Bolu'da FETÖ'nün "çatı yapılanması" davası
Örgütün ildeki yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında açılan davada, 25'i firari, 45'i tutuklu 145 sanığın yargılanmasına devam edildi- Sanık Tarakçıoğlu:- "Bolu’da AK Parti’den sonra CHP’nin kuvvetli olduğu bilindiği için bu seçimlerde CHP’nin deste
BOLU (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY), "çatı yapılanması"na ilişkin, 25'i firari, 45'i tutuklu 145 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Bolu Ağır Ceza Mahkemesince özel olarak hazırlanan Belediye Nikah Salonundaki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yakınları ve avukatları katıldı.
Duruşmaya başkanlık eden Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Serkan Özalp, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyip örgüt ile ilgili tüm bildiklerini duruşma arasında mahkemeye anlattıktan sonra tahliye edilen Suat Tarakçıoğlu'nun verdiği ifadeyi okudu.
Özel oturumda ifadesi alınan Tarakçıoğlu'nun örgüt ile 1999 yılında yeğenlerini kaydettirmek için gittiği örgüte ait okulda Y.E. vasıtasıyla tanıştığını anlattığı belirtildi.
Tarakçıoğlu'nun, 17-25 Aralık süreci yaşandıktan sonra cemaati ve faaliyetlerini sorgulamaya başladığını vurgulayarak, "2014 yılı mart ayında yapılan yerel seçimlerde cemaatin fikri yakınlığı bulunan iktidar partisini değil de ondan sonra kuvvetli olan başka bir partiyi destekleme yönünde karar almaları ve bunu mensuplarına dikte etmeleri benim kopuşumda çok önemli bir köşe taşı oldu. Bolu'da AK Parti’den sonra CHP’nin kuvvetli olduğu bilindiği için bu seçimlerde CHP’nin desteklenmesi konusunda bize bildirimde bulunulmuştu. Ben bunu çok mantıklı bulmadığımdan fikri kopuşum hızlandı." ifadesini kullandığı aktarıldı.
Sohbetlere gitmemeye başlaması üzerine örgütün içinde aktif rol oynayan bazı iş adamlarının kendisini sık sık ziyaret etmeye başladığı bilgisini veren Tarakçıoğlu'nun şunları söylediği kaydedildi:
"Tutuklu sanık Erol Altıntaş, siyasi irade ile cemaatin çekişmesinde cemaatin haklı olduğunu anlatmak için bizzat dükkanıma gelmişti. Benim o aşamada kopuş sürecinde olduğumu bildikleri için beni bir anlamda elde tutmaya çalışmaktaydılar. Ben Bolu yapılanmasında firari sanıklar Adnan Daylan, Yıldırım Yılmaz, Mehmet Gökçek, Mustafa Erdoğan ile tutuklu sanıklar Erol Altıntaş, İbrahim Ergül, Davut Alcı, Selman Akkaya, Ahmet Nuri Gürsoy, Şafak Teke, Harun Savcı ve Mustafa Onurlu'nun ana mütevelli olduklarını bilirim. Ana mütevelli olanlar doğrudan il imamıyla toplanıp kararlar alabilen ve kendi aralarında toplanabilen, ayrı gündemleri olan bir gruptu."
Polat AŞ'nin örgüt tarafından eğitim faaliyetlerini organize etmek için kullandığını dile getiren Tarakçıoğlu'nun, şirketi idare eden kişilerin il imamı ile onun muhasebecisi olduğunu, sermaye sahiplerinin ve sermayedarlarının sadece kağıt üstünde görüldüğünü aktardığı vurgulandı.
- 780 bin liralık hissemi bedel almadan devrettim
Tarakçıoğlu'nun, Polat AŞ'deki hisselerini 2014 yılının sonunda Ahmet Nuri Gürsoy’a devrettiğinin altını çizerek, şöyle devam ettiği belirtildi:
"O dönemde şirketin muhasebecisi olan tutuklu sanık Murat Aktaş bana 'bari şirketin genel merkezini bir görseydin' diyerek ilk defa beni o zaman genel merkeze götürdü ve yemek ısmarladı. 2014 yılında cemaatin içerisine siyasetin ve gıybetin girdiğini görünce tamamen ilişkilerimi kestim. Şirket hisselerini devir etmem de bu sebepledir. Zira bağımı tamamen koparmak istemekteydim. Şirket hisselerimi devrettiğim kişiden devir bedeli almadım. Hatta firari sanık Mustafa Çaka bir ara gelip bana satmış olduğum hissenin nominal değerinin 780 bin lira olduğunu ve sorulması durumunda bunu elden alarak harcadığımı beyan etmem gerektiğini söyledi."
- "Bereket getirmesi için 1 dolar dağıtıldı"
Verdiği ifadede Mustafa Çaka'nın bir ara Amerika'ya gittiğini ve dönüşte yanında çok sayıda 1 dolar getirdiğini anlatan Tarakçıoğlu'nun, "Bereket getireceğini söyleyerek ilde bulunan mütevelli ve ana mütevelli grubuna bir dolar şeklinde dağıttığını biliyorum. Bana da bir tane 1 dolarlık banknot vermişti. Fakat bu banknotun 'F' serisi olup olmadığını hatırlamıyorum. Zira önemsemeyip almıştım. Bu para dağıtma işleminin hangi tarihe denk geldiğini şu an hatırlayamıyorum, 17-25 Aralık süreci sonrası da olabilir." değerlendirmesinde bulunduğu bildirildi.
