Akciğer kanserinde erken tanı hayat kurtarır
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fikret Kanat, erken tanının özellikle bu kanser türünde ölüm oranını büyük ölçüde azalttığını söyledi
17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Günü’nde farkındalık oluşturmak amacıyla bir açıklama yapan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fikret Kanat akciğer kanserinin, akciğer dokularında yer alan hücrelerin kontrolsüz olarak büyümesine bağlı olarak ortaya çıktığını, çevre dokulara veya sıklıkla beyin, kemik, karaciğer, böbrek üstü bezi gibi uzak organlara da yayılabildiğini söyledi.
Prof. Dr. Fikret Kanat; “Akciğer kanserinde sıklıkla görülen belirtiler; uzun süredir devam eden öksürük, kilo kaybı, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve kanlı balgamdır. Olguların yaklaşık %10-25’inde herhangi bir yakınma olmayıp tesadüfen çekilen akciğer grafisi veya bilgisayarlı akciğer tomografisinin incelenmesiyle saptanır. Akciğer kanserinde tedavi; kanserin histolojik tipi, evresi ve hastanın performans durumuna bağlı olarak değişmektedir. Ne yazık ki olguların %75’i tanı anında ileri evrededir. Erken dönemde cerrahi ile uzun süreli yaşam beklentisi yaklaşık %85 gibi yüksek oranlara ulaşmaktadır. Bu nedenle erken tanı ve tedavi bu hastalığın kontrol edilmesinde çok önemlidir” dedi.
Her Yıl Yaklaşık 1.5 Milyon İnsan Bu Yüzden Hayatını Kaybediyor
Dünyada her yıl yaklaşık 1.5 milyon insanın akciğer kanserinden yaşamını yitirdiğini, kansere bağlı ölümlerin yaklaşık %19’unu akciğer kanserinin oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Fikret Kanat, akciğer kanserinin erkeklerde en sık, kadınlarda ise ikinci sırada ölüme neden olan kanser tipi olduğunu, bazı ülkelerde kadınlarda da ölüme sebebiyet veren kanser türleri arasında birinci sıraya yükseldiğini sözlerine ekledi.
Sigara Kullanımı Akciğer Kanserinin En Önemli Nedeni
Sigara kullanımının akciğer kanserinin en önemli (yaklaşık %90) nedeni olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Fikret Kanat, sigara içenlerde akciğer kanseri riskinin yaklaşık 25-35 kat arttığını belirtti. Prof Dr. Kanat; “Pasif sigara dumanına maruz kalmak ise kanser riskini yaklaşık 2-3 kat artırır. Kanser gelişme riski sigara içme süresi ve günlük içilen sigara sayısıyla doğru orantılıdır. Bu kanserden kaçınmanın en iyi yolu sigara içmemektir. Bazı sigara tiryakileri uzun süredir sigara içmeleri nedeniyle sigarayı bırakmanın faydalı olmayacağını düşünebilirler. Oysaki sigarayı bırakanlarda akciğer kanseri riski, sigara içmeye devam edenlerle karşılaştırıldığında önemli oranda azalmakta ve sigarayı bırakmayı takiben 10-20 yıl içinde hiç içmeyenlerin seviyesine yaklaşmaktadır." dedi.
Sözlerine son olarak sigara dışında ak toprak olarak nitelenen asbest, egzoz gazı, boyalar, arsenik, silika, krom, nikel, alüminyum, hidrokarbonlar, radyasyon, radon, formaldehite maruz kalmak, çevre kirliliği, akciğerde iz bırakan hastalıklar, bazı virüsler ve genetik yatkınlık da diğer risk faktörleri arasında olduğunu belirterek devam eden Prof. Dr. Kanat, bazı ülkelerde kanser cemiyetlerinin 55 yaş üzeri yaklaşık 30 paket-yıl (günde bir paket 30 yıl süreyle veya günde iki paket 15 yıl süreyle gibi) sigara içme öyküsü, son 15 yıl içinde sigarayı bırakmış, kendisinde kanser veya ailede akciğer kanseri öyküsü olanların taranmasını önerdiğini söyledi.