Açılımı hangi cemaatler destekliyor?

Açılımı hangi cemaatler destekliyor?

Peki, Türkiye'deki dini cemaatler ve tarikatlar Kürt açılımına nasıl bakıyor? Öne çıkan cemaat hangisi oldu? Ulusalcılar açılım konusunda ne düşünüyor?

Mahmut Övür'ün köşe yazısı

Açılıma hangi cemaatler destek veriyor?

Kürt açılımı veya demokratik açılımın geri dönülmeyeceğinin tek garantisi siyasi irade değil, toplumun barış özlemidir.

Bu nedenle sadece muhafazakarlar, Kürtler, demokratlar değil solcular, sağcılar, ulusalcılar ve Kemalistlerin içinden de sürece büyük destek var.
Peki, Türkiye'deki dini cemaatler ve tarikatlar Kürt açılımına nasıl bakıyor?

Son 5-6 yıla kadar Türkiye'deki cemaat ve tarikatların bu tür demokratik, sosyal, kültürel açılımlar karşısında bir tepki ortaya koymadıklarını, daha doğrusu koyamadıklarını biliyoruz.

Çünkü kendilerinin bir meşruiyet sorunu vardı. Devlet, ağırlıkla o gruplara illegal yapılar gözüyle bakıyordu. Ama son dönemdeki demokratikleşme süreciyle bu algı ortadan kalktı. Ve onlar da bu tür gelişmeler karşısında tavır almaya başladılar.

Bu tür konularda en net tavrı Fethullah Gülen Hareketi'nde görüyoruz.
Tarikatlar üzerine çalışan bir öğretim üyesi şöyle diyor:

"Türkiye'de dini grupların, Fethullah Gülen Hareketi ve Nakşibendîliğin kentli kolları dışında kalanlar bu tür konularla hâlâ fazla ilgilenmiyor. Örneğin Nurculuğun Yazıcı ve Okuyucu kolları ve diğer lokal gruplar gibi. Bunlar Türkiye'nin sosyopolitik durumuna ilişkin açıklamaları olan yapılar değil.

Bu konuda öne çıkan grup, Fethullah Gülen Hareketi… Gülen hareketi artık evrensel bir model oluşturma gayretinde.

Aynı şekilde Türkiye'de Nakşibendiliğin kentli kolları dediğimiz yani İskender Paşa, Yeni Asyacılar ve Mahmut Efendi Cemaati de bu tür gelişmelerle yakından ilgililer. Bu hareket ve tarikatlar Kürt açılımına sıcak bakıyor."

Geriye etkili denebilecek tek yapı, Süleymancılar kalıyor.

Öğretim üyesi onların tutumunu şöyle değerlendiriyor:
"Süleymancılar biraz farklı. Nedeni de Süleymancılık uzun yıllar kendi kuran kurslarını açık tutabilmek için devletle iç içe oldular. Mesela 12 Eylül'de bile kendi çalışmalarının aksamaması için devlet politikalarını benimseyen bir çizgi izlediler. Ve her zaman iktidarla birlikte hareket ettiler. Ama ilginçtir AK Parti ideolojisini çok fazla benimsediklerini söyleyemeyiz. Onlar bu dönemde daha ulusalcı daha milliyetçi, daha devletçi bir tutum takındılar."

Açılım ulusalcıları böldü

Gelelim ulusalcılara

Açılım sürecinde çok öne çıkmasa da en sert tartışma "ulusalcılar" arasında yaşanıyor.

Son döneme damgasını vuran "ulusalcı" siyasi yaklaşımın görünür olmasını sağlayan en önemli neden AK Parti iktidarı ve onun "Laikliği" değiştirme iddiasıydı.

Bu iddia etrafında sağcı, solcu daha çok da kentli orta kesimlerden oluşan bir siyasi yapı şekillendi. Ortak paydaları da "şeriat korkusu"ydu.
Ancak bu kesimin içinde yer alan sol ve sosyal demokratlar gündeme Türkiye'nin en tabu sorunu Kürt meselesi gelince tavır değiştirdiler.

O konuda açılımı getiren AK Parti de olsa destek verdiler. Bu da Türkiye açısından yeni bir sürecin başladığını gösteriyor.

Henüz yolun başında da olsak Türkiye'de iyi şeyler oluyor.

Önceki gün bir okuyucum aradı. MÖ 427-344 yılları arasında yaşayan ünlü filozof Platon'un bir sözünü hatırlattı.

Umarım binlerce yıl önce söylenen bu sözden herkes payına düşeni alır.
"Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla hoş görebiliriz. Yaşamdaki asıl trajedi; yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır."

[email protected]
(Sabah)