Salih Sedat Ersöz
Aklıselim davranış ve Ali Akpınar hocamızın duyarlılığı
Tam 3 hafta üst üste; ‘dünyanın süper güçlerinin oluşmasına zemin hazırladığı bir örgüt olan IŞİD’i yok etmek için kurulan koalisyona Türkiye’yi de dâhil etme çabalarının, Ortadoğu’daki ateş çemberinin içine Türkiye’yi de çekme ve ülkemizi zayıflatma planından başka bir şey olmadığını’ yazdım.
Açıkçası, bilhassa rehinelerin kurtulmasından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları ve tezkerenin kabul edilmesi gelişmeleri, bende Türkiye’nin bu ateş çemberi içine tek başına asker göndereceği endişesini hâkim kılmıştı. Bu endişe ile, bu adımın yanlış olacağını ihtiva eden o yazıları kaleme aldım.
Son günlerdeki hükümet yetkililerinin yaptığı açıklamalar yüreğimize su serpti. Hükümet, Türkiye’nin IŞİD’e karşı tek başına asker göndermeyeceğini açıkladı. Hükümetimizin gösterdiği bu aklıselim davranış, ülkemizin bir maceraya sürüklenmesi endişesinden halkımızı kurtarmış ve rahatlatmıştır.
Bu arada her şeyi bahane ederek, şehirlerimizi savaş alanına çeviren, çok büyük insan kaybına ve maddi zararlara sebebiyet veren insan dışı varlıklara karşı hazırlanan yeni yasal düzenlemelerin bir an önce çıkarılması ve vandalizme geçit verilmemesi gerektiğini de belirtmiş olalım.
*** *** ***
Konya il Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar hocamız, geçtiğimiz günlerde iki farklı konuda duyarlılık göstererek hem vefasını hem de görevinde ne kadar titiz davrandığını ortaya koymuş oldu.
Ali Akpınar hocamız, ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’ münasebetiyle, Konya’da görev yapmış eski müftü ve vaizlerle bir araya gelerek, onlara olan vefasını göstermiş oldu. Böylece vefanın inancımızdaki yeri ile ilgili de mesaj vermiş olan Akpınar hocamızın bu davranışının örnek alınmasını temenni ediyorum.
Konya İl Kültür Müdürlüğü tarafından düzenlenen bazı programlara zaman zaman, bu görevi ifa etmiş eski bir müdür olarak bendenizin de davet edilmesi çok büyük memnuniyetime mucip olmaktadır. Şu anda görevde bulunanların daha önce aynı görevi yapmış olan kişileri bu şekilde onurlandırmaları, hem onlara karşı vefa anlayışının bir göstergesi, hem de onlarla istişare yapılarak tecrübelerinden istifade etmenin bir gereğidir. Bu vefa anlayışı, bundan sonra görevi devralacak kişilerin bugün görevde olanlara da, aynı vefayı göstermesi sonucunu doğuracaktır. Unutmayalım ki, değer verdiğiniz ölçüde değer bulursunuz.
Konya İl Müftümüz Ali Akpınar hocamız da bu duyarlılığı göstererek, eski müftü ve vaizler ile bir önceki müftümüz Şükrü Özbuğday hocamızı davet ederek onlara olan vefa anlayışını ortaya koymuş oldu. Akpınar hocamızım gösterdiği diğer duyarlılık ise, geçen haftaki yazımla ilgili bendenizi arayarak, ezan ve vaaz konuları hakkında bilgilendirmesi oldu.
Bildiğiniz gibi geçen yazımda merkezi ezan ve merkezi vaaz sisteminin kaldırılmasından sonra, usulüne uygun okunmayan ezan ile hitabeti iyi olmayan imamların yaptığı vaazlara değinmiş ve bu konularda hizmet içi eğitim kurslarının açılması gerektiği üzerinde durmuştum. Kursların tamamlanmasına kadar geçen süre içinde de, bölgesel olarak bazı camilerde merkezi sistemin devam etmesi gerektiğini kaleme almıştım.
Ali Akpınar hocamız, yaptığımız telefon görüşmesinde; geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra, merkezi sistemin miadını doldurduğunu, bu sistemin devam etmesinin yeniden büyük bir maddi külfet gerektirdiğini, bölgesel olarak da olsa merkezi sistemin kullanılmasının mümkün olmadığını ve bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kararları olduğunu, müftülük olarak o kararlar doğrultusunda hareket ettikleri bilgilerini verdi. Camilerimizde, güzel ezan ve kamet getirmeye ehil kişiler varken, onların bu görevi yapmaktan imtina ettikleri için, ehil olmayan kişilere kalması sebebiyle olumsuz sonuçların ortaya çıktığını da belirtti. Merkezi sistemde okunan bir ezan yerine şimdi üç bin ezanın bütün camilerden canlı canlı okunmaya başlandığını da belirten hocamız, ezan ve vaaz konularında imam ve müezzinlerin eğitim kurslarından geçirileceğini, bu konuda çalışmaya başladıkları müjdesini de verdi. Yeni göreve atanan imam ve müezzinlerin bu şartları taşıyıp taşımadıklarına dikkat edildiğini de sözlerine ekledi.
Hocamızın bu açıklamaları gayet güzel ve bu konuda atılan adımlar olumlu olmakla birlikte, merkezi sistemin bölgesel olarak kullanılamayacağı cümlesi kafama takıldı. Yaptığım araştırma sonunda, merkezi sistemin kullanılmayacağı camilerde kapatılmasının, kullanılması istenen camilerde de açılmasının mümkün olduğunu öğrenmiş oldum. Ayrıca kendilerine de ifade ettiğim, üç bin ezanın canlı okunmasının güzel bir gelişme olduğunu ancak, üç bin kaliteli ezan okunması gerektiğini de tekrar belirtmiş oluyorum. Açılacak olan eğitim kursları bunu sağlayacaktır İnşallah. Değerli hocamıza, her iki konuda göstermiş olduğu duyarlılığı nedeniyle teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu arada, Ali Akpınar hocamızın bir programda, Konya Valiliğinin bilgisini paylaşarak gençlerimize sahip çıkılması gerektiğini ifade eden konuşmasını çarpıtan ve bu konuşmayı Konya’dan IŞİD’e katılma delili olarak gösteren Kemal Kılıçdaraoğlu’nun bu tavırlarından ve bu huyundan vaz geçmesi gerekir. Bir müftünün konuşmasının kaynağından uzaklaştırılması, çarpıtılarak sunulması ve siyasi emeller uğruna kullanılması hoş bir davranış olmasa gerek. Sağlıklı ve mutlu kalınız efendim.