Bölünmede yeni trendler

Bölünmede yeni trendler

“Kürt/Türk” diye bölündük, kesmedi...

“Liberal/Cumhuriyetçi” diye bölündük, tutmadı... “Alevi/Sünni” diye bölündük, uymadı... “Darbeci/demokrat” diye bölündük, olmadı... “Laik/şeriatçı” diye bölündük, modası geçti...

Ve işte en son bölünmemiz:

“Askerciler” ile “Polisçiler” bölünmesi... 

Türkiye’de artık iki kesim var:

“Rejimin teminatı askerdir” diyenler ile “Rejimin teminatı polistir” diyenler...

* * *

Hani kapatılan Refah Partisi’nin ortaya attığı “Herkes kendi inancının gerektirdiği hukuk sistemine göre yargılansın” tezi vardı ya...

Hani adına “çok hukukluluk” denilen o meşhur tartışma...

İster misiniz, şu “Askerciler” ve “Polisçiler” bölünmesi, “çok hukukluluk” tezini yeniden alevlendirsin...

Mesela “Rejimin teminatı askerdir” diye inananlar askeri mahkemelerde, “Rejimin teminatı polistir” diyenler ise sivil mahkemelerde yargılansın...

Böylece askeri mahkemelerin kararına “İşte en doğru karar” diyenler ile sivil mahkemelerin kararına “Asıl en doğru karar bu” diyenler arasındaki muazzam ihtilaf çözülmüş olmaz mı?

* * *

Şaka bir tarafa...

Galiba en iyisi “Ne günlere kaldık ey gazi hünkâr” şiirini okumak...

Kardeş Türküler’in türbanlı gitaristine 

Sevgili türbanlı gitarist kardeşim...

Geçen gece Kuruçeşme Arena’da sizin grubun, yani Kardeş Türküler’in konserine geldim...

Sen sahnede en arkada, biri sakallı iki erkek gitaristin arasındaydın...

Başında türbanın, elinde gitarınla Kardeş Türküler’in içinde eriyip gitmiştin...

Yadırganmıyordun... Bir yabancılaştırma efekti yaratmıyordun... Grubun öz evladı gibiydin...

* * *

Sevgili türbanlı gitarist kardeşim...

Sahnede seni fark edince, nedense, bende bir kıvanç, bir gönenme, bir gurur duyma, bir coşma hali baş gösteriverdi...

Dedim ki: Tamamdır... İşte budur!

Çünkü...

Sevgili kardeşim, senin dün gece Kuruçeşme Arena’da, binlerce hakikatli dinleyicinin önünde, Kardeş Türküler Grubu’nun Arapça, Ermenice, Kürtçe kardeşlik türkülerine gitarının tellerine vurarak eşlik etmen, türban özgürlüğü konusunda 25 yıldır atılan politik nutukların hepsinden daha üstündür.

Düşünsene:

O nutuklardan hangisi, senin türbanı normalleştirdiğin kadar normalleştirebildi ki?

Hatta bırak normalleştirmeyi, o nutuklar nedeniyle “türban düşmanlığı” daha da artmadı mı?

* * *

Sevgili türbanlı gitarist kardeşim...

Senin Kuruçeşme Arena’da Kardeş Türküler Grubu içinde sahneye çıkman, Hayrünnisa Hanım’ın türbanıyla Çankaya’ya çıkmasından çok daha büyük tebliğdir...

Çünkü...

Sen o gece varlığının diliyle türban bayrağını, sizin grubu dinlemeye gelen binlerce insanın gönüllerine dikmeyi başardın...

Türbanı zerre kadar öne çıkarmadan... Dünyanın en olağan görüntüsünü veriyormuş gibi... O muhteşem grubun içinde eriyerek... Milim ileri çıkmadan... Milim geri durmadan...

Unutma: O bayrağın Çankaya burçlarına dikilmek yerine, gönüllere dikilmesi gerekiyor...

İşte bu yüzden sevgili kardeşim, vur gitarının teline binlerce mağdur kardeşin için... Vur gitarının teline kalpleri yumuşatmak için... Vur gitarının teline kardeşliği tesis için... Vur gitarının teline özgürlük için...  

Ahmet HAKAN - Hürriyet