk. ABD bunu uygulamaya başladı. Özel sigorta programlarını, bunun geri ödemesini de kabul ediyor. Ancak ülkemizde 2 yıl önce bir düşük dozlu bilgisayarlı tomografi ile yüksek risk grubunda tarama programını ülkemizde pilot proje olarak başlayalım diye Sağlık Bakanlığı ile görüşmüştük, hatta bir destek de almıştık. İleriye dönük projeler arasında erken tanı için bilgisayarlı tomografi ile tarama programının proje olarak maddelerin arasında olduğunu gördük, bu bizi umutlandırdı"
- Elektronik sigaranın kanserojen etkisi
Türkiye’de yasaklanan elektronik sigaranın kanser yapıcı etkisine de değinen Yılmaz, "İlk kez elektronik sigaradaki buharı, solunum yollarının iç epitel hücrelerinde kanserde görülen genetik değişikliklere benzer mutasyonlara, genetik değişikliklere neden olduğu gösterildi. Elektronik sigaranın müsaade edilen ülkelerde, örneğin ABD'de yasaklanması yönünde bir uyarı oldu. Küçüklere satılması da yasaklandı. Bizim ülkemizde yasak ama çeşitli yollardan ülkemize girebildiği için önemli" şeklinde konuştu.
- Kübalı bilim adamlarının geliştirdiği akciğer kanseri aşısı
Son dönemde akciğer kanserinin tedavisinde aşı tedavisinin popüler bir şekilde gündeme geldiğini anlatan Yılmaz, bilimsel usullere uygun olarak faz çalışmaları tamamlanan veya sürmekte olan aşılar bulunduğunu söyledi.
Bunların bağışıklık sisteminin harekete geçmesini engelleyen kontrol noktalarının etkilerini azaltıcı aşılar ile kişinin bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin hastalara 10-11 aylık ilave bir katkı sağladığını bildiren Yılmaz, şöyle konuştu:
''Bu katkı yaklaşık yüzde 20 hastada iki yıllık bir yaşam süresi veriyor. ABD menşeli aşı sonuçlarının yayınlanması üzerine bilimsel toplantılarda önemli bir umut verici veri olarak ortaya çıktı. Faz 3 çalışmalarının tamamlanması için harekete geçildi ve bunun sonucunda da aşı tedavisinin diğer tedavi yöntemleri içinde bir oyuncu olabileceğini gelecekte umudu taşıdıklarını belirttiler''
Bu aşının yanı sıra Küba menşeli aşı olarak nitelendirilen aşının da yoğun bir ilgiye neden olduğunu anlatan Yılmaz, kongrede bu aşının geliştirilmesinde rol oynayan bir bilim insanı dinleme fırsatı bulduklarını söyledi.
Kongrede Küba'daki hasta gruplarında yapılmış hastaların verilerini, filmlerini gördüklerini anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Biz aşının şu an için standart bir tedavi olarak uygulanabilmesi için tatmin olmadık. Kendi şartlarında uzun süre bu aşıyı toplumlarında kullanmışlar. Kullandıktan bir süre sonra da kendi içlerinde bir faz 3 çalışmasını düzenlemişler. Bunun sonucunda uygulanmayanlara göre aşının uygulandığı hasta grubunda 7-11 aylık bir kazanç sağladıklarını görmüşler. Yalnız şunu bilmekteyiz. Bu, Küba'nın akciğer kanserinde ilk aşısı değil. Bu ikinci aşısı. İlk aşısı 2011'de Küba tarafından onay verildi. Bu Küba tarafından onay verilen ikinci aşıları biz tabii şu soruyu da kendilerine sorduk. 2011 yılında onay alan birinci aşı hiçbirimiz tarafından bilinmezken, 2013'te aynı etkiye sahip onay almış aşının bu kadar popüler hale gelmiş olmasını kaygı ile karşılamak gerekiyor. Gerçekten kabul edilebilir, tekrarlanabilir, bilimsel verilerle analizlerle yöntemlerle eğer elde edilmiş sonuçları olmuş olsaydı neden Küba'da akciğer kanserinde başarılı gördüğü ilk aşıyı biz kullanamadık"
Yılmaz, Küba'da geliştirilen aşıların Faz 3 çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.
- Türk Göğüs Cerrahisi Derneği Başkanı
Türk Göğüs Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Levent Elbeyli de akciğer kanserindeki cerrahi tedaviler hakkında bilgi verdi.
Elbeyli, "Akciğer kanseri eğer erken dönemde tanınır ve tespit edilebilirse ona uzun yaşam kazandırabilecek belki de hastalıktan kurtarabilecek tek tedavi cerrahi" dedi.
Kendilerinin akciğer kanserinde multidisipliner bir tedavi sürecini götürmeye çalıştıklarını belirten Elbeyli, tek tedavi olmamakla birlikte kullanılacak tedavilerle bu hastalara yaşam şansı sağlamaya çalıştıklarını bildirdi.
Kapalı ameliyatlar, robotik ameliyatlar gibi teknolojik yöntemlere değinen Elbeyli, "Teknoloji üreten özellikle uluslararası güçler bunu bizim gibi kullanıcı ülkelerde zaman zaman gereğinden daha farklı ve mucizevi gereç ve yöntemler olarak göstererek zorlama yoluna gidebilirler. Bizlerin bilim camiası ve meslek icra eden insanlar olarak bizleri uyarma görevimiz var" şeklinde konuştu.
Kaynak: