Zeki Oğuz
Belalar çöktü üzerimize
Sanki kabus gibi, bela yağıyor üzerimize. Daha Soma’nın acısı küllenmeden, Ermenek’te on sekiz canımız ocağın içinde tonlarca suyun, çamurun içinde kaldı. İnsan umudunu yitirmek istemiyor, olabilecek sonucu kabullenmek zor. Her gün ekranlarda anaların, eşlerin yürek yakan feryatlarını duyuyoruz.
Bir de yapılan açıklamalar var, insanı iyiden çileden çıkarıyor. Çalışma bakanı resmen itiraf ediyor, neymiş onlar gereğini yapıyorlarmış da araya bir yığın aracı giriyormuş, filan. Bu kadar acizseniz istifa, diye bir müessese var, onu hatırlayın yeter. Ocak sahibine kalsa, bu bir doğal afet, şeytan diyor, eline sıkı bir meşe dayağı al…
Ne doğal afeti be adam, olan senin eserin, insan kıymetini bilmezsen böyle olur. Biraz insanlığın kaldıysa sus bari.
O bölgeyi iyi bilirim. Dağı taşı ile en sulak bölgelerimizden biridir. Az ötesinde, nerdeyse Ermenek’in tam tepesinde dünyaca ünlü Maraspoli mağarası var. Bunun gibi, dağların altında, doğal bir su deposu olan onlarca mağara var. Sen bir patron olarak işçine kazmayı nereye vurduracağını bilmezsen, sonuç bu olur.
Başımıza ne bela geliyorsa, öncelikle insan kaynaklı, sabah güne bir gün olsun gün aydınlığıyla başlayamıyoruz. İşte Isparta’daki tarım işçilerinin başına gelen elim kaza. Nerdeyse hurda bir minibüse kırkı aşkın tarım işçisini doldurursan sonuç bu. Sabah kaza haberini duyunca, bunlar elma toplamaya gidenlerdir, demiştim. Öyleymiş, çoğu kadın on altı Akşehirli tarım işçimize mezar oldu elma bahçesinin yolu.
Yıllardır yollardayım, adam gibi bir trafik denetlemesi görmedim. Kazara rasgeldiklerim de, ehliyet ruhsat sormaktan öte gitmediler. Taşıta on numara yağ konuyormuş, taşıt lime lime dökülüyormuş, kimsenin umurunda değil. Sonuç, işte gözümüzün önünde, bakmaya yüreğimizin dayanmayacağı görüntüler.
Ya şehit askerlerimize ne demeli. Çözüm diye diye bir haller geldi başımıza. Tam da Ortadoğu halklarına özgü bir kalleşlikle vuruluyor askerlerimiz. Ortalık rengarenk çizgilerden geçilmeyince olan şehitlerimize oluyor, kim vurdu ya gidiyorlar. Arada bir birileri çıkıp, kanları yerde kalmayacak, dese de olan şehitlerimize ve geride bıraktıkları acılı yüreklere oluyor.