Apo ve PKK muhatap alınsın!

Apo ve PKK muhatap alınsın!

Hükümetin başlattığı 'Demokratik açılım' çabalarına destek veren ve son ulusa sesleniş konuşmasından hayli etkilenen Cüneyt Ülsever'e göre hükümet pasif tavrını değiştirmeli.

Hükümetin başlattığı 'Demokratik açılım' çabalarına destek veren ve son ulusa sesleniş konuşmasından hayli etkilenen Cüneyt Ülsever'e göre hükümet pasif tavrını değiştirmeli. BAŞBAKAN “Ulusa Sesleniş” konuşmasında tadına doyulmaz bir üslup kullandı. AKP’nin bütün Türkiye’yi temsil etmediğini beyan etmesi gerçeğin sadece tekrarı idi ama genel üslubundan çok daha kucaklayıcı olduğu için hepimize şevk verdi.

Ancak, Başbakan yine eteğinde hangi taşlar olduğu konusunda renk vermedi.

Açıkçası, hâlâ “Kürt açılımı” hakkında Hükümet kanadında somut bir yönlendirme yok.

Başbakan sadece Genelkurmay açıklamasının ardından kendilerinin de “tek bayrak, tek devlet, tek millet” söylemine sahip çıktıklarını söyleyerek “Kürt açılımı”nda nelerin olmayacağını belirtti.

Ancak, “tek devlet” kavramı “federasyon”u dışlamaz.

“Yol haritası” çizilirken yerel yönetimlere “daha fazla özerklik” tanınacaksa bunun sınırları hâlâ çizilmiş değil. Başbakan’ın özerkliğin sınırları hakkında ne düşündüğünü hâlâ bilmiyoruz. Söylemek istediğim şu:

Başbakan ateşten kestane almaktan çekinmeye, sözü dolandırmaya devam ettikçe artan oranda destek yitiriyor, insanların kafası beter karışıyor.

Nitekim, A&G Araştırma Şirketi’nin yaptırdığı kamuoyu yoklamasına göre Başbakan’ın Kürt açılımında verilen destek 2.5 ayda %34.2 azalmış.

Destek haziranda (6-7 Haziran) %69.3 iken ağustosta (22-23) 23.7 puan gerileyerek %45.6’ya düşmüş! (Milliyet-29.08.09)

* * *

Başbakan, Genelkurmay açıklaması ardından yaptığı açıklamlarda “Apo’nun muhatap alınmayacağını” da vurguluyor. Ben Apo ve PKK, açıkçası elinde silah tutanın muhatap alınmadan silahların nasıl bırakılacağını henüz çözmüş değilim.

Pratikte de bunun mümkün olmadığını görüyoruz.

Hükümet pekâlâ Apo’yu takip ederek, esasında onu muhatap alıyor. Apo ilk önce 15 Ağustos’ta kendi “yol haritası”nı açıklayacağını belirtmişti.

İçişleri Bakanı “koordinatör” olarak hemen 15 Ağustos öncesi görevlendirilmedi mi?

Apo’nun avukatları Apo’nun “yol haritası” açıklanmadan önce çeşitli gazetecilerden görüş almıştı.

İçişleri Bakan’ı da “iş”e gazeteciler ile başlamadı mı?

Başbakan en son “koordinatör”ün pazartesi günü önemli açıklamalarda bulunacağını söyledi. Biliyoruz, yine ortaya “yol haritası” konmayacak. Koordinatör herhalde “üslup ve yöntem hakkında” açıklamalar yapacak.

Pazartesi (31 Ağustos) gününün önemi ne?

DTP’nin Diyarbakır’da 1 Eylül’de büyük katılımla yapacağını iddia ettiğ “Barış Mitingi”nden bir gün öncesine rast gelmesi!

1 Eylül’de yine Apo’nun “yol haritası”nı açıklama ihtimali var!

Apo’nun “yol haritası” birkaç kez hava muhalefetine veya bozulup adaya gidemeyen ama pekâlâ geriye Gemlik’e dönen deniz aracına takıldı ama bu hafta içinde açıklanma ihtimali yüksek.

1 Eylül “Dünya Barış Günü” de bu iş için oldukça uygun gözüküyor.

* * *

Ben DTP üzerinden hem PKK’nın, hem de Apo’nun muhatap alınmasını silahların bırakılması için elzem görüyorum. Bu görüşümü de kaç kez açıkça belirttim.

“Neden Apo’yu muhatap alıyorsun?” diyerek AKP’yi eleştirmem...

Başından beri söylemeye çalıştığım görüşlerim hâlâ geçerli.

Başbakan siyasi risk yüklenip kendi yol haritasını açıklamadığı her gün birilerini takip etmek zorunda kalıyor, bu pasif tavır da kendisine bu konuda olan

inancın her geçen gün azalmasına neden oluyor!

Cüneyt Ülsever / Hürriyet