Acun Ilıcalı'nın Televole muhabirliğinden TV yıldızlığına, oradan TV patronluğuna nasıl yükseldiğini biliyoruz aslında. Ama bu yetmiyor insanlara. O nedenle "sihirli" ya da "kudretli bir güç" arıyorlar Acun'un arkasında. Milliyet'ten Al Eyüpoğlu yazdı...

Son günlerde nereye gitsem o konuşuluyor... İşte, otobüste, metroda, her yerde... Acun Ilıcalı, yıllardır ekranda. Televole muhabirliğinden TV yıldızlığına, oradan TV patronluğuna nasıl yükseldiğini biliyoruz aslında. Ama bu yetmiyor insanlara...

Çünkü yıllardır alıştı insanlar, her başarının arkasında gizemli bir öykü olması gerektiğine. O nedenle "sihirli" ya da "kudretli bir güç" arıyorlar Acun'un arkasında.

Şimdiye kadar yaptığı açıklamalar da gösteriyor ki Fethullah Gülen'i de seviyor, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı da. Varsayalım ki Acun da, "cemaat"ten ya da "Başbakan'ın adamı". Peki onların sayesinde mi alıyor Ilıcalı'nın yaptığı programlar bu yüksek reytingleri?

Başbakan'ın çıktığı canlı yayınlar reyting rekorları kırıyor da TNS ya da SBT mi ölçemiyor onu? Yayınlarının çoğunu Fethullah Hoca'nın sohbetlerine ayıran Mehtap TV reyting rekorları kırıyor da benim mi haberim yok?

O zaman başka yerde aramak gerekir Ilıcalı'daki sihiri ya da reyting büyüsünü! "Var mısın Yok musun?"u Acun Ilıcalı'nın yaptığı günleri hatırlayın.

Program yayınlandığı her gün birinci oluyordu. Acun'dan sonra aynı programı Endemol önce Asuman Krause'ye, sonra Ahmet Çakar'a yaptırdı, sonuç ortada. Biri "1.80 ", diğeri "2.60" yattı!

Eser Yenenler, İbrahim Büyükak ve Oğuzhan Koç'un yaptığı şov programı Star TV'de başladığında "3+1"di adı. Endemol Türkiye'nin yaptığı programın reytingi yerlerde sürünüyordu. Aynı ekip Acun Medya'ya geçti, programın adı "3 Adam" oldu ve her hafta zirvede.

Ilıcalı, TV8'i yüzde 100 kendi sermayesiyle mi aldı, kredi mi kullandı ya da iddia edildiği gibi "arkasındaki güç"le birlikte mi aldı bilmiyorum, ama gördüğüm o ki Acun'un ekrandaki reyting gücünün tek kaynağı var; seyirci.

Acun, Türk halkının eğlence kodlarını çözdü. Dikkat edin Ilıcalı'nın yaptığı işlere, yarışmalarda hep "insan hikayeleri"dir başrolde. Ekran karşısına geçen her insan kendinden bir şey buluyor o yapımlarda. Malum, "samimiyet" de girdi mi işin içine, yelkenler suya iner bizde. Benim gördüğüm bu... Aksini ispat eden varsa buyursun, dükkan emirlerine amade!

Kaynak: Milliyet