AK Parti, Ankara'da iç savaş yaşıyor!

AK Parti, Ankara'da iç savaş yaşıyor!

AK Parti Ankara il kongresi bu hafta sonu yapılacaktı ancak parti içinde yaşanan bazı sorunlar nedeniyle 19 Temmuz’a ertelendi.

Kongrenin ertelenmesi Ankara’da heyecanın yükselmesine sebep oldu.

Erteleme sonrası Ankara’da senaryolar havada uçuşuyor.

Eylül sonunda genel kongreye gidecek olan AK Parti, il kongrelerini bir an önce bitirip bu süreci hızla tamamlamaya çalışıyor.

Genel merkez il kongrelerine doğrudan müdahil olup süreci yönetmek ve kendi adayını seçtirmek istiyor.  
AK Parti teamül olarak il kongrelerine tek adayla gitmek isterken kimi yerlerde bunun tam aksi uygulamalar oldu.

Genel merkeze rağmen bazı isimler il başkanı oldu. Temmuz ayında geri kalan il kongreleri de tamamlanıp artık genel kongre hazırlıklarına başlanacak.

Bu manada il kongreleri, bir yap-bozun eksik parçalarını tamamlayan bir işlev görüyor.
 
Siyaset ve Kadro değişikliği!

29 Mart seçimlerinde istediği başarıyı elde edemeyen ve psikolojik sınır olan % 40 barajının altına inen AK Parti ciddi bir özeleştiri süreci yaşıyor.

Genel Başkan düzeyinde yürütülen bu çalışmalarla, partinin önümüzdeki dönem siyaseti belirlenmek isteniyor.
Partiden bağımsız akademisyenlere ve uzmanlara yaptırılan “neden böyle oldu” araştırmasının sonuçları parti kurmayları tarafından uzun uzun tartışıldı. 

“Neden böyle oldu” sorusuyla birlikte “ne yapmalı” sorusu da soruldu ve partinin kısa vadede yapması gerekenler hakkında ayrıntılı raporlar hazırlandı.

Bu raporlarda birçok öneri ve teklif sunulması yanında altı çizilmesi gereken önerinin “AK Parti’nin ciddi bir yenilenme, vitrin ve vizyon değişikliğine gitmesi” yönünde oldu.

Yerel seçim sürecinde milletvekillerinin birtakım angajmanlara girip süreci yanlış yönlendirmeleri, teşkilatların yeterince çalışmaması Erdoğan’ın dikkatinden kaçmadı.

Heyecanını yitiren teşkilatlar, kişisel sürtüşme halinde olan partililer, zaten kazanıyoruz havasında olan ve halka tepeden bakan il yönetimleri bu süreçte şimşekleri üzerine çekti. Kongre sürecinde bunların birçoğu değiştirildi.
AK Parti, Ekim kongresinde hem genel merkez hem de il yönetimlerinde yeni bir vizyon ve yeni bir kadroyla halkın önüne çıkmak istiyor.

Bu yenilenmenin derecesi ne olacağına Başbakan kendi karar verecek.
Bu manada il kongreleri sadece il ve ilçe başkanının, yönetim kurulunun seçildiği bir yarış değil aynı zamanda partinin geleceğini tayin eden bir süreç olacak.

Bu kadrolar partinin siyasetini halka taşıyacak ve Erdoğan’ı temsil edecekler.
Çok büyük aksilikler olmazsa parti, bu yönetimlerle 2011 seçimlerine gidecek.

Ankara’da bundan sonra ne olacak?
AK Parti Ankara’da kongreye çok adayla gidiyor. Zaten kongrenin ertelenmesinin en önemli sebeplerinden biri de çok adaylı bir yarışın olması.

Genel merkez diğer illerde olduğu gibi Ankara’ya da müdahil oluyor ve tek aday üzerinde uzlaşma sağlamaya çalışıyor.

Yerel seçimlerde Ankara’da oyu ciddi biçimde düşen AK Parti’nin, işi önümüzdeki dönemde hayli zor görünüyor.
Genel Başkan yardımcılarının ve milletvekillerinin doğrudan taraf olması ve kendi adaylarını genel başkana empoze etmek istemeleri süreci kilitliyor.

Ankara denklemi o kadar karışık ki çözebilene aşk olsun. Bir yandan Melih Gökçek faktörü, diğer yandan Cemil Çiçek ve Beşir Atalay faktörü. Öte taraftan Haluk İpek, Faruk Koca ve diğer Ankara vekillerinin durumu.
Ankara’da 29 Mart seçimlerinden kalan hesaplar henüz kapatılmış değil.

Melih Gökçek’in istediği isme Haluk İpek rezerv koyuyor, Haluk İpek’in istediğine Melih Gökçek karşı çıkıyor.
Ankara’da tam bir iç savaş yaşanıyor. Bakalım bu mücadelenin galibi kim olacak.
Kısaca olay tam bir kördüğüme dönüşmüş durumda ve bu şartlarda çözülebilmesine imkan yok.
Gordion’un düğümüne dönen denklemi ancak Tayyip Erdoğan’ın kılıcı çözecek.
Erdoğan ya düşük profil bir yönetimle çalışmayı tercih edecek ve idare-i maslahat devam edecek yada paradigmayı tamamen değiştirip idealindeki yönetimle çalışacak.

Ülkenin tarihi bir yol ayrımında olduğu şu günlerde Başbakan Erdoğan, yetişmiş, liyakatli ve sadık kadrolarla çalışmanın ne kadar önemli olduğunu çok iyi görüyordur.
Erdoğan’ın temel düsturu olan “liyakat ve sadakat” ilkesi şuan partide tamamen terk edilmiş durumda. Birinin adamı olmak, genel merkezde birine yaslanarak siyaset yapmak temel kriter haline gelmiş durumda.

Bu anlayışın yerel seçimlerde doğurduğu sorunlar ortada iken yanlışta ısrar etmek partiye daha fazla zarar verecektir.
AK Parti Ankara il kongresiyle yeni dönemdeki siyasetinin ipuçlarını da vermiş olacak.

Adayalar ve onların destekçileri kendi hesaplarını yaparken Erdoğan’ın da başka bir hesabı olduğu muhakkak.

Hüseyin Yayman - Haber 7