Bolu'da FETÖ/PDY davası
AİBÜ'deki FETÖ yapılanmasına ilişkin haklarında dava açılan, eski rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun'un da aralarında bulunduğu 77 akademisyenin yargılanmasına devam edildi- Tutuklu sanık Murat Özkan:- "Estonya gezisini Bolu Sanayici ve İş Adamları Derneği içi
BOLU (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Abant İzzet Baysal Üniversitesindeki (AİBÜ) yapılanmasına yönelik haklarında dava açılan 10'u firari, 29'u tutuklu 77 akademisyenin yargılanmasına devam edildi.
Bolu Adliyesindeki mahkeme salonlarının yeterli olmaması nedeniyle Bolu Belediyesi Nikah Salonu'nda devam eden duruşmaya, geniş güvenlik önlemleri altında getirilen tutuklu 29 akademisyen, daha sonra kendileri için ayrılan bölüme geçti.
Bolu Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya, aralarında eski rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun'un da bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar da katıldı.
Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan AİBÜ Bolu Meslek Yüksek Okulu eski müdür yardımcısı Murat Özkan, ifadesinde atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan etti.
Özkan, telefon hattı üzerinde ByLock tespitinin yapıldığı, AİBÜ Rektörlüğünün araştırma raporunda aleyhte tespitlerin yer aldığı, MASAK raporunda tespitlerin yer alıp banka hesaplarında şüpheli hesap hareketlerinin olduğu, aktif Bank Asya hesabının bulunduğu ve bankaya destek olmak amacıyla çektiği 50 bin lirayı Bank Asya hesabına yatırdığı, her iki çocuğunu da örgüt ile iltisaklı olan Özel Fatih Kolejine gönderdiği, örgüt ile iltisaklı Bolu Sanayici ve İş Adamları Derneği ile Küresel Doktorlar Derneğinde üyeliklerinin bulunduğu, Kimse Yok Mu Derneği ile FETÖ ile ilgili soruşturmaları devam eden şüphelilere para gönderdiği, Avrupa Birliği Projeleri kapsamında proje hazırlayarak, genelde örgüte yakın kişileri dahil ettiği ve bu projelerde yapıya müzahir şirketlerle çalışarak bir proje kapsamında yaptıkları Estonya gezisindeki katılımcılarının çoğunun da bu doğrultuda soruşturmalara konu edilmiş kişiler olduğu için hakkında soruşturma açıldığını kaydetti.
İfadesinde ByLock'u indirmediğini, kullanmadığını ve kimsenin de indirilip kullanılmasına da müsaade etmediğini ileri süren Özkan, "Bu programı kullanarak iletişime geçtiğim kişiler ve mesajlarımızın içeriğinin belirlenmesini istiyorum. ByLock kullandığım iddia edilen telefonun IMEI numarası ile benim telefonumun IMEI numarası eşleşmiyor. MİT’in hackerlik yaparak elde ettiği ByLock kayıtlarının mahkeme tarafından delil olarak kabul edilmesini doğru bulmuyorum. Bunun uluslararası anlaşmalar gereği bu programın servis edildiği server tarafından gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Özkan, ByLock’un altyapısının akademisyenler ve alanında uzman kişiler tarafından çözümlenerek elde edilen bilgilerin bu şekilde mahkemeye sunulmasını istediğini belirterek, "Bu inceleme sonucunda benim kimlerle iletişim sağladığım ve mesajlaşmalarımızın içeriğinin görülerek yargılamanın bu şekilde yapılmasını talep ediyorum." şeklinde konuştu.
- İddiaları reddetti
Avrupa Birliği Projeleri kapsamında yaptıkları Estonya gezisine örgüte yakın kişileri dahil ettiği iddialarını da reddeden Özkan, "Estonya gezisini Bolu Sanayici ve İş Adamları Derneği için hazırladım. O dönemde projeye dahil olabilmem için dernek üyesi yapıldım. Geziye katılan kişileri bu dernek belirledi. Ben sadece projenin yürütücülüğünü yaptım. Ben Bolu’da 20 tane proje hazırladım bu projelerin hiçbirinde sıkıntı yaşamadım." ifadesini kullandı.
Özkan, kendisine Bank Asya ve diğer bankalar üzerinden gönderilen paraların da hazırladığı Avrupa Birliği Projeleri kapsamında gönderildiğini ileri sürerek, "Hazırladığım projeler kapsamında projeye katılacak kişiler bazı masrafları bana gönderdi. Ben de bu paraları ilgili yerlere, seyahat acentelerine ve hava yolu şirketlerine gönderdim. Bu projelere dahil olan ve bana para gönderen kişilerle benim çalıştığım seyahat acentelerinin FETÖ ile ilgisinin olduğunu bilmiyordum. Ben Bank Asya’ya örgütün çağrısına uyduğum için değil işlerim gereği para yatırıp çektim." şeklinde konuştu.
Kendisinin örgütün öğretmenlerden sorumlu abisi olduğu iddialarına da yanıt veren Özkan, "Benim öğretmenlerden sorumlu abi olduğum iddia edilmiş. Benim daha sonra da bu görevi Davut Alcı’ya teslim ettiğim belirtilmiş. Ben Davut Alcı’yı öğretmen olduğu için tanırım. Onun dışında bir tanışıklığım yoktur. Ayrıca benden daha yaşlı olan birine görev vermem uygun olmazdı sanırım. Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum." diye konuştu.
- FETÖ elebaşı Gülen'in doktoru ile 108 kez görüşmüş
Daha sonra dinlenen tutuklu sanıklardan Mevlüt Kurt ise FETÖ ile hiçbir ilgisi ve alakası olmadığını öne sürdü.
Hakkında ifadede bulunan Mehmet Fatih Özlü'nün kendisine iftira attığını ifade eden Kurt, "Benim kendisini Hacettepe Üniversitesinde iken Tıpta Uzmanlık Sınavlarına girme noktasında takip ettiğimi belirtmiş. Ben kendisi ile o dönemde tanışmadım. Bu ifade doğru değildir. Bolu'ya 2013 yılında geldim. Ben Bolu’ya geldiğimde onun ifadesine göre kendisi yurt dışındaymış o nedenle Bolu’da da karşılaşmadık. Belki çok kısa bir süre beraber çalıştık." dedi.
Kurt, evinde bulunan CD ve kitaplar ile teşekkür belgelerinin çocuğuna ait olduğunu ve eğitim gördüğü Fatih Koleji'nden verildiğini de sözlerine ekledi.
Mahkeme heyeti, Kurt'un telefon HTS kayıtlarını okuyarak, Murat Özkan ile 378, FETÖ lideri Fetullah Gülen'in doktoru olduğu ileri sürülen Mehmet Yazıcı ile de 108 defa telefonla görüştüğünün tespit edildiğini bu görüşmelerinin içeriğinin ne olduğunu sordu.
Kurt, Murat Özkan ile yaptığı görüşmelerin Özkan'ın üzerinde çalıştığı bir proje hakkında olduğunu, Mehmet Yazıcı ile de annesi ve amcasının sağlık problemleri nedeniyle görüşmüş olabileceğini belirtti.
Tutuksuz sanıklardan Semahat Ahmetoğlu Duran da üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirterek, "Eşimden dolayı oluşan ön yargı nedeniyle burada olduğumu düşünüyorum. Cezanın ve suçun şahsiliği ilkesinin ihlal edildiğini düşünüyorum." dedi.
Duran, banka hesapları ve çocuklarının eğitimi ile eşi Arif Duran'ın ilgilendiğini belirterek, "Oğlumuz doktor olmak istiyordu. Bolu’da bulunan Fatih Kolejini bitirdikten sonra uygun bir liseye yerleşemediği için Düzce’de bulunan ve örgüte ait olan Özel Fen Lisesine gönderdik. Bankaya destek olmadık. O dönemde ben ve oğlum için hac kaydı yapmıştık. Ben de elimde bulunan tasarrufları bu nedenle bankaya yatırdım." ifadesini kullandı.
Hacer Karagülle isimli bir kişinin düzenlediği örgüt toplantılarına katıldığını da reddeden Duran, "Ben ayda 8-10 nöbet tutan bir hemşireyim. Eşime ve oğluma bile vakit ayırmakta zorluk çekiyorum. Sohbet grubuna nasıl gideyim. Suçlamaları kabul etmiyorum." şeklinde konuştu.
Duruşma, yarın diğer sanıkların dinlenilmesiyle devam edecek.
AA
Kaynak: