AK Parti MKYK Toplantısı
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: (4)- "(TSK'daki başörtüsü serbestisinin iptali istemi) Türkiye, bunları geride bırakmıştır diye düşünüyoruz. Eğitim, öğretim hürriyeti garanti altındadır, bu temel hak ve hürriyetlerden geriye gidişin hiç bir şekilde söz konus
ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, TSK'daki başörtüsü serbestisinin iptali istemine ilişkin "Türkiye, bunları geride bırakmıştır diye düşünüyoruz. Eğitim, öğretim hürriyeti garanti altındadır, bu temel hak ve hürriyetlerden geriye gidişin hiç bir şekilde söz konusu olmaması gerekir." dedi.
Çelik, Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, parti genel merkezinde gerçekleştirilen AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin, TSK'daki başörtüsü serbestisinin iptali istemine ilişkin sorusu üzerine, bu konuyu ayrıntılı şekilde takip ettiklerini söyledi. Laiklik ilkesinin her zaman için özgürleştirici, bir arada yaşama ilkesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Çelik, laikliğin bir laisizm, bir ideolojik tutum olarak ortaya koyulmasından Türkiye'nin çok acı çektiğini dile getirdi.
Bu durumun hem laiklik prensibinin doğasında olan özgürleştirici bir arada yaşama duygusunu zedeleyici sonuçlar ortaya çıkardığını hem de geçmişte Türkiye'de toplumsal dokuya, bir arada yaşama iradesine ve siyasal özgürlüklere çok büyük zarar verdiğini aktaran Çelik, şöyle konuştu:
"Bu ideolojik yanlışlık, ideolojik fanatizm, bu mücadeleyi takip edenler açısından Türkiye'de geçmişte çeşitli müdahalelerin sebebi olarak kullanılmıştır. Hatta Türkiye'ye acı çektiren, öğrencilerin üniversite kapısında bekletilmesine yol açan birtakım maalesef insanların en temel anayasal hakkı olan eğitim öğretim hakkının engellenmesi olarak kullanılmıştır. Tabii Türkiye'de bu ideolojik fanatizmin geride bırakıldığını, laiklik ilkesinin özgürleştirici bir arada yaşama ilkesi olarak değerlendirilmesi konusunda yaygın bir anlayış olduğunu terakki ediyorduk ama maalesef bu bahsettiğimiz savcının değerlendirmesinde yine Türkiye'nin o eski çektiği acılardaki ideolojik yaklaşımı andıran bir tablo ortaya çıkması üzücü olmuştur. Demek ki henüz zihniyet düzeyinde bu konuda alınması gereken çok yol vardır. Tabi yargı tarafsızlığı ve yargı bağımsızlığıyla yargısal aktivizm arasındaki sınırların net çekilmesi konusunda da mesafe almamız gerekiyor."
Çelik, "Türkiye, bunları geride bırakmıştır diye düşünüyoruz. Eğitim, öğretim hürriyeti garanti altındadır bu temel hak ve hürriyetlerden geriye gidişin hiç bir şekilde söz konusu olmaması gerekir." dedi.
AK Parti tarafından o savcının ortaya koyduğu mütalaanın, maalesef Türkiye'yi de geçmişte bu zararları veren ve bugün de geriye götürmeye çalışan bir anlayışın temsilcisi olarak görüldüğünü dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
"Neyse ki karar doğru bir şekilde çıkmıştır. İnsanlar, kendi kişisel tercihleri doğrultusunda kamusal hayatta yer alabilirler. Kişisel tercihleri sadece özel alanla sınırlı değildir. Kıyafet tercihleri, bu özgürleştirici bir ilkedir. Geçmişte bu ülke bundan acı çekti bundan sonra da insanımız niteliklerine göre kadınlarımız, kamuda, sosyal hayatta, ekonomik hayatta daha çok yer bulsunlar, daha çok bulunsunlar diye sürdürdüğümüz mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. O bakımdan o zihniyetin hatırlanması bakımından iyi olmamıştır ama sonuç olarak sağlıklı bir karar ortaya çıkmıştır."
- "Onun vaat olarak koyduğu şeyi biz zaten uyguluyoruz"
Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "CHP'li belediyelerde asgari ücret net 2200 lira olacak" sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Tabii normalde kendisinin ürettiği bir kaynaktan bunu söylemiyor. Merkezi bütçeden aktaracak. Fakat şunun bilinmesini isterim; belediyelerde çalışan taşeron işçilerin belediye şirketlerine geçişleri sürecinde en büyük sorun ve direncin yaşadığı belediyeler CHP'li belediyelerdi. Bu belediyeler de örgütlü sendikalar tarafından da kamuoyu tarafından da çok iyi bilinmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun bu tip vaatlerin hiç birini hayata geçiremediğini ifade eden Çelik, kamu işçilerinin bu imkanlarının AK Partili belediyelerde Kılıçdaroğlu'nun vadettiğinin çok ötesinde olduğunu gördüklerini söyledi.
Çelik, "Onun vaat olarak koyduğu şeyi biz zaten uyguluyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'ndan bir şey vaat olarak çıkıyor ya da önümüzdeki dönemde hedef olarak çıkıyor fakat bir bakılıyor ki aslında AK Parti bunu çoktan uyguluyor zaten." dedi.
- "Faydalanabileceğimiz bir konuşma burada ortaya çıkmamıştır"
Çelik, CHP'de "Türkiye'yi şu noktaya niye getiremediniz, bu noktaya niye getiremediniz?" diye bir sürü yalan yanlış rakamlar verildiğini bildirdi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını, "Bu rakamların bilinmediği farz edilerek orada o bütçe konuşmasında maalesef Türkiye'yi yönetmekten tamamen iddiasını kaybetmiş bir genel başkanın konuşması." olarak değerlendiren Çelik, şöyle devam etti:
"Çiftçiden, yurtlardan, tarım desteklerinden bahsetti. Traktör satışı 2002 yılında 8 bin 100 adetken, 2017 yılında 72 bin 900 adede yükseldi. Bu müthiş bir artış. Dolayısıyla gelinen noktanın tespit edilmesi açısından bu rakamları kayda geçiriyoruz. Yükseköğrenimdeki öğrenci yurtlarından bahsediyor, 'niye çözemediniz?' diye. Yükseköğrenim öğrenci yurdu yatak kapasitesi 2002 yılında 182 bin iken bugün 664 bini buldu. Yani müthiş bir şekilde burada rekorlara imza atılıyor. Tarım destekleri yıllık bazda 2002 yılında 1,9 milyar iken 2017 yılında 14,5 milyar liraya ulaştı. Bir de bazı borçlardan bahsediyor. Arkadaşlar her şey takvimi içerisinde ödeniyor. Bu yılki tarım desteklemelerinin 14,5 milyarlık bölümünün 13 milyarı ödenmiştir, kalan 1,5 milyarı ay sonuna kadar ödenecektir. Dolayısıyla bahsettiği yani kendi belediyelerinde hayata geçirmeye çalıştığı ücretlerden tutun da diğer konulara kadar birincisi AK Parti zaten onun vadettiği şeyleri kendi belediyelerinde hayata geçirmiştir, ikincisi de hükümetle ilgili eleştirdiği konuda bu kadar büyük rakamlarla bu kadar büyük rekorlara imza atılmıştır. Maalesef keşke daha ciddi, daha kapsamlı bir konuşma yapılsaydı da biz de bundan faydalanabilseydik. Ama maalesef faydalanabileceğimiz bir konuşma burada ortaya çıkmamıştır."
- "Hiç bir şekilde bu olayın üstünün örtülmesine müsaade etmeyeceğiz"
Çelik, Cemal Kaşıkçı'yı öldürenlerin Türkiye'ye iade edilmesi talebinin Suudi Arabistan tarafından olumsuz sonuçlanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugüne kadar ki tutum, Suudi Arabistan'ın Cemal Kaşıkçı cinayetine karışanların ve emir verenlerin ortaya çıkması konusunda iş birliği yapmadığını gösteriyor. Biz, iş birliği yapılması için bu cinayetin, bütün unsurlarıyla ortaya çıkması için hem yapanların hem emri verenlerin ortaya çıkması için tamamen iş birliğine açık bir şekilde bu çağrıları yaptık. Gelinen noktada en son başsavcılarını gönderdiler, fakat başsavcıları hiçbir şekilde iş birliği yapmak üzere gelmemişti. Tamamen Türk tarafının elindeki bilgilerin sınırını ve derinliğini ölçmek üzere gelmişti. Yani bir bakıma elimizde ne olduğunu öğrenmek üzere gelmişti. Kendilerine çeşitli şeyler de paylaşıldı ama bunun ötesinde atılan bir adım yok. Şimdi bütün dünyanın beklediği şey şu; baştan beri söylüyorum, hiç kimseyi peşinen suçlamıyoruz ama hiç bir şekilde de bu olayın üstünün örtülmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu, tarihe kaydedilecek en ağır, en vahim, en alçakça cinayetlerden bir tanesidir. Bir gazeteci hunharca bir şekilde katledilmiştir ve dünyanın her tarafında buna dönük olarak sesler yükselmektedir."
Çelik, Kaşıkçı cinayetine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partisinin Kızılcahamam kampında bu konuyu bizzat takip edeceğini açıkladığını ve elde edilen bilgilerin belli oranlarda dünyanın çeşitli devletleriyle, devlet başkanlarıyla paylaşıldığını anımsatarak, "Hiçbir şeyin üstünün örtülmesine müsaade edilmeyeceğine ve kimseyi de peşinen suçlamadığımıza göre aradığımız şey hakikattir, gerçeği arıyoruz." ifadelerini kullandı.
Gerçeğin ortaya çıkması için de tam bir iş birliği içerisinde olunması gerektiğini vurgulayan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hiç kimse Suudi Arabistan'da bu kişilerin sağlıklı bir şekilde sorgulanacağını düşünmüyor. Şeffaf, uluslararası bir soruşturma gerekir ve bu çerçevede de bütün bu bahsettiğimiz bu işi takip eden örgütlerin, kuruluşların bizzat bulunup, izleyip, kredibilitesini gördüğü bir soruşturmaya, yargılamaya ihtiyaç vardır. Dolayısıyla aslında kardeş Suudi Arabistan'ın, Suudi Arabistan halkının bizim bu yöndeki çabalarımızın hakikatin açığa çıkması çabası olduğunu görmesi ve esasında bunun arkasında kim varsa, emri veren, uygulayanlar kimse bunun açığa çıkmasından başka bir gayretimizin olmadığının altının çizilmesi bir kere daha gerekiyor."
- "Şeffaf bir soruşturmadan uzak durduklarını göstermiş oldular"
Hiç kimsenin bu eylemi zamana yayarak, yan yollara saptırarak ört bas edemeyeceğini, dünyanın bu olayı takip ettiğini vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
"En doğrusu şeffaf, uluslararası kredibilitesi, uluslararası saygınlığı olan bir soruşturma çerçevesinde bütün bunların açığa çıkması gerekir. Eğer bizim bu talebimize Suudi Arabistan makamları olumlu bir karşılık vermiş olsaydı, birincisi bütün dünyaya gerçeğin ortaya çıkması için iş birliği yapmak istediklerini göstermiş olacaklardı, ikincisi de şeffaf bir soruşturma için kıymetli bir adım atmış olacaklardı. Ama bu talebimize olumsuz yanıt vererek birincisi gerçeğin ortaya çıkması için herhangi bir iş birliğinde bulunmayacaklarını, ikincisi de şeffaf bir soruşturmadan uzak durduklarını göstermiş oldular."
Bu cinayetin Türkiye'ye karşı yapılmış bir eylem olduğunun altını çizen Çelik, "Birilerinin bunları zamana yaymak istediğini görüyoruz, bazı ülkelerin bunu yumuşatmaya, eritmeye çalıştığını, silah satmak için, birtakım çıkarlar için bu temel prensibi, ilkeli arayışı aşındırmaya çalıştığını görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, bütün bu çıkarların ötesinde Türkiye'nin ilkeli tutumunu sürdürdüğünü vurgulayarak, "Bir kere daha şunu talep ediyoruz; Suudi Arabistan makamları gerçeğin açığa çıkması, yapanların tam olarak tespit edilmesi, en önemlisi de emir verenlerin açığa çıkması için bizimle tam bir iş birliği yapmalıdır. Yaklaşımımız budur." ifadelerini kullandı.
(Bitti)
Kaynak: