"Almanya terör örgütlerinin arka bahçesi olamaz"

"Almanya terör örgütlerinin arka bahçesi olamaz"

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Yeneroğlu: - "Almanya Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden, Türk vatandaşlarının canına kast eden terör örgütlerinin arka bahçesi olamaz, olmamalıdır"- "15 Temmuz’da Meclisin bombalanması, ülkenin Cumhurbaşka

TBMM (AA) - EMİN AVUNDUKLUOĞLU - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Almanya’nın Türkiye politikasında paradigma değişimine ihtiyacı olduğunu belirterek, "Almanya Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden, Türk vatandaşlarının canına kast eden terör örgütlerinin arka bahçesi olamaz, olmamalıdır." dedi.

Almanya'da yaşayan göçmen bir Türk aileye mensup ve Köln Hukuk Fakültesi mezunu Yeneroğlu, AA muhabirine, Türkiye-Almanya ilişkilerinin son dönemde geldiği durumu değerlendirdi.

Almanya'nın Türkiye'yi güçsüz düşürme politikasından vazgeçmesini isteyen Yeneroğlu, Türkiye ile ticari, insani, sosyal ve kültürel ilişkileri çok derin olan Almanya’nın, PKK'ya ve FETÖ’ye alan açmasının rasyonel olmadığını bildirdi.

"Almanya ile tarihi bir süreçten geçiyoruz," ifadesini kullanan Yeneroğlu, iki ülke arasında yaşanan gerginlikleri izah ederken ilişkilerin geçmişte "asimetrik" olduğunu hatırlattı. Yeneroğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye’nin kendi öncelikleriyle ilgili tutumunu net olarak ortaya koyması, ülke menfaatleriyle çelişen hususlarda kararlılık sergilemesi, Almanya tarafından hazmedilemiyor. Her iki ülkenin sosyal ve kültürel hayatını ve siyasi yapısını yakından tanıyan Almanya’nın Türkiye politikasında paradigma değişimine ihtiyacı var. Almanya Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden, Türk vatandaşlarının canına kast eden terör örgütlerinin arka bahçesi olamaz, olmamalıdır."

Yeneroğlu, NATO üyesi iki ülkenin ilişkilerinde terörle mücadelenin etkin rol oynadığına değinerek, "Terörle mücadele, her devletin kendi varoluşuna doğrudan kastetmesi nedeniyle bilhassa işbirliğine ihtiyaç duyulan bir alandır. Böyle hassas bir konuda, söz konusu Türkiye’nin güvenliği olduğunda Almanya ile Türkiye’nin aynı önceliklere sahip olmaması ise endişe vericidir." ifadesini kullandı.

Yeneroğlu, Türkiye-Almanya ilişkilerinde yeni ve eski dönem arasındaki farkı, şu şekilde anlattı:

"Almanya’nın karşısında geçmişte edilgen bir Türkiye vardı. AB’nin motoru olan Almanya, bu edilgen Türkiye’ye karşı gerek doğrudan ikili ilişkilerde, gerekse de AB kurumları üzerinden, ülkemizin o dönem içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik şartlar nedeniyle kendisini 'buyurgan' bir konumda görüyordu. AK Parti'yle birlikte bu asimetri değişti. Siyasi istikrar ve ekonomik büyüme ile yeni bir Türkiye oluştu. Türkiye, siyasi ilişkiler ve terör örgütleri bağlamında Almanya’dan stratejik işbirliğinin ve müttefikliğin gereğinin sadece sözde değil özde de yapılmasını bekliyor."

PKK'ya verilen desteğin iki ülke ilişkilerinde yeni dönemde de önemli bir sorun teşkil ettiğine işaret eden Yeneroğlu, şu görüşlere yer verdi:

"PKK örneğinden açıklayacak olursak; Almanya’da faaliyet gösteren PKK’nın paravan kuruluşlarına, örgütün sempatizanlarına, örgüte para toplanmasına, hatta örgüte militan devşirilmesine ses çıkarılmıyordu. Siyasiler açıklamalarında PKK’nın Almanya’da yasak olduğunu ifade ediyor ama ülkenin iç istihbarat birimi olan Anayasayı Koruma Dairesinin raporlarında yer alan hususlarla ilgili hiçbir şey yapılmıyordu. Bu soruna şimdilerde FETÖ örgütü yöneticilerinin Almanya’yı sığınma üssü olarak kullanması eklendi. Bakanlarımızın Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızla bir araya gelmesinin engellenmesi, özellikle de Cumhurbaşkanımıza yine vatandaşlarımıza hitap etme fırsatının verilmemesi, Almanya’nın müttefiklik anlayışında ciddi bir bozulma olduğunu ortaya koyuyor."

- "Alman siyasiler buyurgan davranıyor"

Mustafa Yeneroğlu, Türkiye söz konusu olduğunda Alman siyasi partilerinde ve siyasetçilerinde temelde bir farklılık bulunmadığını, tek sesliliğin hakim olduğu bildirdi.

Türkiye ile ilgili ilk bakışta eleştirel gibi görünen, fakat aslında kültürel ve etnik yaklaşımın izlerini taşıyan bir söylemin Almanya'da hakim olduğunu vurulayan Yeneroğlu, "Alman siyasiler kendilerine Türkiye konusunda sorulan sorulara geçmişte kullanılan ‘buyurgan’ dille cevap veriyor. Sözde hak ihlallerini, basın özgürlüğünü hatırlatıyorlar." dedi.

Türkiye'de 15 Temmuz 2016'da FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi konusunda da Almanya'nın duyarsız davrandığına işaret eden Yeneroğlu, şunları aktardı:

"15 Temmuz’da Meclisin bombalanması, ülkenin Cumhurbaşkanına suikast planları, 250 kişinin şehit edilmesi, halka tank ve bombalarla saldırılması; bunların hiçbiri Alman siyasetçilerin gündeminde değil. Ankara’ya gelip bombalanan Meclisi ziyaret eden siyasiler, Almanya’ya dönünce buradaki hassasiyetlerle taban tabana zıt bir dil kullandılar. Kamuoyunda hakim olan genel Türkiye karşıtlığı nedeniyle, Türkiye’yi eleştirmek siyasilere puan kazandırıyor. Yaklaşan seçim nedeniyle de siyasiler puan toplama derdine düşmüş durumda. Zaten farklı bir dil kullanana kamuoyu baskısı uygulanıyor. Basında da tek seslilik hakim. Farklı seslere tahammül bile yok artık."

- "Alman medyası Türk algısını yenilemeli"

Mustafa Yeneroğlu, gerek Almanya'da gerek Türkiye'de katıldığı açık oturumlarda Alman siyasetçilere ve akademisyenlere Türkiye'ye karşı "empati kurmalarını" önerdiğini belirtti.

Terörle mücadele noktasında Türkiye'nin başına gelenlerin onda birinin Almanya'nın başına gelmesi durumda federal hükümetin nasıl hareket edeceğinin çok iyi bilindiğini aktaran Yeneroğlu, 1970'li yılların başından itibaren Almanya'da 25 yıl boyunca terör eylemleri düzenleyen ve 30'dan fazla kişinin ölümüne neden olan Kızıl Ordu Fraksiyonu'na (RAF) Almanya ve Avrupa'nın yaklaşımını çok iyi bildiklerini dile getirdi. Yeneroğlu, "1970'li yıllardaki Kızıl Ordu Fraksiyonu terörü karşısında ortaya koydukları yaklaşımdan biliyoruz." ifadesini kullandı.

Yeneroğlu, Alman medyasının Türkiye algısını yenilemesini ve bu algının Türkiye gerçekleriyle örtüşür hale gelmesi gerektiğini belirterek, Almanya'nın basın etik kurallarını dikkate almadığını, Türklerin acısını, yaşanılan travmaları gözardı ettiğini söyledi.

G-20 zirvesi esnasında Hamburg'da yaşanan olayların göz ardı edildiğini hatırlatan Yeneroğlu, daha az yoğun olayların Türkiye'de yaşanması durumunda Alman basınının bu olayları "fokuslayıp kamuoyunda ciddi önyargıların oluşmasına yol açtığını" bildirdi.

Yeneroğlu, iki ülke ilişkilerinde Türkiye'nin çıkarlarını tehdit eden unsurlara verilen siyasi desteğin ilişkilerin düzelmesinde en önemli engel olduğunu vurgulayarak, "Bu engel aşılırsa Türkiye de gerekli adımları atacaktır. Gidişata baktığımızda şimdilik bu yönde bir gelişme göremiyoruz. Aksine son olarak Türkiye’deki Alman şirketleri veya ülkede tatilini geçirecek Almanlar üzerinden ülkemizin ekonomisine yönelik manipülasyonlar yapılıyor." dedi.

- "İki ülke ilişkilerinde düzelme şart"

Almanya'da 24 Eylül 2017 tarihinde genel seçimlerin yapılacağına işaret eden Yeneroğlu, iki ülke ilişkilerinin ileride nasıl evrileceğinin genel seçimler sonrası Alman hükümetinin "Türkiye’ye yönelik yaklaşımın değişip değişmeyeceği" ile ilgili oluğunu ifade etti.

Yeneroğlu, Almanya'nın seçimler sonrası iki ülke ilişkilerinin dostluk zeminine geri dönmesi için ilkeli bir Türkiye politikası geliştirmesi gerektiği belirterek, "Bunu da ancak Türkiye’ye sürekli insan hakları ve demokrasi gibi konularda 'ders vermeye çalışan' buyurgan bir dilden sıyrılıp, Türkiye’nin insan hakları standartlarıyla ilgili azmini; her devletin en temel görevi olan iç güvenliği tesis etme mücadelesi ışığında okuyarak gerçekleştirebilir. Türkiye’nin güvenliğini ve toplumsal barışını tehdit eden gerçeklere kayıtsız kalarak, hatta bunları destekleyerek yol alınması mümkün değil artık." değerlendirmesinde bulundu.

Almanya'nın yeni dönemdeki Türkiye politikası üzerine ciddi bir özeleştiri yapması gerektiğinin altını çizen Yeneroğlu, şunları kaydetti:

"Türk-Alman ilişkilerinde bir düzelme şart. Köklü ilişkilere sahip iki ülke ilişkilerinin bu denli gerilmesi sürdürülebilir değil. Her iki ülke de birbirinden güç alabilir. Türkiye genç nüfusu, büyüyen ekonomisi ve jeostratejik konumuyla Almanya için Almanya da teknoloji ve ekonomik gücüyle Türkiye için önemli partnerdir. Almanya’daki seçimler sonrasında siyaset ve medyada Türkiye’nin yaşadıklarıyla empati kuracak, Türkiye’yi anlayacak bir dilin ve yaklaşımın gelişmesini ümit ediyorum."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı