Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal tıraşı olmak için berbere gitti. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete başladılar. Değişik konular üzerinde konuştular. Birden Allah ile ilgili konu açıldı...
Berber: "Bak ben senin söylediğin gibi Allah’ın varlığına inanmıyorum."
Adam:"Peki neden böyle diyorsun?"
Berber:"Bunu açıklamak çok kolay, Bunu görmek için dışarıya çıkmalısın. Lütfen bana söyler misin, eğer Allah var olsaydı, bu kadar çok sorunlu, sıkıntılı, hasta insan olur muydu, terkedilmiş çocuklar olur muydu? Allah olsaydı, kimse acı çektirmez, birbirini üzmezdi. Allah olsaydı, bunların olmasına izin vereceğini sanmıyorum..."
Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir tartışmaya girmek istemediği için cevap vermedi.
Berber işini bitirdikten sonra adam dışarıya cıktı. Tam o anda caddede uzun saclı ve sakallı bir adam gördü. Adam bu kadar dağınık göründüğüne göre belli ki tıraş olmayalı uzun süre geçmişti.
Adam berberin dükkânına geri döndü.
Adam:"Biliyor musun ne var, bence berber diye bir şey yok"
Berber:"Bu nasıl olabilir ki? Ben buradayım ve bir berberim."
Adam:"Hayır, yok. Çünkü olsaydı, caddede yürüyen uzun saçlı ve sakallı adamlar olmazdı."
Berber:"Hımmm... Berber diye bir şey var ama o insanlar bana gelmiyorsa, ben ne yapabilirim ki?"
Adam:"Kesinlikle doğru! Püf noktası bu! Allah var ve insanlar ona gitmiyorsa, bu gitmeyenlerin tercihi. 

Bu kısa hikâyeyi sevgili eğitimci bir abim göndermiş, bende köşeme taşıdım ki birilerine nasihat olur.

Hikâyemizde herkese bir pay var. Biz bize düşeni aldık. İnşallah alması gerekenlerde alır.

***

Bu konuyu yazmak için çok düşündüm. Kısa da olsa değinmek istiyorum. Ereğli AK Parti eski yönetim kurulu üyelerinden Ahmet Can abi, herkes hakkında çok şey söyler bana göre günah keçisi durumunda sebebi çok bilmesi. E işi bilince oklar da ona dönüyor. Bunları derken sütten çıkmış ak kaşıkta değil hani. Ahmet Can aynı zaman da Ereğli tekstil de çalışıyor. Ereğli Tekstilin Müdürü Fahri Aydın Bey’i ara sıra ziyaret ederim. Yine bir ziyarette bahçede Fahri Bey, İl Genel Meclis Üyemiz Nevzat Bey ve ben otururken mesaisi bittiği için Ahmet Can’da geldi. Orada öğrendim ki Ahmet Can Maraş’a gitmiş, soy kütüğü ile ilgili, kendisi de inkâr etmiyor Maraş’a gittiğini, hatta resimler de çekinmiş benzerlik var mı diye. Şimdi beni de merak iyice sardı. Ahmet abi Maraş’a gider de niye soy kütüğü araştırır. Şimdi Ahmet can Maraş’tan geldiğini ispatlarsa, bunca senedir çektiği sıkıntılardan kurtulur mu? Sonra Ahmet can Maraş Ereğli arasında neyin bağlantısını kurmaya çalışıyor? Hadi kurdu, kendisini de Maraş’tan gelip Ereğli’ye yerleşen 28 Bekdik köyünden birinin kendi köyü olduğunu ispatlarsa ne olacak?

Bu iş nereye varır bilemem ama bence eldekine sahip olmak gerekir. Bu konuşulanlara Fahri Bey ve Nevzat Bey de şahittir. Ahmet abi bana kızacak olsa da yazmam gerekiyordu. Elindekine de sahip ol yeter abi. “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma.”