Başbakan Yıldırım: (6)
"(Memuriyetten çıkarılacaklar) Alanı sınırladık. Sınırlama ne, 17 Aralık sonrası. Niye 17 Aralık, açık ve ciddi şekilde örgüt devleti tehdit etti, bir operasyona girişti. Onun için 17 Aralık, örgütün ilk defa dişlerini gösterdiği tarih. Ondan sonra örgüte
ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, memuriyetten çıkarılacaklar konusunda 17 Aralık'ı sınır olarak belirlediklerini ifade ederek, "Niye 17 Aralık, açık ve ciddi şekilde örgüt devleti tehdit etti, bir operasyona girişti. Onun için 17 Aralık, örgütün ilk defa dişlerini gösterdiği tarih. Ondan sonra örgüte bağlantısı olan, örgütle iş birliği içerisinde olan, bu işe dibine kadar batmış, bulaşmış olanların üzerine gidilecek." dedi.
Yıldırım, TRT'deki "Başbakan ile Özel Yayın"da gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Görevden alınan kamu görevlileriyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Yıldırım, Danıştay tarafından 2010 sınavlarının iptal edildiğine ancak aradan geçen 6 yılda yaklaşık 86 bin kişinin sınavları kazanıp memur olduğuna işaret etti.
Herkesi kapının önüne koymak yerine hakkıyla kazananları ayıklayabilmek için çalıştıklarını belirten Yıldırım, şunları kaydetti:
"Biz bu konuda titiz davranacağız. İntikam duygusuyla hareket etmeyeceğiz, yaşın yanında kurunun yanmasına izin vermeyeceğiz, sapla samanı birbirine karıştırmayacağız. Adalet mülkün temelidir, Türkiye bir hukuk devletidir, dolayısıyla adaletten ayrılmayacağız. Bize yakışan, ülkemize yakışan da budur. O yüzden zaman biraz uzuyor.
Bu arada herkes birbirini gammazlıyor, 'O FETÖ'cü, bu bilmem neci, öbürü...' Birbiriyle başka karın ağrısı var, 'Hazır fırsat da elime geçmiş, bunun defterini düreyim' diyor. Adam acımasızca başka birini şikayet ediyor. Bunları bizim araştırmamız lazım, derinlemesine bakmamız lazım. Gerçekliği var mı, yok mu? Bunun için de alanı sınırladık. Sınırlama ne, 17 Aralık sonrası. Niye 17 Aralık, açık ve ciddi şekilde örgüt devleti tehdit etti, bir operasyona girişti. Onun için 17 Aralık, örgütün ilk defa dişlerini gösterdiği tarih. Ondan sonra örgüte bağlantısı olan, örgütle iş birliği içerisinde olan, bu işe dibine kadar batmış, bulaşmış olanların üzerine gidilecek."
- "Haksızlık olur"
Başbakan Yıldırım, tarih olarak 17 Aralık öncesinin alınmasının yanlış olacağını, 17 Aralık öncesi vatandaşların, memurların, çalışanların bir şekilde Gülen cemaati ile ilişkisi olduğunu, kurban bağışladığını, etkinliklerine katıldığını, hayır işinde bulunduğunu, dershane ve okullarına gittiğini, derneklerine üye olduğunu belirtti.
"Bütün bunları aldığınız zaman iş çığrından çıkar, büyük bir haksızlık olur." diyen Yıldırım, bu konuda kendilerine "Niye 17 Aralık'tan önceye bakmıyorsunuz" şeklinde eleştiriler geldiğini aktararak, "Nereye bakacağız, 1970'li yıllardan mı başlayacağız?" diye sordu. Böyle bir durumda herkesin şüpheli durumuna düşeceğine, 17 Aralık gibi bir miladın ortaya konulması gerektiğine dikkati çeken Yıldırım, şunları söyledi:
"Bank Asya'ya o dönemde, çağrılardan sonra para yatıranlar vesaire veya yine o yapıyla içli dışlı olanlar, derneklerdeki faaliyetlerini sürdürenler, özel şifreli yazılımlar var, burada gruplar halinde yazışıp ne iş yapacakları, hangi adımı atacakları, darbe hazırlıkları vesaire bütün bunların içinde olanlar bu işten sıyrılamayacak, kurtulamayacaklar.
17 Aralık'tan sonra 'Kardeşim bu gidişat gidişat değil, ben bu işin içerisinde olamam. Bunlar vatanın, milletin hayrı için iş yapmıyorlar. Bunların bir terör yapılanması içerisinde ülkenin geleceğini karartma yönünde zararlı çalışmaları var' diye pişman olan, vazgeçen vatandaşlarımızın herhangi bir endişeye kapılmasına gerek yok. İş adamıysa işine devam etsin, memursa memuriyetine devam etsin, askerse askerliğine devam etsin, hakimse hakimliğine devam etsin, öğretmense öğretmenliğine devam etsin."
Yıldırım, toptan işten atmanın olmadığını ifade etti.
İtinayla tek tek üzerinde çalışılarak gidilecek şeyler, istihbarat kuruluşlarının raporlarının olduğunu dile getiren Yıldırım, "Çeşitli mecralardan gelen raporlar var. Elimizde 13 tane kriter var. Bu kriterlerin tek tek hepsi gözden geçiriliyor, kurumlarda oluşturulmuş kurullar var, o kurullarda değerlendiriliyor, ondan sonra bizatihi bakan arkadaşlarımız konunun takipçisi, en sonunda Başbakanlığa geliyor, Başbakanlıkta Müsteşarımızın başkanlığında oluşturulan bir değerlendirme ekibinde son süzgeçten geçiyor ve nihayet deniliyor ki 'Şunlar, şunlar memuriyetten çıkarılmıştır' diye listeler yayınlanıyor KHK'larla." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, yeni listelerin de geleceğini bildirdi.
- Yardımlar
Programda 15 Temmuz Dayanışma Kampanyası ile ilgili bir soruyu da yanıtlayan Yıldırım, 200 milyon lira civarında yardım toplandığını aktardı.
Darbe girişiminden hemen sonra hayatını kaybedenlere şehit, yaralananlara da gazi statüsü verildiğini anımsatan Yıldırım, devletin her türlü desteği yaptığını, vatandaşlardan da yardıma katılma talebi geldiğini belirtti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile bir proje başlatıldığını hatırlatan Yıldırım, "Kampanyaya herkes katıldı. Şu anda yaklaşık 200 milyon civarında para toplanmış gözüküyor. Cep telefonlarından bugüne kadar zannediyorum 2,5 milyon kısa mesaj gönderilmiş vaziyette. Telefon abone sayısı 73 milyon, nüfus kadar telefon var. Sayı çok mütevazı gözüküyor şu anda." değerlendirmesinde bulundu.
Vatandaşların üç GSM operatörü üzerinden 1507'ye SMS göndererek kampanyaya katılabildiğini anlatan Yıldırım, vatandaşın yaptığı her 5 liralık yardıma karşılık ilgili GSM firmasının da 5 lira yardımda bulunduğunu dile getirdi.
- "Ekonominin en az zarar görmesi için çalışılacak"
Ekonominin sarsılmaması için suçun şahsiliğinin gözetilmesi gerektiğini söyleyen Yıldırım, "Şirketlerin yaşaması lazım çünkü orada binlerce, yüzlerce çalışan var, onların mağdur olmaması lazım. Şirketin kapanması, ekonominin zarar görmesi demektir, işsiz sayısının artması demektir. Onun yerine şirket içinde yönetici, etkin konumda kim varsa onların cezalandırılması ve oradan uzaklaştırılması... Yapacağımız budur." ifadelerini kullandı.
FETÖ üyesi olduğu belirlenen şirketlerin kayyuma devredildiğine ve kapatıldığına da değinen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ekonominin en az zarar görmesi için gayret edilecek. Şimdi insanlar istihbarat yapmaya başlamış. 'Ben halı satacağım, filanca şirket benden halı istiyor, vereyim mi? Acaba FETÖ ile alakası var mı, yok mu?' diye eşini dostunu arayıp bilgi alıyor. Şimdi biz böyle bir sürece girersek işin içinden çıkamayız. Türkiye'de bir milyona yakın şirket var. Bu işe bulaşmış, FETÖ ile ilişkili şirket sayısı bin bile değil. İş alemimiz, orta direk KOBİ'lerimiz, büyük sanayicilerimiz eğer yanlış bir işe bulaşmamışsa hiç endişe etmemesi gerek. Bulaşmış olsalar bile bizim onların markasını, işini yok etme gibi bir niyetimiz yok, o işe bulaşmış olanları cezalandıracağız."
- FETÖ elebaşı Gülen'in iadesi
ABD'nin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'i iade etmesi sürecine ilişkin de bilgi veren Yıldırım, bu konunun 17 Aralık'tan itibaren gündemlerinde olduğuna, ABD'ye 84 klasör gönderildiğine dikkati çekti.
Dosyaların gönderilmesinin ardından terör örgütünün açıktan darbe yapmaya çalıştığını, gönderilen dosyaların arasında 15 Temmuz'a ilişkin dosya olmadığını kaydeden Yıldırım, "O dosyaları incelerken bir desteğe ihtiyaçları var. Onlar, 'Adalet Bakanlığı bize uzman göndersin yapalım' dediler, biz de 'Önce siz adamlarınızı gönderin, bu 15 Temmuz'u da görsünler, oradaki şeyler de ortaya çıktı, açık deliller vesaire, ondan sonra gerekirse biz de göndeririz." açıklamasında bulundu.
Başbakan Yıldırım, 22-23 Ağustos'ta ABD'den teknik bir heyetin, 24 Ağustos'ta da ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Türkiye'ye geleceğini hatırlattı.
ABD'nin birçok konuda Türkiye'nin müttefiki ve stratejik ortağı olduğunu belirten Yıldırım, şunları anlattı:
"NATO'da beraberiz, Suriye, Irak konusunda birlikte çalışıyoruz. Bölgesel ve küresel konularda hem askeri hem de ticari anlamda ilişkilerimiz var. Bütün bunlar güzel. Ülkemizin yaşadığı ciddi bir sorun var. Bir terör örgütü var, bu terör örgütünün başındaki de Amerika'da ve bizim vatandaşımız, bizim vatandaşlığımızdan çıkmamış, Amerika'da oturma izni verilmiş ama hala bizim vatandaşımız. Biz 'Kardeşim bu adamı verin. Verinceye kadar da kaçmaması için geçici tutuklama tedbiri alın' diyoruz. Bizim istediğimiz bu. Amerika bunu reddetmiyor. 'Biz delillere bakacağız, dosyalara bakacağız, ondan sonra da gereğini yapacağız' diyor."
ABD'nin Fethullah Gülen'in ülkeden kaçmasını engelleyecek tedbirler konusundaki açıklamasının anımsatılması üzerine Yıldırım, "Herhalde bu, bizim geçici tutuklama talebimize istinaden yapılmış bir açıklamadır." dedi.
Yıldırım, "Amerika neticede suç işlemiş olduğunu bildiği, ispat edilmiş bir örgüt başını, terörist başını savunma hali yok. Amerika da bizim gibi hukuk devleti. Bu akla bir ziyan iş, böyle bir şey düşünmek bile yanlış." değerlendirmesinde bulundu.
- Türkiye-Rusya ilişkileri
"ABD'nin olumluya doğru seyreden eğilimde, Türkiye-Rusya ilişkilerinde yeni bir sayfa açılması ve yoluna girmeye başlaması ile İran'la olan ilişkiler konusu etkili olmuş mudur?" sorusuna Yıldırım, "Bunları birbiriyle ilişkilendirmenin çok doğru olmadığını düşünüyorum. Rusya ile 24 Kasım'dan beri, 8 aydır yaşanan gerginliği bir tarafa bırakırsak, zaten son 10-15 yılda ilişkilerimizi çok iyi geliştirdik." yanıtını verdi.
Yıldırım, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin komşuluk, turizm, yatırım, ticaret ve diğer alanlarda çok geliştiğini söyledi.
İran'la ilişkilerin de gelişerek devam ettiğini bildiren Yıldırım, son yıllarda İran'a uygulanan ambargolara karşı çıkan ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini, dünyaya meydan okuduğunu anlattı.
Başbakan Yıldırım, "Bizim Rusya ve İran ilişkileri geliştirmemiz Amerika ile ilişkileri azaltmamızı gerektirmiyor, böyle bir ihtiyaç da yok. Onlarla başka bir boyutta bir ilişki var, bu tarafta da komşularımız. 'Komşu komşunun külüne muhtaçtır' derler. Komşularımızla iyi geçinmeyeceğiz, dost olmayacağız, ne yapacağız? Birlikte yaşıyoruz." diye konuştu.
(Sürecek)
AA
Kaynak: