Doç. Dr. Murat Kayacan
Atilla Kart ve Nakarat
Atilla Kart Konya CHP Milletvekili. Gazetemize siyasete ve aktüel konulara dair görüşlerini açıklamış. Atilla Beyin satır aralarında ABye sınırlı destek verdiği anlaşılıyor. ABye katılımın çağdaşlaşmanın bir gereği olduğunu söylüyor. Ancak üzerinde ittifak edilmiş bir kavrammış gibi davranıp çağdaşlaşmaya bir açıklama getirmiyor. Kaygıları ulusal menfaatlerin tehlikeye girmesiyle ilgili. Türkiyenin geleneksel Kıbrıs politikası, Güneydoğu sorununa dair resmî bakış açısı, Hıristiyanlara din eğitim yasağı gibi konularda bilinen söylemleri tekrar etmekten başka bir şey söylemiyor.
AKP gibi bir kadroya değişim misyonunu yüklemenin mümkün olmadığını ifade ederken, CHPnin konumunu unutmuş görünüyor. Zira CHPnin seçimsiz iktidarda olduğu dönemi, kaç CHPli dikta yönetimi olarak değerlendirir ki?!
Atilla Bey, özgürlüklerin teminatı olarak laikliği görüyor. Türkiyeyi İslâm coğrafyasında inancın en rahat yaşandığı ülke olarak gösteriyor. Zira Türkiyede kişisel alanda kimse dinini yaşamakta zorlanmıyormuş. Sayın milletvekili bu konuda yanılıyor. Çünkü İslâm coğrafyasında Türkiyede olduğu gibi İslâmın güllük gülistanlık yaşandığı bir ülke daha var, Tunus! Orada da insanlar Başörtülü olarak okula gidemiyorlar. Dini evde yaşamalarına kimse ses çıkarmıyor. Tesettürlü bayanlar özgür özgür evlerinde oturuyorlar.
Atilla Beyin rahatsız olduğu konulardan biri de, insanların dini duygularını kullanarak bunu kamu yönetimine yansıtma anlayışı imiş. Bu ifadeden çıkan sonuç şu: Laiklik sadece din dışı kimselerin din dışılıklarını kamu yönetimine yansıtma imkânı verir ve bu sayede herkes özgür olur. Yani öyle bir düzen hayal ediyor ki, inananlar inancına uygun birisini seçmeye kalkarlarsa onlara, Dur ne yapıyorsun? Bak yine inancını kamusal alana yansıtıyorsun. Vazgeç, laikliğin zarar görmemesi için din dışı birilerini seçmelisin ki, özgür ortam devam etsin. denecek.
Atilla Bey, İmam Hatiplerin CHP döneminde açıldığından sitayişle bahsediyor. Acaba AKP imam hatiplerin kapatılması için teklif verse, kendisi buna karşı çıkar mı? Durun yahu onları biz açtık, imamların özgürlüğünün ve üniversiteyi diğer akranları gibi eşit şartlarda kazanıp bitirmelerinin teminatı biziz! der mi? Keşke.
CHPli milletvekili izinsiz Kur'an kurslarının terör örgütlerine muhtemel zemin hazırlayacağından endişeli. Yani, Madem İsrailoğulları çoğalıyor, en iyisi erkeklerinin sayısını azaltalım, iktidarımızı baki olsun mantığı. Muhtemel tehlike çağrıları, vekil tarafından yasağa gerekçe olarak sunuluyor. Ayrıca kastedilen terör tanımı -anladığım kadarıyla- ABD merkezli. Mesela sayın milletvekili şöyle bir mantık yürütmüyor: Bu çocuklar ABD emperyalizmine direnişin nüveleri olabilir. Zira Kur'an, zulme karşı oluşu ve hainlerden taraf olmamayı öğütlüyor. Zamanında imam hatipleri kurduğumuz gibi, Kur'an kurslarını da teşvik edelim ki, çocuklarımız güçlünün değil adaletin yanında yer alsınlar.
Atilla Bey, Başbakanın Vakıf üniversitelerinde başörtüsü serbest, devlet üniversitelerinde yasak olsun. şeklindeki teklifine itiraz ediyor. Ancak itirazı özgürlüklerden yana değil, ümitlenmeyin. Vekilin isteği her üniversitede yasak olsun!
Atilla Beyin nadir özgürlükçü açıklamalarından birisi öğrencilerin değil, annelerinin başörtülü olarak üniversitelere girebilmesi. Zira öğrenci velisi, kamu hizmeti almıyormuş da vermiyormuş da. Yahu isteyen başörtülü olarak nüfus dairesi, vergi dairesi, defterdarlık, belediye vb. kamu binalarına girmiyor mu? Oralardan hizmet almıyorlar mı? Yine üniversitelerde başörtülü hizmetçiler yok mu? Onlar sırf hizmetçi oldukları için mi siyasi başörtü takmamış oluyorlar?