Tarakçıoğlu'un ifadesinde, özellikle örgütün okullarında çalışan ya da kamu kurumlarında görev ifa eden şahısların çocuklarının isimlerinin ve aynı şekilde açılan kurumlar ile işletmelerin isimlerinin de ABD'deki örgüt lideri tarafından belirlendiğini bildiğini kaydettiği vurgulandı.
- Fetullah Gülen'in gönderdiği takkeler var
Örgüt elebaşı Fethullah Gülen'in bazı şahıslara takke gönderdiğini de ileten Tarakçıoğlu'nun, "Selman Akkaya kendisinde Fethullah Gülen tarafından gönderilen bir takke bulunduğunu bana ikili sohbetimiz sırasında ifade etmişti. Harun Savcı ve Selman Akkaya’nın Amerika’ya gitmiş olabileceklerini tahmin ediyorum. Zira örgütsel motivasyonun arttırılması için bu tarz faaliyetler yapılmaktaydı." dediği aktarıldı.
- Bolusporlu futbolcularla sohbet düzenledim
Kendisinin 2007-2008 yıllarında Boluspor'daki futbolcularla sohbet yapmaya başladığını belirten Tarakçıoğlu'nun şunları söylediği kaydedildi:
"Büyük bölgeci olan E.K. isimli şahsın talimatı doğrultusunda Boluspor futbolcularıyla sohbet yapmaya başladım. A.A. isimli beden eğitimi öğretmeni bu sohbeti veren kişiydi. Ben de sohbetin organizasyonu ile ilgilenir meyve, tatlı, maklube gibi ikramları organize edip götürürdüm. Bu sohbetler 2 yıl boyunca devam etti. Futbolcuların tamamı katılmaktaydı."
Tarakçıoğlu'nun ifadelerinin sanıklara okunmasının ardından tanıkların dinlenilmesine başlandı.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen firari sanıklardan Ömer Faruk Zorlu'nun eski eşi M.B.B, uzaktan akraba oldukları için görücü usulü evlendiklerini anlatarak, "Evlendikten sonra kendisinin örgüte üye olduğunu anladım. Sık sık toplantılara gidip evde de toplantılar düzenlerdi. Bir defasında 'abi' olup olmadığımı sordum. 'Olayım mı?' dedi. Ne değişeceğini sordum. Eve akşamları geç geleceğini, evleri kontrol edeceğini söyledi. Ben de kabul etmedim." dedi.
M.B.B, Zorlu'nun yurt dışında yüksek lisans yaparken de örgütün evlerinde kaldığını belirterek, "Zorlu, Japonya'da yüksek lisans yaptı. Bana, burada iken örgütün evlerinde kaldığını söylemişti. Şimdi de Japonya'da olduğunu duydum. Bankaya ilişkin işlemler başladığında, 'Bankamızı batırıyorlar. Benim destek olmam gerek' diyerek destek olmak için düğünde takılan altınları satmak istedi. Ben buna müsaade etmedim. Bu nedenle tartıştık ve ondan sonra ondan ayrıldım." ifadesini kullandı.
Eski kayınpederi D.Z.'nin de örgütü destekleyen hal ve hareketleri olduğunu ileri süren M.B.B, "Aile meclisi içindeki konuşmalarında sürekli örgütün lideri Fetullah Gülen'i ve örgütün faaliyetlerini övüyorlardı. Bu nedenle örgütten olduğunu değerlendiriyorum." diye konuştu.
Bir dönem Bolu'da "küçük bölgecilik" yapan E.Y. de duruşmaya SEGBİS ile bağlanarak tanıklık yaptı.
E.Y, 2012 yılında Bolu'ya üniversite eğitimi almak için geldiğini ancak devlet yurdu çıkmadığı için örgüte ait evlerde ikamet etmek zorunda kaldığını savundu.
Öğrenci olarak girdiği örgüt evlerinde sırasıyla ev ablalığı ve bölge talebe sorumlusu olduğunu anlatan E.Y, "Bu süreçte ilk olarak tutuksuz sanıklardan N.A. ile tanıştım. Kendisi evlere sohbet vermeye geliyordu. Bu dönemde büyük bölge talebe sorumlusuydu. Daha sonrasında yurtların maneviyat sorumlusu olarak görev aldığını biliyorum. Benim son sınıfta evlilik için eşimle tanışmama da vesile oldu. Firari sanık Naciye Yurul 'mezuncu' olarak görevliydi. Üniversite mezunlarının istihdamını, evliliğini ve diğer işlerini takip ediyordu. Benim evleneceğim kişiyi de bu şahıs bulmuştu. Nuray Ataoğlu aracı olmuştu. Naciye de evleneceğim şahsı bulmuştu. Asker olan eşimle 7 Kasım 2015 tarihinde ilk defa tanıştırıldım. Eşimle tanıştıktan sonra diğer görevlerim sona erdi." dedi.
Mahkeme başkanı, dinlenilmeyen tanıkların dinlenilmesinden vazgeçilmesine kararı vererek, duruşmayı sanıklar ile avukatlarının tevsii tahkikat taleplerini iletmesi için 23 Şubat tarihine erteledi.
- İddianameden
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 120 sayfalık iddianamede, firari sanıklar Adnan Daylan, Cuma Kartal, Suat Türkoğlu, Mustafa Çaka, Ahmet Çelebi ile tutuklu sanıklar Şevket Kahraman, Ali Osman Çelik ve Emin Sinoplu hakkında, "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçlamasıyla, 15'er yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, 137 sanık hakkında ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla, 7 yıl altışar aydan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
AA
Kaynak: