19602dan sonra bu gemide çok delik açtılar. Ama onlar, delik açanlar bu gemide hiç  yoktular. İçimizden bazıları şahsi menfaatleri, beklentileri, siyasi ikballeri için dışardakilerle işbirliği yaptılar.

  Oyun kuranlar formülünü ne kolayda bulmuşlardı. Zayıf siyasi otoriteler, müktedir olamayan hükümetler oluşturup, kaos ortamları, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa neden oldular.

  Kendilerinin her istediğini artık yapamaz duruma gelen ve SSCB-Rusya ile ilişkiler kurmaya başlayan DP iktidarını bir günde alaşağı ettiler.

  Sonunda bizleri  42 yıl koalisyon hükümetlerine mahkum ettiler. Her birinin ortalama ömrü 1,5 yıl olan zayıf  hükümetlerle  hangi sorun çözülür, hangi proje hayata geçirilebilirdi.

  1960-1980 Yılları arasında yaşanan sağ-sol terör olaylarında beş  bin vatan evladı ömrünün baharında  hayatlarını kaybettiler. Sonrada bir sağdan bir soldan astılar.

  10 Ekim 2015 günü Ankara Garı önünde, ‘Bu meydan kanlı meydan!’ diyerek halay çekenler patlamadan  10 saniye önce kanlı meydan olacağını nasılda bilmişlerdi. Orada  daha önce bir kişi  öldürülmemişti. Geçmişte Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde çok kanlı meydanlar oluşturmuşlardı.

  Yurt dışına çıkan kendi insanımız gittiği her ülkede beşinci sınıf  insan muamelesi görüyordu.  Kendisine ‘nerelisin?’ diyen,  soran olmaması için başını yere eğerdi.  Şimdi,‘TÜRKİYELİYİM, TÜRKİYELİYEM’’ diyor. Karşılayanlarda, ‘One minute, one minute’ diyor.

  1960-2002 yılları arasında, kendi harman yerimizde  bu ülkenin  çocukları çok dirgen, yaba, soba yedi. O yılların gözü yaşlı çocukları gün geldi  ülkesine, ülke insanına sahip çıktı. Bir daha kendi harman yerimizde dirgen, yaba ve sopa yememek için çalışıyorlar.

  Yüzbinlerce hizmet erinin  makam, şan, şöhret beklentisi olmadan, gece gündüz, soğuk sıcak demeden, yılmadan, yorulmadan çalışmasının nedeni halkının huzuru, ülkesinin istikrarı içindir.

  1960-2002 yılları arasında enflasyon ve faizler  çok yüksekti. Sabah zam haberleri ile uyanır, akşam zam haberleri ile başımızı yastığa kor ve uyuyamazdık. Aç ve açıkta olan kardeşlerimizi düşünürdük. ‘’ Ne olacak bu memleketin hali?’’ derdik.

  Anneler çocuklarına süt ve mama alamıyordu. Babalar evlerine ekmek götürmekte zorlanıyorlardı.

  1960-2002 Yılları arasında kişi başına düşen milli gelir Afrika ülkelerinin ki kadardı.  Son 13 yılda 3-4 katına çıktı. Hizmette hiçbir partili ayırımı yapılmadı. 13 yıl da, evi olmayanın bir evi,  ikinci, üçüncü evi oldu. Otomobili olmayanın bir, iki otomobili oldu. CHP linin, MHP linin, HDP lininde oldu,  Akparti linin de oldu.

  30 yıldır ülkemizde yaşanan terör olayları her zaman belirsizliğe neden oldu. Son 5 ayda terörle mücadelede büyük mesafe alındı. 1 Kasım,  bu emeğin heba olmaması ve bölgemizde yaşanan ateşin bizleri de  sarmaması, yakmaması için çok önemlidir.

  7 Haziran’dan sonra dövizde ki yükseliş karşısında iç piyasa ürettiği, sattığı ürüne zam yapmamak için direniyor. 1 Kasım da herkes Akparti’nin tek başına iktidar olup olmayacağını  bekliyor.   Olursa, dövizde yaşanacak düşüş nedeniyle zamlar olmayacak. Olamaz ise döviz yükselişi devam edeceğinden zamlar sıraya girecek.

  Sadece Akparti’ ye oy verenlerin  tüketecekleri  değil, CHP, MHP, HDP ye oy verenlerin alacakları, tüketecekleri  ürünlerde  bu zamlardan nasibini alacak.

  1 Kasım Türkiye’yi  2019 a taşıyacak, götürecek yol ve tünelin başıdır. 1 Kasım Türkiye’yi 2023 yılına, tünelin ucuna, ufka, ışığın göründüğü yere götürecek yolun başıdır.

   2023, kendilerini dünyadan büyük zanneden beş büyüğün  esaret zincirinden, müdahalesinden,  emrinden kurtulacağımız  100. Yılın adıdır.

  7 haziran günü bir tökezledik ertesi sabah ne kadar dev proje varsa hepsine durdurma davası açıldı. 1 Kasım’da eğer bir zafer elde edemez isek Yeni Türkiye’ye diz çöktürmüş olacaklar.

  Mesele sadece Akparti meselesi değil, mesele memleket meselesi, Türkiye meselesidir. Amaçları,  güçlü ‘Yeni Türkiye’nin önünde sarsılmaz  kale gibi duranları bertaraf edip ‘Eski Türkiye’ ye çevirmek. Amaçları ağırlığı  49 kg olan obez Türkiye’yi, geçmişte belirledikleri 48 kg cılız Türkiye’ye çevirmektir.

  1 Kasım’da bir parti tek başına iktidar olamaz ise bu gemi su alır. Geminin içerisinde 80 milyondan ıslanmayan hiç kimse kalmaz. Ben bizim insanımızın ferasetine, hafızasına ve sağ duyusuna güveniyorum.  Allah(cc) var, keder yok!