Bakan Çelik, AA Editör Masası'na konuk oldu

Bakan Çelik, AA Editör Masası'na konuk oldu

AB Bakanı Çelik: (3)- "Bu rekabeti bir sinerji üretecek, aramızdaki işbirliğini artıracak, kazan-kazana dönüştürebilecek şekilde yönetmemiz gerekirdi fakat Almanya bunu bu şekilde yönetemiyor"- "Türkiye'ye hiçbir şey olmaz. Türkiye bugüne kadar nasıl geld

ANKARA (AA) - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Türkiye'nin yükselen güç olmaya başladığı andan itibaren Almanya ile arasında rekabet oluştuğunu belirterek, "Bu rekabeti bir sinerji üretecek, aramızdaki işbirliğini artıracak, kazan-kazana dönüştürebilecek şekilde yönetmemiz gerekirdi fakat Almanya bunu bu şekilde yönetemiyor." dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Çelik, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Avrupa'nın sert gücüyle değil, yumuşak gücüyle değerler birliği üzerinden etkili olmaya çalıştığını ifade eden Çelik, Türkiye konusunda ya da göçmen krizi noktasında çifte standartların ortaya çıkmasının Avrupa'nın kendi gücünde bir zafiyet yarattığını söyledi.

Bakan Çelik, Avrupa'nın şu anda bir krizin içinden geçtiğini fakat bu krizin içinden nasıl çıkacağıyla ilgili net bir yol haritasına sahip olmadığını kaydetti.

Bundan sonra Avrupa'nın, çekirdek kurucuların bir düzenlemeye, diğerlerinin ise başka bir düzenlemeye tabii olduğu bir tablo içerisinde yer alacağını dile getiren Çelik, "Avrupa'da 2017 sonrasındaki seçimlerin şekillenmesine dönük olarak aşırı ırkçı ve saha siyasetler Avrupa geneline hakim olmazsa, böyle çok olumsuz, dünya, Türkiye ve Avrupa için olumsuz olabilecek bir tablo ortaya çıkmazsa Türkiye için yeni imkanlar ortaya çıkacaktır. Bunda bir kuşku yok." diye konuştu.

Almanya'nın Türkiye ile rekabetini doğru yönetemediğini ve Türkiye'nin yükselen güç olmaya başladığı andan itibaren Almanya ile arasında rekabet olduğunu dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu rekabeti bir sinerji üretecek, aramızdaki işbirliğini artıracak, kazan-kazana dönüştürebilecek şekilde yönetmemiz gerekirdi fakat Almanya bunu bu şekilde yönetemiyor. Burada daha çok siyasi mülahazalar öne çıkıyor.

Uzun zamandır da Avrupa'da özellikle Almanya'da PKK terör örgütünün, Fetullahçı Terör Örgütü'nün yerleşik olması, oradaki karar mekanizmalarını etkileyecek bir etkinlik üretmeleri de oradaki dengeleri bozuyor. Ama en temelde söylediğim gibi çok güçlü bir şekilde Avrupa'daki aşırı sağdan etkileniyorlar. Geçmişte İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşadıkları acı deneyimler var. Acı deneyimlerin hatıraları üzerinden yaşadıkları travma, yani kendilerindeki alternatif Almanya Partisi gibi aşırı sağ akımların yükselmesi, İslamofobinin, antisemitik akımların yükselmesi gibi konular onlarda daha büyük bir travma yaratıyor ve iç siyasi tartışmalara, dengelere teslim olarak bunu üretiyorlar."

Almanya'nın bu şekilde öne çıkmasının, Avrupa'nın lider ülkesi olduğu için çok daha büyük etkiler yaratacağını belirten Çelik, "Bu şekilde giderse onlara da söylüyorum, Türkiye'ye hiçbir şey olmaz. Türkiye bugüne kadar nasıl geldiyse bundan sonra da aynı şekilde yükselen bir güç olmaya devam eder ama siz Avrupa'nın yumuşak gücünü yok ediyorsunuz, değerler Avrupası'nı yok ediyorsunuz ve bu şekilde davranırsanız, bu krizi anlamlı bir şekilde bir değerler çerçevesinde çözüme dönüştürmezseniz, önümüzdeki 10 yılda değerler Avrupası kalmayacak ve bunun sorumlusu siz olacaksınız." diye konuştu.

- "İnsanlığın namusunu Türkiye kurtarıyor"

AB'de sığınmacılarla ilgili gelişmeler ve Türkiye'ye sığınmacılar için vadettiği 3 milyar avroluk yardım sözü ile yeni ABD yönetiminin sığınmacıları kabul etmemesine ilişkin soru üzerine Çelik, göçmenlerin herhangi bir ülkeye sokulmasının engellenmesi ya da bazı ülke vatandaşlarının engellenmesini Ortaçağ'a dönüş olarak nitelendirdi.

AB'nin göçmen krizi konusunda başarısız kaldığını belirten Çelik, "İnsanlığın namusunu Türkiye kurtarıyor." dedi.

Bakan Çelik, AB'nin Türkiye'ye taahhüt ettiği mali yardımlar konusunda ciddi sıkıntılar bulunduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"2,2 milyar avro taahhüt edildi. Bunun yaklaşık olarak 1,5 milyar avrosu projelendirildi. 'Taahhüt edildi, projelendirildi' bu kavramlar önemli. Fakat bunun sahada, sivil toplum örgütlerine aktarılanının yaklaşık 750 milyon avro olduğunu biliyoruz. 528 milyon avrosu sivil toplum örgütlerine aktarıldı. Geri kalan kısmı, 120 milyon avro Sağlık Bakanlığına, 90 milyon avro Milli Eğitim Bakanlığına, 12 milyon avro da İçişleri Bakanlığına aktarıldı."

AB'ye doğrudan bu yardımı kamu kurumlarına aktarmaları ve denetlemeleri çağrısında bulunduklarını dile getiren Çelik, AB'nin, "eğitime harcama, yeni okul yapma, mevcut okulların restorasyonunu yap" şeklinde yaklaşımı olduğunu dile getirdi.

Çelik, "Bizde 800 bin Suriyeli çocuk var. 491 bini eğitim görüyor. Bu sayı, Finlandiya'daki toplam öğrenci sayısı kadardır." dedi.

Geri kalanların da eğitim görmesi gerektiğini ve bu çocukların peşinde DEAŞ ve PKK gibi terör örgütleri olduğunu söyleyen Çelik, "Bunların eğitim görebilmesi için de olağan mekanizmaların kullanılması lazım. Mesele kullanımıyla ilgili. AB bu hızla devam ederse, bu çocuklar emeklilik yaşına geldiğince sahaya inmiş olacak." diye konuştu.

- "Zirveden somut sonuçlar çıkması lazım"

AB Bakanı Çelik, Türkiye ve AB arasında yapılması beklenen zirveyle ilgili, "Zirveyi yapacağız. Yılın ilk yarısında yapalım diyoruz. Haziran gibi bir tarihi sürekli hatırlatıyoruz, telkin ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımını çok önemsiyoruz. Liderler düzeyinde katılım olması lazım. Sonuç çıkması lazım." ifadesini kullandı.

AB'nin vize serbestisini terörle mücadele kanununda değişiklik yapılmasına bağladığı hatırlatılan Çelik, "Türkiye'de bir yılda gerçekleşen saldırılar, Avrupa'da 5 yılda gerçekleşmiyor. Bütün bu şartlar altında Türkiye ile dayanışma içinde olunması gerekirken, Türkiye'ye müteşekkir olunması gerekirken, terörle mücadele yasamızın değiştirilmesinden bahsedilmesini gayriciddi buluyorum." dedi.

Bakan Çelik, DEAŞ saldırısı olduğunda sembolik binalara Türk bayrağı yansıtan ve Türkiye ile dayanışma gösteren Avrupa'nın PKK saldırılarında ise aynı tavrı göstermeyerek çifte standart uyguladığını söyledi.

Vize serbestisi konusuyla ilgili de Çelik, "Strazburg'a gideceğim. Tekrar bir konuşacağım (Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans) Timmermans ile de. (Konu) tamamen kapanmış değil ama ne oluyor, ne olmuyor. Öyle bir çerçeve içinde ilerliyor." diye konuştu.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı