Başoğlu'nun kaçırılmasına ilişkin davada sanık savunmaları tamamlandı

Başoğlu'nun kaçırılmasına ilişkin davada sanık savunmaları tamamlandı

FETÖ darbe girişimi sırasında EDOK Komutanı olan Orgeneral Başoğlu'nun kaçırılmasına ilişkin 12 kişinin yargılandığı davada, sanık savunmaları tamamlandı - Davanın öğleden sonraki duruşmasında, Başoğlu'nun da aralarında bulunduğu müştekilerin dinlenmesi b

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) olan Orgeneral Kamil Başoğlu'nun kaçırılmasına ilişkin davada sanık savunmaları tamamlandı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ikinci duruşmasına, tutuklu sanıklar Muhsin Kutsi Barış, Abdullah Yılmaz, Adem Parlak, Atahan Tatar, Eyyüp Baloğlu, Tuna Han Ata, Selami Darcan, Tekin Gökbaş, Uğur Fidan ile avukatları ve sanık yakınları katıldı.

Savunma yapan sanık Adem Parlak, darbe girişiminden önce Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında tabip binbaşı olarak görev yaptığını belirterek, Başoğlu'nun kaçırılması eylemine iştirak etmediğini öne sürdü.

Sanık eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Muhsin Kutsi Barış'ın, 13 Temmuz'da kendisine "tatbikat olacağı, bu kapsamda ambulansların hazır edilmesi" emrini verdiğini aktaran Parlak, "Bu emirden bir gün sonra benim gibi hekim olan arkadaşıma Albay Kutsi ile yaptığımız diyalogumuzu anlattım. Ona da benzer emirler verildiğini anladım." dedi.

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz akşamı koruma taburunda yapılacağı söylenen tatbikat için hazırlık yaptığını iddia eden Parlak, "Akşam beni aradılar, istenilen yere ambulans gönderdim. Albay Barış, birkaç askeri personel ve bir sivil, ambulanstan indi. Suç olduğu anlaşılamayan bir tatbikat kapsamında hareket ettim. Başoğlu'nun kaçırılması sürecinde yer almadım, kendisini de o gece hiç görmedim." diye konuştu.

Parlak, daha önce trafik ve ilk yardım tatbikatlarına katıldığını, tatbikat boyunca ambulansta beklediğini savundu.

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, "Ambulansı maliyeci bir üsteğmenin emrine vermek doğru mu, daha önce böyle bir gelişme oldu mu?" sorusuna Parlak, "Bana verilen emir öyleydi." cevabını verdi.

Sanığın avukatı Aytekin Erol da müvekkilinin Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen "Fahri Kasırga'nın kaçırılması"na ilişkin davanın da sanığı olduğunu belirterek, iki davanın birleştirilmesini talep etti.

- "Yaverler toplantı halindeydi"

Sanık eski astsubay Selami Darcan da darbe girişiminden önce izinli olduğunu, buna rağmen sanık eski Cumhurbaşkanı Yaveri Albay Ali Yazıcı'nın kendisini arayarak görev yerine gelmesi için emir verdiğini söyledi.

14 Temmuz'da alaya geldiğinde Albay Yazıcı'yı diğer yaverlerle toplantı halinde gördüğünü belirten Darcan, şöyle devam etti:

"Yazıcı, beni ve bir astsubayı yanına alarak Muhafız Alayına gittik. Kutsi Barış albaya, yapılacak tatbikat için beni ve yanımdaki astsubayı görevlendirildiğini söyledi. Kutsi albay da son zamanlarda terör örgütlerinin saldırılarının arttığını, buna karşı güvenlik önlemi için personelin reaksiyonunu ölçmek adına tatbikat yapılacağını söyledi. Görevimizin ne olacağını sorduğumda 'Göreviniz yok, siz yaverlik binasında bulunacaksınız' dedi. Başyaver de bunu onayladı."

15 Temmuz akşamı Barış'ın kendisini arayarak, İnönü Kışlasına gitmesi için emir verdiğini, bunun üzerine söz konusu yere gittiği sırada silah sesleri geldiğini anlatan Darcan, alay binasına girdiğinde askerlerin "tatbikat oluyor", "saldırı var" şeklinde aralarında konuştuklarına şahit olduğunu ifade etti.

- "Tatbikattan fiili duruma geçildi"

Alay binasında Barış'ın odasına geçtiklerini anlatan Darcan, "Alay Komutanı Barış, bize tatbikat durumundan fiili duruma geçildiğini söyledi. Odasına çağırdı, TRT'de okunan bildiriyi izletti. Daha sonra başka bir odadaki televizyonda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını gördüm. Bunun üzerine Atahan astsubaya kesinlikle bu işin içinde yer almamamız gerektiğini anlattım." iddiasında bulundu.

Sanık eski astsubay Atahan Tatar ile alaydan ayrılmak için nizamiye gittiklerinde bir uzman çavuş tarafından engellendiklerini öne süren Darcan, "Yeniden alay binasına girmek istemiyorduk. Aracın arka tarafına geçerek üstümü değiştirdim, Atahan astsubay da öndeydi. Nizamiyeye geldiğimizde 'Hasta var hasta' deyince kapıyı açtılar. Ben de evime geçtim." diye konuştu.

FETÖ üyesi olmadığını savunan sanık Darcan, tahliyesini talep etti. Darcan'ın savunmasının alınmasıyla sanık savunmaları tamamlandı.

Ara verilen duruşmanın öğleden sonraki oturumunda Başoğlu'nun da aralarında bulunduğu müştekilerin beyanlarının alınması bekleniyor.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı