Salih Yılmaz
AK Parti'de ‘paralel fitne’ devrede
AK Partide, 7 Haziran seçimlerinden sonra malum çevrelerce Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında sorunlar olduğuna dair dedikodular çıkarılmaya başlandı. Hatta Başbakan Sayın Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı istememesine rağmen CHP ile koalisyon kurulmasını istediğine dair birçok yazılar kaleme alındı. Her iki isim de koalisyon görüşmeleri bitene kadar bu dedikodulara dair görüş bildirmediler. Fakat geçen hafta CHP ile koalisyon görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasıyla Başbakanımız Davutoğlu şu açıklamayı yaptı: “Türkiye’de bir kaos çıkarmak isteyenler olacaktı. Biz onlara da hazırlıklıydık. Bütün bu argümanlar ellerinden alındıktan sonra, AK Parti içinde farklı kanaatlere oynamak isteyenler olacaktır. Her engelle karşılaştıklarında, acaba AK Parti içinde parçalanma yaşanır mı? Şimdi de bizim aramıza nifak sokmak isteyenler, bilsinler ki AK Parti geçici konjonktürel bir parti değil, tarihi yürüyüşün bugünkü adıdır. Kim ne derse desin bu yürüyüş menzile ulaşana kadar da devam edecektir. Sayın cumhurbaşkanımızın koalisyon istemediği, benim için de koalisyon için çabaladığım hatta ve hatta kongre kaygısıyla koalisyon istediğim görüşü de bir vehimden ibarettir. Beni tanıyanlar bilirler yola çıktım mı zihnimde sadece hedef vardır. Ne şahsi ne başka bir çıkar duygusunu zihnimin köşesine yerleştirmem. Ben milletin bana verdiği ödevi ve Cumhurbaşkanımızın tevdi ettiği hükümet kurma görevini hakkıyla yerine getirmeye çalıştım. Cumhurbaşkanımızın bana herhangi bir yerde koalisyon olmasa iyi olur gibi bir telkini olmamıştır."
Paralel örgütünün yeni numarası Erdoğan sonrası Ak Parti’de “iç çatışma” çıkmış gibi göstermek, Davutoğlu ile Ak Parti tabanı arasına fitne sokmak ve böylece yeni Türkiye’nin yeni Başbakanı Davutoğlu’nu yalnızlaştırmak için Taraf Gazetesi üzerinden operasyonlardır. Taraf Gazetesi iki lider arasında fitne çıkarmak için olur olmaz haberler yapmaktadır.
Paralel terör örgütünün kâbusu olan Başbakan Ahmet Davutoğlu ve adı Dışişleri Bakanlığı için geçen MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la dostları ve yakınları arasına fitne tohumları ekmeyi planlayan Paralel örgüt, bu yolla Başbakan Davutoğlu’nu da yalnızlaştırıp başarısız kılmayı hedefliyor. Erdoğan’ın yakınlarıyla Davutoğlu arasında sorun varmış gibi göstermek, Erdoğan’ın en yakın çalışma arkadaşlarıyla birbirleri arasında makam kavgası yaşanıyormuş gibi bir algıya neden olmak, tam da Paralel terör örgütünün en iyi bildiği fitne operasyonlarından biridir.
Paralel örgüt plana göre Abdullah Gül’ü de bu fitneye ortak etmek için yırtınmaktadır. Buna göre 'Gül iyi Erdoğan kötü', 'Gül iyi Davutoğlu kötü' demeye getiriyorlar. 2007’de aynı numarayı Abdullatif Şener’e de uygulamışlar ve başarılı olmuşlardı.
Paralel Örgüt, Davutoğlu’nun sandıktan güçlü çıkmasıyla “Davutoğlu liderliği üzerinden Erdoğan’ı vurmak” planını devreye sokmuştur. Erdoğan-Davutoğlu, çevrelerinde çalışan kripto paralellerin fitnesiyle hem partide hem de kamuoyunda yıpratılmak isteniyor. Fakat Erdoğan-Davutoğlu liderliği ve AK Parti’nin derin aklı bütün bu kumpasları görmektedir. Davutoğlu-Erdoğan ikilisi bu fitneye karşı haberdardır. Ayrıca fitneyi çıkaranları da sessizce izleyerek deşifre olmalarını beklemektedirler. Kaldı ki fitnecilerin bir kısmı hem partide hem de kamuoyunda deşifre olmuştur. Teşkilatlar da bu konuda uyanık olmalıdır. Çünkü bu fitneleri çıkaranların bir kısmı hala teşkilatlarda görevlidir.
Geçen hafta itibariyle cafekulis haberinde (http://www.cafekulis.com/huder-baskani-senalp-secimlerde-destek-verdigi-konya-baro-baskani-kayacanin-paralelci--8873h.htm) HUDER Başkanı Mehmet Şamil Şenalp’in Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı Fetullah Terör Örgütü kapsamında başlattığı soruşturmada verdiği iddia edilen çok ayrıntılı ifadeleri yayımlandı. Bu ifadeden Konya’da önemli bir planlama ve paralel komplolar kurulduğunu anlıyoruz. Ortaya çıkan gelişmelerden sonra Konya Barosuna kayıtlı avukatların neden sessiz kalmaya devam ettikleri de ayrı bir mevzu. Eğer bu duruma seyirci kalmak istemiyorlarsa 1700 kayıtlı avukattan %10’unun toplayacağı imzayla olağanüstü genel kurulu toplayarak Konya’yı bu durumdan kurtarabilirler.
Dönemin AK Parti Konya milletvekili ve aynı zamanda Konya Barosu’na kayıtlı avukat olan Kerim Özkul’un daha Baro seçimleri sırasında HUDER’in Fevzi Kayacan’a verdiği destek kararını eleştirerek “Baro seçimlerine katılmayacağım, bu listeye oy vermeyeceğim” demesinin boşuna olmadığı şimdi daha iyi anlaşılıyor. Kerim Özkul’un imza kampanyasına önderlik edip İlke Grubu ve diğer gruplarla da görüşüp Konya Barosunu bu sarmaldan kurtarması gereklidir.
Konya’da “PARALEL ÖRGÜT” hakkında hiçbirimizin anlamadığı bir sessizlik ve üç maymunu oynama durumu yaşanıyor. Bilindiği gibi hem Cumhurbaşkanımız hem de Başbakanımız bu ülke açısından en büyük tehdidin Paralel Örgüt olduğunu defalarca açıkladı. Başbakanımızın Konya’lı olmasından kaynaklı en büyük mücadele Konya’da yapılması gerekirken tam tersi bir durum yaşanmıyor.
Paralel yapı üniversite kayıtlarının başlamasıyla birlikte hiçbir izin almadan otogarda, üniversite yerleşkelerinde eleman devşirme faaliyetlerini özgürce yapıyor. Konya Büyükşehir Belediyesi ve diğer ilçe belediyelerinin hiçbirinde “Paralel Örgüte” dair bir işlem yapılmadı. Peki neden? Konyalılar, sessizlik Başbakanımızı zor duruma sokuyor. Bunu hepiniz bilesiniz.
Bir diğer konu ise Konya AK Parti Teşkilatı mevzusundadır. Bir önceki dönemde “Paralel Örgüt” ile bağlantılı üyelerin Ak Parti İl Teşkilatında görev aldığını, diğer ilçe belediyeleri ve meclis üyeliklerinde de hala bağlantılarının devam ettiğini biliyoruz. Konya’da AK Parti İl Başkanı Sayın Musa ARAT’a önemli görev düşmektedir. Paralel Örgütün bir önceki parti teşkilatındaki bağlantılarından yola çıkarak il ve ilçe örgütlerinde, belediye meclisinde var ise kripto elemanları tespit edilmelidir. Unutmayın ki Konya, paralelin en güçlü olduğu illerden birisidir. Buna rağmen ne belediyelerden ne de diğer kurumlardan mücadeleye dair ışık gelmemektedir. Bu sessizlik Ankara’da hayretle izlenmektedir.
Hepimiz hem Cumhurbaşkanımıza hem de Başbakanımıza zor günlerde destek olmalıyız. Sessizce oturup olayları izleyerek başarının size gelmesini beklememelisiniz.