Fahri Kubilay
Biz iyilerimizi hayırla yâd ederiz.
Seydişehir’e ilk geldiğinde; “Meğer Devlet somutmuş “ diyerek bir başlık atarak yazmıştım yazımı.
Zaman su gibi akıp gitti. Seydişehir kaymakamı Sayın Tuncay Sonel, dört yıllık yasal kalış sürecini henüz tamamlamadan yani bir yıl daha erken olmak üzere Seydişehir’den ayrılıyor. Onun kaymakamlığı sürecinde Seydişehir’de ne yaptığını herkes çok iyi biliyor ama biz hatırlanması babından hafızalarda yer eden ve unutulmayacak çalışmalarının bazılarını tekrar hatırlayalım.
Daha önceki görev yaptığı yerlerde, “Hayırsever Desteği” adı altında projeler gerçekleştiren Kaymakam Tuncay Sonel, ilçemize gelir gelmez başlattığı ilk proje ise; “Yetim ve Öksüzleri Kayıt Altına Alıma” çalışmasıdır. Proje kapsamında; ilçe merkezimiz, kasaba ve köylerimizde tespit edilen yetim ve öksüz çocuklara devletin şefkat elini uzatması projesi ilk göze çarpan faaliyetiydi.
Kaymakam Sonel hayata geçirdiği sosyal projelerinde her yaştan insanın ihtiyaçlarını karşılarken, özellikle yaşlı ve bakıma muhtaç, engellileri de hiç unutmadı.
Seydişehir genelinde ihtiyaç sahibi olup, evlenmekte zorluk çeken gençlerin de imdadına yetişen Kaymakam Sonel, genç çiftlere düğün öncesi maddi ve manevi destek verirken düğün den sonra da çiftleri balayına gönderdi..
Seydişehir merkez, kasaba ve köylerinde yaşayan ihtiyaç sahibi ailelerden yeni bebeği olanlara, ilk altı aylık sürede olan tüm ihtiyaçlarını karşılayacak, altınlı armağan seti hediye edilerek beneklere; “Hoş Geldin Melek Sefalar Getirdin” denildi.
Kaymakamlık bünyesinde bir kaynak oluşturarak, Seydişehirli olup da dışarıda okuyan ve maddi imkansızlıklar çeken üniversite öğrencilerine, hayırseverlerin de desteği ile eğitim yardımları yapıldı.
Bu söylediğimiz iyilikler, yapılanların sadece az bir kısmıdır...
Kaymakam Tuncay Sonel, bunları yaparken, konforlu yaşamından asla ödün vermeyen, bir fakirin sofrasına dahi oturmamış, bir yetimin başını bile okşamamış, hasta ve yaşlı komşusuna bir gün de olsa hal hatır sormamış insanlar, Kaymakam Sonel’in bu tavırlarına “şov yapıyor” diyebildiler. Bu sözleri söyleyenlerin kendileri de keşke böylesi şovları yapabilselerdi ve bu tür iyiliklere imzalar atabilselerdi
Öksüzü, yetimi, yoksulu, yolda kalmışı, ihtiyaç sahibini özürlüyü, öğrenciyi, öğretmeni, memuru çalışanı emekliyi, esnafı, onların hiç birisinin dünya görüşüne bakmadan, onların yanında olan, onlara yol gösteren bir kaymakamı Seydişehirli çok sevmişti.
Daha önceki Seydişehir Kaymakamlarından olan Kemal İnan Bey’in millete yaklaşım tarzı, bizi bu makama yakınlaştırırken, bu makamı gönüllerimizde yüceltirken yeni Kaymakamımız Tuncay Sonel de bu anlayışı bir adım daha ileriye götürerek, makamının kapılarını Seydişehirliye açmış ve “buyurun oturun bu makamın gerçek sahibi sizlersiniz” demişti.
Bizden biriydi. Halktan biriydi. Gerçek halktı... Kendisini tanımayanlar onun bir kaymakam olduğuna asla inanmazlardır.
Kim onun hakkında ne der ise desin, bu kadar yetim, öksüz, yaşlı, özürlü, öğrenci onu asla unutmayacak ve ona olan dualarını asla eksiltmeyeceklerdir.
Belli siyasi çalışmalarla, milletvekili, belediye başkanı, müdür, amir olabilirsin ama asıl önemli olan insanların gönlünde yer alabilmek ve bunu başarabilmektir.
Böyle olur ise bunu başarabilir isen, ömür boyu hayırlarla yâd edilirsin, dualar alırsın.
Bizler de; hatasıyla sevabıyla, Seydişehir’de iz bırakan Tuncay soneli hayırla yad edeceğiz..
Gerisini başkaları düşünsün acaba onlar da hayırlarla yâd edilebilecekler mi?