"Avrupa'nın ortasında sığınmacı karşıtı Hristiyan blok oluştu"

"Avrupa'nın ortasında sığınmacı karşıtı Hristiyan blok oluştu"

Macaristan'da siyasetin yarattığı sığınmacı sorunu ülkede 8 Nisan'da gerçekleşen seçimlerde belirleyici oldu- Siyaset bilimci Doçent Dr. Kiszelly:- ''Başbakan Orban, Almanya Başbakanı Merkel ve AB Komisyonu Başkanı Juncker'e karşı güçlendi''- ''Avrupa'nın

BUDAPEŞTE (AA) - MEHMET YILMAZ - Macaristan'da herhangi bir seçim programı açıklamadan sadece sığınmacı karşıtı söylem ve kampanya ile 8 Nisan'daki seçimlerde 3'te 2'lik çoğunluk elde eden Fidesz-KDNP koalisyonunun sığınmacı karşıtı tavrını sürdürmesi bekleniyor.

Resmi kayıtlara göre sadece 1781 mültecinin bulunduğu ve 2015'ten beri sürekli olarak ülke gündeminin ilk sıralarında yer alan sığınmacı konusu Macaristan'da 8 Nisan'da düzenlenen seçimlerin de kaderini belirledi.

Ülkeyi 2010 yılından beri yöneten Fidesz (Macar Yurttaş Birliği) ve Hristiyan Demokratik Halk Partisi (KDNP) koalisyonu seçimler öncesi herhangi bir seçim programı açıklamadan sadece kampanyasında Avrupa'nın Müslüman sığınmacılar tarafından "istila edilmek istendiği" iddiasını ön plana çıkardı.

Muhalefet partileri ise hükümetin sığınmacılar üzerinden Macaristan'ın gerçek problemleri olan yolsuzluk, sağlık ve eğitim alanındaki sorunların üstünü örtmeye çalıştığını savunarak, yönetime geldikleri takdirde söz konusu alanlarda çalışmalar yapacakları vaadinde bulundu.

Siyaset bilimci Doçent Dr. Zoltan Kiszelly, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fidesz-KDNP'nin genelde 2 ile 2,3 milyon arasında oy almasına rağmen, 2016 ekim ayında düzenlenen sığınmacı referandumunda 3,3 milyon oy aldığını, genel seçimlerde söz konusu artı 1 milyon oyu daha alabileceğini düşündüğünden tüm kampanyayı sığınmacı konusu üzerinden yürüttüğünü söyledi.

Seçim sonuçları analiz edildiğinde Fidesz-KDNP koalisyonun taktiğinin başarılı olduğuna işaret eden Kiszelly, ''Seçimlerde aslında iki konu yarıştı. Muhalefet, yolsuzluk, eğitim ve sağlık konusunu önemli görüp kampanyalarını bu konu üzerine yürüttüler. Hükümet ise sığınmacı konusunu seçim kampanyasının ana merkezine yerleştirdi. Sonuç olarak da sığınmacı konusunun daha çok rağbet gördüğü ortaya çıktı çünkü seçim sonuçlarına göre Fidesz, 2014 genel seçim sonuçlarına göre oylarını 400 bin daha da artırdı.'' dedi.

Macaristan'da çok az sayıda mülteci olmasına rağmen hükümetin vatandaşları sığınmacılarla korkuttuğu şeklindeki yorumları doğru bulmadığını belirten Kiszelly, Afrika'dan, Ortadoğu'dan, Asya'dan milyonlarca insanın Avrupa'ya gelmek istediğini öne sürdü.

- Sığınmacı konusu gündemde kalmaya devam edecek

Sığınmacıların Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler arasında kota sistemiyle dağıtılması fikrinin gündemde kaldığı sürece Macaristan'da sığınmacı konusunun da gündemde kalmaya devam edeceğine dikkati çeken Kiszelly, ''Brüksel ve Berlin'de sığınmacıların zorunlu olarak yerleştirilmesini savunan siyasetçiler kaldığı sürece, muhtemelen 2019 mayıs ayında düzenlenecek Avrupa Parlamentosu seçimlerine kadar, sığınmacı konusu gündemde kalacak. Çünkü onlar kotayı kabul ettirmek ve Avrupa dışından Avrupa'ya ucuz iş gücü getirmek istiyorlar.'' diye konuştu.

Sığınmacı karşıtı sürecin Avrupa'nın birçok ülkesine yayıldığına, Avusturya ve İtalya'daki göçmen taraftarı hükümetlerin yıkıldığına, Macaristan'da ise seçmenlerin (göçmen karşıtı) hükümete olan desteklerini yenilediğine işaret eden Kiszelly, ''(Polonya, Çekya, Macaristan ve Slovakya'nın oluşturduğu) Vişegrad Grubu ülkeleri (V4) de göçü reddediyor. Benzer şekilde Baltık ülkeleri de göçmen konusuna ihtiyatlı yaklaşıyor. İsveç'te eylül ayında düzenlenecek seçimlerde göçmen karşıtı partilerin güçlenmesi öngörülüyor. Oradaki seçim sonucu da göçmen karşıtı birliği güçlendirebilir.'' ifadeleri kullandı.

- ''Orban, Merkel ve Juncker'e karşı güçlendi''

Kiszelly, seçim sonuçlarının Macar hükümetinin ve V4'ün AB'deki durumunu güçlendirdiğini, bu sonuç nedeniyle Avrupa Parlamentosunda (AP) "nükleer seçenek" olarak nitelendirilen AB Lizbon Anlaşması'nın 7. maddesini Macaristan aleyhine işleme koymayacağını tahmin ettiğini söyledi.

Brüksel'in Macaristan'a daha fazla baskı yapabileceğini düşünmediğini dile getiren Kiszelly, ''Başbakan Viktor Orban, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker'e karşı güçlendi. Çünkü Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, İtalya'nın yeni hükümeti ve Almanya Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) ile Avrupa'nın ortasında sığınmacı karşıtı Hristiyan blok oluştu. Bu blok, V4, İskandinav ve Baltık ülkeleriyle birlikte önemli bir güç oluşturabilir.'' diye konuştu.

Ülkedeki muhalefet partilerinin durumuna da değinen Kiszelly, muhalefet partilerinin ara seçimlerde iyi sonuçlar aldığını, bu yüzden genel seçimlerde de iyi sonuç alacağını düşündüğünü ama bunun gerçekleşmediğini ifade etti.

Seçim öncesine göre muhalefetin durumunda değişen bir şey olmadığını, Jobbik'in daha önce olduğu gibi yine yüzde 20'de kaldığını, Macaristan Sosyalist Parti (MSZP) ve Demokratik Koalisyonunun (DK) oylarının toplamının da benzer şekilde yüzde 20 civarında seyrettiğine dikkati çeken Kiszelly, gelecekteki seçimlerde Fidesz'e hangi partinin alternatif olabileceğinin ortaya çıkmadığını savundu.

Beş partinin parlamentoda temsil hakkı kazandığını ama hiçbir partinin muhalefet içinde öne çıkmayı başaramadığına vurgu yapan Kiszelly, ''Fidesz'in bu derece büyük başarı elde etmesinin nedeni muhalefetin birçok parçaya bölünmüş olması.'' görüşünü paylaştı.

- Fidesz-KDNP koalisyonu oyların yüzde 48'ini aldı

Seçim sonuçlarına göre, Fidesz-KDNP koalisyonu oyların yüzde 48'ini, Jobbik oyların yüzde 19'unu, Macaristan Sosyalist Parti - Macaristan için Diyalog Partisi (PM) oyların yüzde 12'sini, Yeşiller Partisi (LMP) oyların yüzde 6'sını, Demokratik Koalisyonu ise oyların yüzde 5'ini alarak mecliste temsil hakkı kazanmıştı.

- Seçimin ana konusu sığınmacılar ve İslam

Nüfusunun sadece yüzde 0,2'sini Müslümanların oluşturduğu Macaristan'da seçim kampanyalarının ana konusu sığınmacılar ve İslam oldu.

Başbakan Viktor Orban başta olmak üzere, birçok hükümet yetkilisi, Avrupa'nın sığınmacılar tarafından istila edildiğini, kiliselerin kapatılarak yerlerine camilerin açıldığını, sığınmacıların yaşadıkları bölgelerde kendi kanunlarını yürürlüğe koyduğunu ileri sürdü.

AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi Direktörü (ODIHR) Douglas Wake, Macaristan'da yapılan genel seçimlerin "yabancı düşmanı söylemler ve korku havası içinde geçtiğini" belirtmiş, ''Seçmenler birçok aday arasından tercihte bulunabilmesine rağmen, korku havası, yabancı düşmanı söylemler, medyanın tek taraflılığı ve şeffaf olmayan kampanya finansmanı gerçek anlamda siyasi tartışma fırsatını sınırlandırdı.'' açıklamasını yapmıştı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı