Baykal’la Bahçeli, çözümün değil sorunun parçası!

Baykal’la Bahçeli, çözümün değil sorunun parçası!

Hasan Cemal Kürt açılımı konusunu işlediği yazısında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ve CHP lideri Deniz Baykal’ı sorununun çözümünde rol oynayan taraflar olarak değil de sorunun bir parçası olarak değerlendiriyor.

Baykal’la Bahçeli’yi dün televizyonun karşısına geçip gerçekten sabırla dinledim. 

Fikrim değişmedi. Her ikisi de, Kürt sorunu konusunda çözümün değil, sorunun parçası olmaya inatla devam ediyorlar. Her ikisi de, ‘milliyetçilik yarışı’na çıkmış durumdalar. 

Her ikisi de, Türkiye’yi bunca yıldır kanatan bir meseleyi partizanca sömürmenin ya da seçim sandığında oya tahvil edebilmenin kaba oyunları içindeler. Her ikisi de, çözümsüzlük üzerinden ucuz siyaset yapıyorlar. Her ikisi de, her zamanki gibi kürsülerden bağıra çağıra, burun deliklerini gere gere laf ebeliği sergiliyorlar. Her ikisi de pozitif değil, negatif hava yayarak siyaseti geriyorlar. Gerçek bu. Ne yazık ki öyle. Peki, Baykal’la Bahçeli yine de aynı kaba konabilir mi?.. Baykal’ın farklı olduğu noktalar var. Meseleyi bilmediği, meselenin farkında olmadığı söylenemez. Getirdiği bazı ince ayrımlar yok değil. Ancak, Baykal milliyetçilik yarışında Devlet Bahçeli’yle öylesine kapışmış, öylesine bir “Ben sana bunu yedirmem!” havası köpürtmüş, gözünü öylesine karartmış durumda ki, o ince ayrımları ve bazı genel doğruları ya siliniyor ya da göstermelik hale geliyor. Veyahut inandırıcılığı gidiyor. Kısacası değişen bir şey yok.  CHP lideri, ‘muhalefet için muhalefet’in en klasiğini yapıyor. Baykal’ın tarzı bu, değişmesi de yakın ihtimal değil.

MHP liderine gelince... Dün kendisini televizyonda izlerken yine aynı şeyi düşündüm:

Bahçeli umutsuz vaka! Barıştan bu kadar korkan, siyasal varlığını bu kadar savaş ve ölüme bağlayan bir siyaset adamının fanatik milliyetçiliğinden ne partisine, ne ülkeye hayır gelir.

Kürt sorunu bugüne kadar Türkiye’yi maddi ve manevi açıdan bu kadar kanatabildiyse, bunda ‘Devlet Bahçeli zihniyeti’nin günah payı büyüktür. Eğer insanlar daha çok ölmesin, analar daha fazla göz yaşı dökmesin istiyorsak, eğer daha çok barış, daha çok aş ve iş istiyorsak, Türkiye’de ‘Devlet Bahçeli zihniyeti’ mutlaka aşılmalıdır.

SON SÖZ:  
CHP ve MHP içinden Baykal ve Bahçeli’yi uyaranların çıkabileceğine dair umudumu korumak istiyorum.

Çünkü ben hâlâ bu partilerde -özellikle CHP’de- barış ve çözümden yana güçlerin, siyasetçilerin bulunduğuna inanıyorum.
Ya da hâlâ inanmak istiyorum!

KÜRT AÇILIMI’NA DESTEK
Kamuoyuna dün açıklanan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sorunun çözümü için büyük sorumluluk düştüğünü vurgulayan kısa metin şöyle:
“Bizler, on yıllardan beri devam eden, binlerce insanımızın yaşamına, onarılmaz acılara, maddi ve manevi kayıplara mâlolan, toplumsal dokumuzu bozan, ülkeyi etnik çatışmaların eşiğine getiren Kürt sorununun adil, demokratik, barışçı çözümü için atılan adımları sonuna kadar destekliyoruz. Kanın durması, barış, dostluk ve karşılıklı güvenin yeniden kurulması ve onarılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne hayati ve ertelenmez bir sorumluluk düştüğüne inanıyoruz.

Bu inançla, soruna cesaretle eğilen ve çözüm arayan her girişimi, barış ve çözüm yolunda adım atan bütün kişi ve kurumları destekliyor; barış çabalarını kendi dar çıkarları ve savaşçı emelleri uğruna engellemeye çalışanları tarih ve toplum önünde kınadığımızı bildiriyoruz.”

Hasan Cemal-Milliyet