Bodrum'un "kireç kokulu" evleri ziyaretçilerini bekliyor
Türkiye'nin ve dünyanın gözde turizm kenti Bodrum, yıllara meydan okuyan tahta kapılı, mavi pencereli, begonvil çiçekleriyle süslü kireç kokan asırlık bembeyaz evleriyle yeni sezona "merhaba" diyor- Mimar Güney:- "Turistler modern ev görmeye gelmiyor, tar
MUĞLA (AA) - ALİ BALLI - Türkiye'nin ve dünyanın gözde turizm kenti Muğla'nın Bodrum ilçesi, yıllara meydan okuyan tahta kapılı, mavi pencereli, begonvil çiçekleriyle süslü kireç kokan asırlık bembeyaz evleriyle misafirlerini bekliyor.
Zeytin, mandalina ve incir ağaçlarının gölgelerine sıralanan, kireçle kaplı Bodrum'un tarihi evleri, yıllara meydan okuyor. Bodrum'un tropik ağaç ve sarmaşıklarıyla kaplı dar sokaklarında görmenin mümkün olduğu kule, musandıralı ve sakız tipi Bodrum evleri, ilçeye gelen yerli ve yabancı turistleri etkisi altına alıyor. Tatil için Bodrum'a gelen turistler, bu evleri ziyaret edip fotoğraflarken, tatillerinin bir bölümünü de Bodrum evlerinde geçiriyorlar.
Mimarlığın gelişmediği dönemlerde yapılan ve bazı uzmanlar tarafından da "mimarsız mimari" olarak değerlendirilen Bodrum evleri, 60 ila 80 santimetrelik duvarları dolayısıyla sağlamlığını ifade etmek için "kale gibi ev" yorumlarına neden oluyor. Geçmiş dönemlerde ev içerisine ısınmak ve yemek pişirmek için yapılan taştan örme ocaklar da Bodrum evlerine ayrı bir hava katıyor.
Bitez sahilindeki evinde yaşamını sürdüren mimar Gürkan Güney, AA muhabirine, 50 yıla yakın süredir ilçede yaşadığını söyledi. Bodrum'da 45 yıl önce otel yapmak amacıyla bir arsa satın aldıklarını ifade eden Güney, şartların uygun olmaması nedeniyle, bu arsayı birçok kişinin yaşadığı meskene dönüştürdüklerini anlattı.
Bölgenin taş ve kule tipi evleriyle meşhur olduğunu belirten Güney, "İnsanlar bu evleri günlük yaşamlarını en iyi şekilde kullanabilmek için dizayn etmişler. Kule evlerin ikinci katlarında boşluğa açılan bir kapı vardır. Bu kapının yapılması, düşman saldırılarında ipi çekip kapının kapanarak evin daha korunaklı hale gelmesini sağlamak içindir." dedi.
Kule evlerinin yapımının yaklaşık 200 yıl öncesine dayandığına işaret eden Güney, şöyle konuştu:
"Bodrum'un meşhur kule evlerinin yapım yılı 200 yıl öncesine dayanır. Bu evler, yöre taşlarıyla yapılmıştır. Bazı evlerde özel sarnıçlar vardır. Onlar da taşlardan yapılmıştır ve değişik bir mimarisi vardır. Bu sarnıçların amacı yağmurları toplamaktır. Çatıların düz olmasının sebebi de yağmur toplamasından kaynaklanıyor."
Bodrum evlerini restore etmenin çok zor olduğuna işaret eden Güney, bu evlerin mimarisine sadık kalmak için yoğun çaba harcandığına dikkati çekti. Şimdiye kadar birçok Bodrum evini restoran ve kafeye dönüştürdüklerini belirten Güney, küçük bir bağ evini de lokanta olarak tasarladığını anlattı.
- "Tek odalı taş evler turistlerin hoşlarına gidiyor"
Bodrum'daki evlerin artık modern bir mimariye dönüştürüldüğünü belirten Güney, şöyle konuştu:
"Ben artık Bodrum evlerinin modern hale dönüştürülmesine üzülüyorum. Yeni yapılan binaların neredeyse yüzde 90'ı modern binalar. Bu kültüre özel bir yer ayrılması gerekiyor. Burada ona gayret etmek gerekiyor. Turistler modern ev görmeye gelmiyor, tarih görmeye geliyor. Onun için tek odalı taş evler daha çok hoşlarına gidiyor. Modern mimariler de olacak tabii ama bunun farklı bölgelerde uygulanması gerekiyor."
Güney, eski Bodrum evlerinin hava şartlarına uygun bir şekilde kalın duvarlarla çok sağlam bir şekilde yapıldığının altını çizdi. Evlerin 60-80 santim kalın duvarlarının olduğunu belirten Güney, "Bunlar Bodrum'un 'kale' gibi evleridir. O zamanların kalesi sayılır. Küçük mekanları çok işlevsel hale getirmişler." dedi.
Bodrum'da doğup büyüyen 52 yaşındaki Seval Doğan da babasının yaklaşık 60 yıl önce yaptığı Bodrum evinde oturmanın kendisine huzur verdiğini dile getirdi. Güney, "İnsanları da bu evlerin doğallığı ve kireçle boyanması cezbediyor. Evimiz beton değil kiremit çatı. Eski evler kışın sıcak, yazın da serin olması için tasarlanmış." dedi.
- "Kireçle boyalı evlere akrep de gelmiyor"
Evinin doğal güzelliğini hiçbir zaman bozmayacağını vurgulayan Doğan, şöyle devam etti:
"Mavi ve beyaz kireçle boyanması nedeniyle bu evlere aynı zamanda akrep de gelmiyor. Sebebi de akrebin kireç kokusunu sevmemesi. Biz de bu şekilde devam ettiriyoruz. İçerisinde ve dışında hiçbir şekilde boya kullanmıyoruz, sadece kireçle boyanıyor. Burası rahmetli babam tarafından hayvanları koymak için yapılmış ama sonradan hayvancılık bitip turizmcilik başlayınca, eve dönüştürüldü. Annemle ve babamla burada çok güzel anılarımız var. Bu evi bu şekilde korumaya devam edeceğim. Özelliğini bozmayacağım."
İlçeye gelen yerli ve yabancı turistlerin evine büyük ilgi gösterdiğini kaydeden Doğan, "Çinli bir çifti eve alıp onlara kahve ikram ettim. Eve girdiklerinde çok hoşlarına gitti. Mutfağımı da çok beğendiler. Bu yıl geldiklerinde yine ziyaret edeceklerini söylediler. Danimarka'dan gelen misafirlerimiz de var. Onlar da bize her yıl geliyorlar." dedi.
Bodrum evine sahip Sebahat Birol da Bodrum'da doğup büyüyen biri olarak, Bodrum evlerinden vazgeçemediğini ifade etti. Bu evlerde yaşamanın çok güzel bir duygu olduğunu ve herkese nasip olmayacağını düşündüğünü belirten Birol, "Eski Bodrum resimlerini gördüğümde, hayran kalıyorum. Benim yaşadığım evde dört kuşak yaşamış. Eski Bodrum evlerinin özelliği kışın sıcak, yazın da serin olmasıdır, üzerileri toprak olduğu için. Şimdiki evler çok küçük." diye konuştu.
Bodrum'un adını dünyaya duyuran kişinin "Halikarnas Balıkçısı" Cevat Şakir Kabaağaçlı olduğunu hatırlatan Birol, yaşadığı evi asla modern bir eve değişmeyeceğini kaydetti.
AA
Kaynak: