AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı:
"(Tuzla Piyade Okulundaki eylemlere ilişkin dava) Daha önce de hem Silivri'de hem de Çağlayan'daki duruşmalarda gördüğümüz senaryoların burada da aynen uygulanmakta olduğunu, bazı sanıklara dağıtıldığı anlaşılan şablon müdafaalar ve ifadeler üzerinden bir
İSTANBUL (AA) - AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, Tuzla Piyade Okulundaki eylemlere ilişkin davaya yönelik, "Daha önce de hem Silivri'de hem de Çağlayan'daki duruşmalarda gördüğümüz senaryoların burada da aynen uygulanmakta olduğunu, bazı sanıklara dağıtıldığı anlaşılan şablon müdafaalar ve ifadeler üzerinden bir örgütsel savunma yapılmaya çalışıldığını görüyoruz." dedi.
Avcı, 15 Temmuz'daki darbe girişimi öncesinde ve sırasında Tuzla Piyade Okulundaki faaliyetler ve eylemlere ilişkin 35'i tutuklu rütbeli 40 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasına katıldı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşında yapılan binadaki salonda görülen duruşmanın ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Avcı, Tuzla Piyade Okulu duruşmasını izlemek için bugün burada olduklarını belirtti.
Avcı, "Daha önce de hem Silivri'de hem de Çağlayan'daki duruşmalarda gördüğümüz senaryoların burada da aynen uygulanmakta olduğunu, bazı sanıklara dağıtıldığı anlaşılan şablon müdafaalar ve ifadeler üzerinden bir örgütsel savunma yapılmaya çalışıldığını görüyoruz. Tabii neticede karar verecek olan mahkemedir. Ama ben izlenimlerimizi paylaşmak adına bunları söylüyorum. Aslında bu savunmaların, şimdi biraz teknik bir tabir olacak ama 'metin çözümlemesi' yapıldığı zaman nasıl bir örgütsel paylaşım olduğu da açıkça görülebilir. Ama bu metin çözümlemesini yapmak da mahkemenin işi değil. Ben ilgili kamuoyunun da bu konularda duyarlılığını uyandırmak adına da bunları söylüyorum." ifadelerini kullandı.
Nabi Avcı, bu davanın da diğer davalarda kullanılan argümanlar gibi "O gece bir terör saldırısı olacağı duyurusu geldi. Biz de gittik depodan silahları aldık, sivil araçlara bindik, yola çıktık. İş telefonlarımızı açmadık, internete bakmadık. Bir terör saldırısı olduğu bilgisi üzerine harekete geçtik. Ama bu terör saldırısının mahiyeti neymiş, neredeymiş, kim yapmış, biz kimi, hangi terörü önlemeye gidiyoruz bu konularda bilgi almak için dahi telefonlarımızı açmadık, bakmadık, internete de girmedik." gibi bir mantık üzerinden yürüdüğünü, neticede bunların hepsini mahkemenin değerlendireceğini söyledi.
- "Yargılama sürecinin hiçbir usul, şekil hatasına yer verilmeden tamamlanmasını beklemeliyiz"
Duruşmaları izleyen mağdur ve şehit yakınlarının, gazilerin kendilerine yakışan bir vakar içerisinde, sabırla, teenniyle mahkemenin normal yargı sürecini tamamlamasını beklediklerini aktaran Avcı, şunları kaydetti:
"Bazılarının beklediği gibi birtakım taşkınlıklarla mahkeme sürecinin bulanıklaştırılmasına da katiyen izin vermiyorlar. Çünkü örgütün yargı sürecinde başvurmaya yeltendiği taktiklerden birinin de bu olduğu anlaşılıyor. Yani olabildiğince, daha sonra özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne müracaat aşamasında, birtakım usul hataları yapıldığına, adil yargılama haklarının zedelendiğine dair görüntüler oluşturmak istiyorlar. Bunun için hem mahkeme heyetini hem savcılık iddia makamını hem de mağdur yakınlarını, şehit yakınlarını tahrik edecek birtakım davranış ve söylem içerisine girebiliyorlar. Ama çok şükür hem şehit yakınlarımız hem gazilerimiz hem mahkemelerimiz, yargıçlarımız ve savcılarımız ve avukatlar bu konularda gerekli teenniyi, sabrı, vakarı gösteriyorlar. Ben bu vakar ve teenni içerisinde hiçbir usul hatasına yer vermeden, hiçbir şekil hatasına düşmeden bu yargılama sürecinin tamamlanmasını ve 15 Temmuz hain kalkışmasına şu veya bu şekilde bulaşmış olan herkesin hak ettiği cezayı almasını sabırla beklememiz gerektiğini bir kere daha vurguluyorum."
- "Cumhuriyet gazetesi davasıyla bu davayı birlikte anmak bana doğru gelmiyor"
Bir gazetecinin, "Bir tarafta da Cumhuriyet gazetesi olarak bilinen bir dava var, hemen yan salonda. Onunla ilgili bir şeyler söyleyecek misiniz?" şeklindeki soruya da Avcı, "Cumhuriyet gazetesi davasıyla bu davayı çok fazla birlikte anmak bana doğru gelmiyor." dedi.
Avcı, bu konuyla ve genellikle gazetecilerle ilgili davalar konusunda 16 Kasım 2016'da TBMM'de, Kültür ve Turizm Bakanlığının bütçe görüşmeleri sırasında, görüşlerini net bir şekilde ifade ettiğini aktararak, şöyle devam etti:
"Onları tekrar ediyorum aynı şekilde, yani gazetecilerle ilgili davanın terör olaylarına ve kalkışmaya karışmış kişilerle karıştırılmasını terör örgütü çok istiyor, onu biliyorum. O bakımdan buna da zemin hazırlamamak gerekir. Gazetecilerle ilgili davalarda da tüm gazeteciler, yazarlar için söylüyorum, tutukluluk zorunluluğu olmayan davalarda mahkemelerin bunu dikkate alması gerektiğini ve aldığını da nitekim Cumhuriyet gazetesinin bir önceki duruşmasında bildiğim kadarıyla bu hassasiyetin gösterildiğini, bundan sonra da aynı şekilde bu hassasiyetle bu davaların yürütülmesi gerektiğini bir kere daha vurguluyoruz. Çünkü terör örgütünün bir amacı da kendileriyle doğrudan ilgili olmayan birtakım davalarda bile kendilerinin sözde mağduriyetleri adına istismar etmeye kalkışmalarıdır. Buna fırsat vermemek gerekir. Dolayısıyla gazetecilerle ilgili davanın da bu ilkeler çerçevesinde ve onlarla ilgili tutukluluk kararlarının da bu ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini bugün söylüyor değiliz. O günkü Cumhuriyet gazetesinin manşetinde de bunlar aynen var zaten, Meclis'te söylediğimiz sözlerdir bunlar."
AA
Kaynak: