M. Ali Köseoğlu
AK Parti’ye geçmiş olsun
Bilgi sabah saatlerinde bana ulaştığında ‘itibar’ ettiğim kaynağa rağmen acele etmedim…
Kişileri ve kurumları, olayın aslını astarını öğrenmeden rencide etmek doğru değildi…
Daha önce de mesela, Hasan Angı, Mustafa Çevik ve Yusuf Ayık’ın seçimden 1 gün önce il başkanlığı için toplantı yaptıklarını duymuştum da, ‘duyumu’ başkaları gibi acele haber yapmaktansa bu isimlere ulaşıp görüşlerini almıştım.
Bana dün ulaşan bilgi şuydu:
AK Parti Konya Milletvekili Muharrem Candan, AK Parti İl Başkan Yardımcısı İsmail Sahar’la tartışmıştı.
Tartışma dediğime bakmayın, iddiaya göre baya baya parti binası önünde kavga etmişler…
Kavganın nedeniyle ilgili bana gelen bilgi de şuydu:
Birisinin düğünü için Muharrem Candan yönetim kurulu üyelerinin adres ve telefon bilgilerini davetiye göndermek üzere istemiş. Partideki bilgi işlem sorumlusu da bu listeyi hazırlayıp Muharrem Bey’e teslim etmiş. Bunu gören İsmail Sahar bilgi işlem sorumlusuna “Sen partinin bilgilerini dışarı mı veriyorsun, casus musun” gibi laflar edip azarlamış. Candan bunu duyunca da münakaşa başlamış. Kapı önünde başlayan kavga partide de devam etmiş…
Sahar’ın kaşı mı açılmış, vekilin eli mi acımış orasını bilemiyorum…
Hiç alakası olmadığı halde Harun Tüfekçi’nin bile ismini karıştıranlar oldu…
Olayın boyutlarını yaşayanlar ve görenler biliyor.
Bir gerginlik olduğu kesin.
Duyumun ‘doğruluğunu’ en iyi, taraflardan öğrenmek mümkün.
Parti yönetimi çevresinde birkaç görüşme yaptıktan sonra Muharrem Beyi aradım…
Geçmiş olsun, diledim.
“Büyütecek bir şey yok” dedi. Yukarıda kavganın nedeni olarak anlatılan şeylerin de aslının olmadığını, Sahar’ın bu yönde sözlerini duymadığını söyledi.
Tartışmışlar, ama partiye geçerek de tekrar uzlaşmışlar.
Vekil Bey, bu konunun çok da kayda değer bir konu olmadığını, gündemi meşgul ettirmenin anlamı olmayacağını işaret etti.
Böyledir…
Fakat bir vekille, yönetim kurulu üyesi birinin tartışması/kavgası da sır olarak kalmaz.
Dünkü duyduğumu ben bugün yazmazsam yarın bir başka yerden okurum…
Bu da kesin…
İsmail Sahar Beyi de aradım…
Vekil’in ‘büyütecek bir şey yok, daha sonra anlaştık’ dediği şeyi Sahar hepten inkâr etti.
Görgü tanıkları ve vekilin beyanına işaret ettim…
“Vekil tartıştık demişse ben de tartışmadık diyorum” dedi. Ses tonu öyle midir, yoksa bana kızdı mı, tam anlayamadım…
Olayın hiçbir şekilde izahına yeltenmedi yani…
Candan gibi, olayı hafifletmek yerine ‘inkâr’ etti.
Her ne hal ise…
Ortada böyle bir şey var olduğuna göre ben şimdi umrede olan İl Başkanı Mustafa Çevik Bey’in dönüşünde nasıl bir adım atacağını da merakla bekliyorum…
Konu Disiplin Kurulu’na intikal eder mi, yoksa olmuşu ‘inkâr’ eden kişiye bir de parti ‘inkâr’ hakkı tanır mı, ihtar mı eder orasını da bekleyip göreceğiz.
Yalnız şunun altını çizeyim: Muharrem Beyi bir kez daha takdir ettim.
Bize Muharrem Bey gibi her daim ‘doğruların’ peşinde olan nitelik lazım.
Durum budur: AK Parti’ye geçmiş olsun.