Merak ediyorum; size göre, örtülü hizmetlilerden birisi azim gösterip diyelim ki 50 yaşında üniversite sınavını kazansa, ona Bu bayan siyasi olmayan bir örtüyle üniversiteye girdi mi diyeceksiniz? Hayır demeyecek tabii, ama sayılarının 300ü, 500ü bulması hariç. O durumda aynı başörtülüler sayıları arttı diye birden bire siyasal amaçlı başörtü takanlar olacak!
Ya Rabbim nelerle uğraşıyoruz hâlâ!
AKP gibi bir kadroya değişim misyonunu yüklemenin mümkün olmadığını ifade ederken, CHPnin konumunu unutmuş görünüyor. Zira CHPnin seçimsiz iktidarda olduğu dönemi, kaç CHPli dikta yönetimi olarak değerlendirir ki?!
Atilla Bey, özgürlüklerin teminatı olarak laikliği görüyor. Türkiyeyi İslâm coğrafyasında inancın en rahat yaşandığı ülke olarak gösteriyor. Zira Türkiyede kişisel alanda kimse dinini yaşamakta zorlanmıyormuş. Sayın milletvekili bu konuda yanılıyor. Çünkü İslâm coğrafyasında Türkiyede olduğu gibi İslâmın güllük gülistanlık yaşandığı bir ülke daha var, Tunus! Orada da insanlar Başörtülü olarak okula gidemiyorlar. Dini evde yaşamalarına kimse ses çıkarmıyor. Tesettürlü bayanlar özgür özgür evlerinde oturuyorlar.
Atilla Beyin rahatsız olduğu konulardan biri de, insanların dini duygularını kullanarak bunu kamu yönetimine yansıtma anlayışı imiş. Bu ifadeden çıkan sonuç şu: Laiklik sadece din dışı kimselerin din dışılıklarını kamu yönetimine yansıtma imkânı verir ve bu sayede herkes özgür olur. Yani öyle bir düzen hayal ediyor ki, inananlar inancına uygun birisini seçmeye kalkarlarsa onlara, Dur ne yapıyorsun? Bak yine inancını kamusal alana yansıtıyorsun. Vazgeç, laikliğin zarar görmemesi için din dışı birilerini seçmelisin ki, özgür ortam devam etsin. denecek.
Atilla Bey, İmam Hatiplerin CHP döneminde açıldığından sitayişle bahsediyor. Acaba AKP imam hatiplerin kapatılması için teklif verse, kendisi buna karşı çıkar mı? Durun yahu onları biz açtık, imamların özgürlüğünün ve üniversiteyi diğer akranları gibi eşit şartlarda kazanıp bitirmelerinin teminatı biziz! der mi? Keşke.
CHPli milletvekili izinsiz Kur'an kurslarının terör örgütlerine muhtemel zemin hazırlayacağından endişeli. Yani, Madem İsrailoğulları çoğalıyor, en iyisi erkeklerinin sayısını azaltalım, iktidarımızı baki olsun mantığı. Muhtemel tehlike çağrıları, vekil tarafından yasağa gerekçe olarak sunuluyor. Ayrıca kastedilen terör tanımı -anladığım kadarıyla- ABD merkezli. Mesela sayın milletvekili şöyle bir mantık yürütmüyor: Bu çocuklar ABD emperyalizmine direnişin nüveleri olabilir. Zira Kur'an, zulme karşı oluşu ve hainlerden taraf olmamayı öğütlüyor. Zamanında imam hatipleri kurduğumuz gibi, Kur'an kurslarını da teşvik edelim ki, çocuklarımız güçlünün değil adaletin yanında yer alsınlar.
Atilla Bey, Başbakanın Vakıf üniversitelerinde başörtüsü serbest, devlet üniversitelerinde yasak olsun. şeklindeki teklifine itiraz ediyor. Ancak itirazı özgürlüklerden yana değil, ümitlenmeyin. Vekilin isteği her üniversitede yasak olsun!
Atilla Beyin nadir özgürlükçü açıklamalarından birisi öğrencilerin değil, annelerinin başörtülü olarak üniversitelere girebilmesi. Zira öğrenci velisi, kamu hizmeti almıyormuş da vermiyormuş da. Yahu isteyen başörtülü olarak nüfus dairesi, vergi dairesi, defterdarlık, belediye vb. kamu binalarına girmiyor mu? Oralardan hizmet almıyorlar mı? Yine üniversitelerde başörtülü hizmetçiler yok mu? Onlar sırf hizmetçi oldukları için mi siyasi başörtü takmamış oluyorlar?
Merak ediyorum; size göre, örtülü hizmetlilerden birisi azim gösterip diyelim ki 50 yaşında üniversite sınavını kazansa, ona Bu bayan siyasi olmayan bir örtüyle üniversiteye girdi mi diyeceksiniz? Hayır demeyecek tabii, ama sayılarının 300ü, 500ü bulması hariç. O durumda aynı başörtülüler sayıları arttı diye birden bire siyasal amaçlı başörtü takanlar olacak!
Ya Rabbim nelerle uğraşıyoruz hâlâ!
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.