Akıncı Üssü davası
FETÖ'nün, darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada tanık ifadeleri alındı
ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davanın görülmesine tanık beyanlarıyla devam edildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar ve yakınları ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Darbe girişiminin yaşandığı gece üste nöbetçi olduğunu belirten tanık tabip üsteğmen B.K, uçuşlar bittikten sonra mesaiyi terk edebildiğini, o gün saat 13.00 gibi uçuşların sona erdiğini, ancak yedek meydanı saat 16.00'ya kadar beklediğini anlattı.
B.K, kuleye çıktığını ifade ederek, bir telefon trafiği olduğunu ve terörle mücadele harekatından bahsedildiğini dile getirdi. Daha sonra kendisine, ayrılabileceğinin söylendiğine işaret eden B.K, saat 19.30 gibi aranıp üsse dönmesinin istendiğini bildirdi.
B.K, uçuş öncesi pilotları rutin muayene için 141. Filo'ya gittiğini ifade ederek, filo kapısındaki nöbetçi kursiyer teğmenlerin kendisini içeri almadığını belirtti. B.K, sağlık amirliğine döndüğünü dile getirerek, uçacak kişilerin de sisteme kaydının bulunmadığını söyledi.
Amirlerine durumu ilettiğini, onların da amirlikten çıkmamasını ve işini yapmasını söylediklerini anlatan B.K, televizyondan haberleri izlediğini ifade etti.
B.K, saat 23.00 sonrası gelen bir askerin, bir korgeneralin muayenesi olduğunu söylemesi üzerine hazırlık yaptığını ve birlikte çıktıklarına değinerek, "Yuva 4" misafirhanesine gittiklerinde elleri ve gözleri bağlı bir tuğgeneral gördüğünü vurguladı.
B.K, tuğgeneralin başında bir binbaşı ve yarbay durduğunu, yarbayın kendisine "Kesinlikle çözmüyorsun. Sadece işini yapıyorsun." diye sert bir şekilde talimat verdiğini bildirdi.
Muayenesinin ardından amirliğe getirildiğini ifade eden B.K, saat 05.00 civarında lojman nizamiyesindeki olaylar nedeniyle arandığını vurguladı. B.K, ilkyardım malzemelerini alıp çıktığını, olay yerindekilere 112'yi aramasını söylediğini ve kendisinin de aradığını belirterek, gittiğinde durumu görünce ek ambulans için 112'yi tekrar aradığını kaydetti.
Olay yerinde 5-6 kişinin öldüğünü gördüğünü, yaralılara müdahale ettiğini dile getiren B.K, nizamiyede tanımadığı rütbeli bir yarbay ve ilk etapta Özel Kuvvetler'den olduğunu düşündüğü ancak sonradan SAT'çı olduğunu öğrendiği askerlerin de bulunduğunu söyledi.
Yaralılara müdahale ederken nizamiyede görevli üssün uzman çavuşlarının yardım ettiğini aktaran B.K, binbaşı Murat Bicil'i de orada gördüğünü, durumu diğerlerine göre nispeten hafif olan yaralılardan bazılarının sivil araçlarla götürüldüğünü, bazılarını 112 ekiplerinin aldığını, Bicil'e söyledikten sonra bir yaralıyı da kendi ambulanslarıyla sevk ettiklerini anlattı.
B.K, son yaralıyı da sevk ettikten sonra sağlık amirliğine geçtiğini, bundan sonra oraya getirilen yaralı bir yüzbaşıya baktığını, zaman kaybını önlemek için araçtan indirilmeden hızlı bir şekilde hastaneye götürülmesini söylediğini dile getirdi.
Pistin saat 08.00 gibi bombalanmasının ardından nizamiyedeki olaylar nedeniyle çağırdığı hemşire ve askerlerle sığınağa geçtiklerine işaret eden B.K, akşama kadar bekledikten sonra evlerine gittiklerini ifade etti.
- "Bize terörle mücadele harekatı kapsamında görev verildi"
15 Temmuz'da Hava Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı'nda albay rütbesiyle Muharip Uçak Yönetim Şube Müdürü görevinde olan Tuğgeneral Murat Islıoğlu, evindeyken F16'ların uçtuğunu görünce soruşturduğunu, yakın olduğu için Akıncı Üssü'nde bakım faaliyetlerinin yürütüldüğü uzman tahsisi aradığını kaydetti.
Islıoğlu, "Oradan bazı çocuklara sordum. Zor cevap aldım. 'Komutanım, bize terörle mücadele harekatı kapsamında bir görev verildi. Biz de bunu gizlilik içinde yürütüyoruz. Bu kapsamdadır bu uçaklar.' dedi. Konuşmalarından, uçakların Kızılay'da uçtuğunu bilmediklerini düşündüm, onların da bir şaşkınlık içinde olduklarını gördüm." dedi.
Islıoğlu, birinci ve ikinci sicil amirlerini aradığını ancak ulaşamadığını, ulaştığı Tuğgeneral Göksel Kahya'ya anlam veremediği bu durumu arz ettiğini anlattı.
Kışlaya gittiğini, burada Ulaştırma Şube Müdürü Albay İhsan Kaplan, Göksel Kahya ve nöbetçi amir ile bir araya geldikleri bilgisini veren Islıoğlu, şunları kaydetti:
"Kimi aradıysam büyük bir panik içindeydi. Benim tahlil ettiğim, böyle bir vakanın terörle mücadele kapsamında yapıldığı yönündeydi. Ben de kendilerine bunun doğru olmadığını televizyonu takip etmelerini söyledim. Kendi canlarını da koruyarak mümkün olduğunca yerde bulunan uçakların uçurulmayacağına yönelik talimatlar verdim."
Uçakların Akıncı Üssü'ne dolu depoyla indiğini öğrendikten sonra aklına tanker uçakların geldiğini, bunun üzerine İncirlik Üssü'ndeki bakım komutanı Hamza Aras'ı aradığını bildiren Islıoğlu, ona "Niye uçakları kaldırıyorsun? Kaç uçağın var havada, kalkacak uçak var mı?" diye sorular sorduğunu dile getirdi.
Islıoğlu, Aras'ın da bir tane uçağın havada bulunduğunu, bir tane uçağın da kalkmak üzere olduğunu ifade etmesi üzerine, "Sakın kaldırma. Durumu görmüyor musun?" dediğini söyledi. Aras'ın ise "Komutanım, biz terörle mücadele görevi yaptığımızı değerlendiriyoruz. Bu yönde çalışıyoruz, o yüzden bu görevi ifa ediyoruz." ifadelerini kullandığını belirten Islıoğlu, ancak bu konuşmayı yaptığı saatin 03.00-04.00 civarı olduğunu söyledi.
Mahkeme Başkanı'nın, Akıncı Üssü'ndeki rütbelileri arayıp aramadığını sorması üzerine de Islıoğlu, üs komutanını aradığını ancak tanımadığı karacı ya da Özel Kuvvetler mensubu birinin telefonu açtığını "Sen kimsin, ne arıyorsun orada?" demesi üzerine telefonu yüzüne kapattığını anlattı.
Islıoğlu, ayrıca İstanbul'da da uçaklar uçtuğu bilgisi üzerine, bunların Bandırma'dan kalkmış olabileceğini değerlendirerek, 6. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Rüştü Çelenk'i aradığını, "Düğünden çıktım. Annemin evinde dinleniyorum. Bir şeyden haberim yok." yanıtını aldığını ve çok şaşırdığını sözlerine ekledi.
Duruşmaya devam ediliyor.
AA
Kaynak: